Yalçın AKDOĞAN
Başarılı liderlik, büyük sorunları yaşanmadan önce sorun olmaktan çıkarmaktır. Yani başarı, hem kriz çıkarmamaktır, hem de dahliniz dışında, harici faktörlerin etkisiyle ortaya çıkan krizleri en az zararla atlatacak şekilde idare edebilmektir. 2000'deki krizler kendi kendimize ürettiğimiz, olmasını engelleyemediğimiz ve iyi de yönetemediğimiz krizlerdi. 9-10 yıl sonra yaşanan küresel mali kriz ise bizim dışımızda gelişmesine rağmen, iyi bir performansla başarılı bir şekilde yönettiğimiz ve en az hasarla atlattığımız bir kriz oldu. Meseleleri, büyük soruna dönüşmeden önce hal yoluna koymak asıl başarıdır ama bunlar gereken takdiri almazlar ve görünür bir toplumsal tepkiyle karşılanmaz. Bu durum özellikle güvenlik güçlerinin önceliyici hizmetlerinde daha somut bir şekilde kendisini gösterir. Büyük çapta patlayıcılar ele geçirilir, canlı bombalar yakalanır, kimse aldırış etmez. Ama bunlardan bir tanesi sonuca ulaşırsa, büyük bir başarısızlık olarak yansıtılır.
Örneğin geçen haftaki feribot olayında bomba patlayıp onlarca kişi hayatını kaybetse, herkes 'niçin gereken müdahalenin yapılmadığı'nı tartışacaktı. Bombacı teröristin etkisiz hale getirilmesi ise bazı kesimlerce bir başarı olarak görülmenin ötesinde eleştirilen bir konuya dönüştürüldü.
Seçimden önce strateji değiştiren PKK, Devrimci Halk Savaşı adı altında yeni bir kalkışma başlattı. Eş zamanlı olarak DTK, HPG, BDP farklı hamlelerle bunu destekleyici adımlar attılar. Amaç, Arap Baharı gibi Güneydoğu'da bir isyan başlatmak ve PKK'nın ütopyasını terör ve başkaldırı ile hayata geçirmekti. KCK operasyonları bu ham hayalleri akamete uğrattı. Bugün bir kısım tutuklamalar tartışılıyor. Eğer bunlar olmasaydı bugün farklı konuları tartışıyor olabilirdik. Sokakları savaş alanına çeviren örgüt yandaşları, silahlı unsurlarını ve milislerini şehirlerde etkin hale getiren terör örgütü, iç çatışmalar ve kaos... Önü alınamayacak terör ve şiddet olayları, şehirlerdeki kamu binalarının toplu olarak basılması, ilçelerin işgal edilmesi, farklı kesimlerin ve kamu görevlilerinin linç kampanyalarına maruz kalması... Devrimci Halk Savaşı denilen olgu, dayatmayla bir oldu bitti oluşturmayı amaçlıyordu. Böyle bir durumun yaşanması halinde insanlar 'nerede bu devlet' diye bağaracaklar, hükümetin basiretsizliğini eleştirecekler, yöneticileri yerden yere vuracaklardı. Nitekim KCK'nın halk üzerindeki baskılarının artması sebebiyle bir çok vatandaş devletin varlığını sorgulamaya, PKK'nın baskı ve zulümlerinden dert yanmaya başlamıştı. Şu an PKK'nın psikolojik çöküntü yaşamasının sebebi, çok ümitli oldukları bir hamlenin boşa çıkartılmış olmasındandır. Bu operasyonların ihtimaller üzerine değil, göz yumulamayacak fiili eylem ve girişimler üzerine yürütüldüğü aşikardır. Nitekim örgüt bir çok ilçeye işgal ve imha amaçlı saldırılar gerçekleştirmiş ama netice alamamıştır. Toplumsal provokasyonlar da amacına ulaşamamıştır.
Başbakan Erdoğan'ın KCK operasyonlarını eleştiren BDP'lileri teröre destek vermekle suçlaması ifade özgürlüğünü kısıtlamak değil, terörün teşvik edilmesinin yanlışlığını vurgulamak içindir. Terör ve terörizm konusunda bir kanıksama durumu yaşanması, terörün kendisinden daha tehlikelidir. Devletin terörle mücadelesindeki bir kısım uygulamalarını partiler eleştirebilirler, operasyon üzerinden yorumlar yapabilirler. Ancak terör eylemlerini teşvik eder ve över gibi söylemlerin artması kaçınılması gereken bir durumdur. Eğer siz bombayla feribot kaçırıp, sivil vatandaşların hayatına kasteden birisini 'kahraman' ilan ederseniz, sivilleri öldüren canlı bombayı mücahid gibi kutsarsanız, doğrudan terörizme çanak tutan, terörü destekleyen bir tutum takınmış olursunuz. Bunun dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde kabul edilmesi mümkün değildir. BDP'lilerin terörist cenazelerinde ortaya koydukları tavırlar meselenin insani zemini aştığını, terörizmi meşrulaştıran bir siyasi tavıra dönüştüğünü gösteriyor.
Kürt meselesinin çözümüne samimi olarak destek veren demokrat kalemlerin BDP'nin terörizmi normalleştirmeye çalışan bu hallerine ses çıkarmamaları Türkiye'deki demokrasinin gelişimine katkı yapmamaktadır. Öcalan'ın bile legalle illegalin birbirine karıştırılmamasını söylediği, silahlı örgütle siyasetçinin farklı kulvarlarda farklı işler yaptığını vurguladığı bir ortamda sağduyu sahibi yazarlardan beklenen kendisini PKK ve KCK içinde konumlandırarak terörizmi meşru bir yöntem gibi kanıksatmaya çalışanlara da eleştiri getirebilmeleridir.
BDP yöneticileri örgütün kan akıtan eylemlerini eleştirmek yerine himaye eden bir tutum içindedirler. Daha fazla insanın örgütü sahiplenmesiyle örgütün terörist vasfını ortadan kaldıracağı yanılgısına düşmektedirler. Demirtaş'ın 'bizi de tutuklayın, bizi de yargılayın' kampanyası, bugüne kadar izledikleri dayatmacı yaklaşımın sonuç alınamayacak yeni bir versiyonudur. KCK'nın illegal faaliyetleri amacına ulaşsaydı bugün Kürt sorununun konuşulabileceği bir zemin kalmaz, demokratik çözüm alanı da tamamen yok olurdu.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019