Yalçın AKDOĞAN
Siyasi tezgah ve provokasyon mahsulü olan kanlı olaylar, adi suç ve asayiş meseleleri gibi değerlendirilemezler. Aydın/gazeteci suikastlarıyla ilgili yargılamalardaki tetikçi cezalandırmaları, bu yüzden bir türlü toplumun adalet duygusunu tatmin etmez. Gazi, Maraş, Başbağlar, Çorum, Sivas olayları gibi tezgahlar siyaset mühendisliğinin parçalarıdır. Nitekim 28 Şubat’a giden süreçte gerçekleşen Madımak ve Gazi olayları derin hesapları, kirli ilişki ve işbirliklerini göstermiştir. Sivas’tan 3 gün sonra gerçekleşen ve PKK’nın intikam eylemi olarak adlandırdığı Başbağlar katliamı terör örgütünün de bu tezgahın parçası olduğunu göstermektedir. Madımak’la ilgili gelişmelerin toplumsal vicdanı kanatmaya devam etmesi, daha derin bir ameliyatı, daha derin bir sorgulamayı gerekli kılmaktadır. Tahrike kapılan ve kullanılan aktörler üzerinden süreci değerlendirmek büyük resmi gözardı etmek anlamına gelir.
Öncelikle şu hususu vurgulamak durumundayız: Madımak’ta ve o günlerde gerçekleşen bu tür olaylarda insanların vahşice katledilmesi büyük bir zulümdür, alçakça bir gaddarlıktır. Yaşam hakkı dini, mezhebi, etnik kökeni ne olursa olsun herkes için kutsaldır. Mazlumun veya zalimin aidiyeti üzerinden yapılan her türlü okuma yeni haksızlıklara kapı açar. Biz, kim olursa olsun mazlumdan yana, kim olursa olsun zalime karşı olmak durumundayız. Masum insanların, siyasi tezgahlarla tehdit ve tehlike olarak gösterilmesinin veya adil olmayan yargılamalarla haksızlığa uğramasının da eleştirilmesi gerekir.
Adalet duygusuna yönelik güven oluşmamasının sebebi, öncelikle bu olayın gerçek faillerinin bulunduğuna ve cezalandırıldığına dair bir kanaatin oluşmamasıdır. 131 kişinin yargılandığı bu davada 34 kişi ağırlaştırılmış hapis (idamdan dönüştürülen), 1 kişi 20 yıl, 1 kişi 15 yıl, 3 kişi 14 yıl, 1 kişi 11.5 yıl, 36 kişi 7.5 yıl, 1 kişi 6 yıl, 2 kişi 5 yıl hapis cezası almıştır. 5 sanık hakkında zaman aşımı nedeniyle dava düşürülmüştür. Sanıklar, eski TCK’nın 146/1 ve 146/3 maddelerinden yani anayasal düzeni değiştirme suçundan ceza almışlardır.
Olayı tertipleyenler, tezgahlayanlar, provoke edenler ortaya çıkarılmamıştır. Siyaset mühendisliğine soyunarak Alevi-Sünni çatışması oluşturmak veya irtica tehlikesi varmış gibi göstermek isteyen odaklar ve çeteler deşifre edilmemiştir. O dönem iktidar ortağı olan sol parti ne olayın gerçekleşmesini engelleyebilmiş, ne de bu kirli tezgahı aydınlatma becerisi gösterebilmiştir.
Bu hazin olayın gerçekleşmesine gözyumanlar, ihmali ve hatası olanlar, süreci gerektiği gibi yönetemeyen kamu idarecileri hakkında gereken işlem yapılmamıştır.
Adil yargılama konusundaki tatminsizliğin bir sebebi de siyasi cezalandırma şeklinde gerçekleşen davada masum birçok kişinin mağdur edilmesi ve yeni haksızlıkların yaşanmasıdır.
Madımak olayı üzerinden dindar camiaya ve AK Parti’ye yönelen haksız eleştiri ve saldırılar masum insanları diri diri yakmaktan farklı değildir. İslami kesimin veya AK Parti’nin bu olaya kompleksle, suçluluk psikolojisi ile yaklaştığını söylemek, bu kesimlere yönelik ithamlarda bulunmak, adeta İslam’a fatura kesmeye çalışmak büyük bir ayıptır. Karanlık odakların ve çetelerinin tezgahının ayıbı niçin dindar camiaya bulaşsın, SHP-DYP koalisyonunun ihmal ayıbı niçin AK Parti iktidarına uzansın, adil yargılama sergileyemeyen yargının ayıbı niçin hükümete yıkılsın? Dersim veya Madımak, İslami düşüncenin sebep olduğu bir mezalim midir? Ermenilere, Alevilere, Kürtlere veya herhangi bir toplum kesimine yönelik insanlık dışı olaylar İslam düşüncesinden veya dindarlardan mı sudur etmiştir?
O gün Alevi-Sünni çatışması çıkarmak isteyen ve bir irtica tehlikesi üretmeye çalışan zihniyetin devamının bugün İslam ve AK Parti düşmanlığı şeklinde hortlatılması ne kadar manidardır. Bu nasıl bir kindir ki, mesele getirilip İslam düşüncesine ve AK Parti’ye dayandırılmaktadır? Dindar nesli suçlu ilan eden, Müslümanların özür dilemesini isteyen, AK Parti’nin siyasi tasavvurunu fail gibi gösteren yazarlar, bu kanlı tezgahı planlayanların mühendisliğine niçin hizmet ediyorlar, niçin onların bugünkü uzantısı gibi davranıyorlar? O gün Madımak’ta başarılamayan bugün mü başarılmak isteniyor?
Zaman aşımı konusunda 2005 yılında AK Parti bir düzenleme yapmış ve bunu 45 yıla çıkarmıştır, ama yargı olay esnasındaki kanunu esas alarak böyle bir karar vermiştir. Bu arada zaman aşımına uğrayan “Hayata Dönüş operasyonu”, “Dev-Yol davası”, “Cem Uzan’ın kontör davası”, “Kemal Türker davası”, “OYAK yöneticileri davası” gibi yüzlerce dava bulunmaktadır. AK Parti’nin gerçekleştirdiği yargı reformu sayesinde zaman aşımı dosya sayısı önemli oranda düşmüştür. Yapılan düzenlemelerle bu sorunun birkaç yıl içinde tamamen ortadan kalması hedeflenmektedir.
Evet Madımak kara bir lekedir, ama bunu leke sadece gerçek faillerin, tertipçilerin, olayı engellemeyenlerin, adil bir yargılama yapamayanların değil, bugün büyük toplum kesimlerine haksız suçlamalar yapanların üzerine de yapışan bir lekedir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.05.2019
17.05.2019
8.05.2019
2.05.2019
1.05.2019
19.04.2019
17.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
4.02.2019