Yıldıray OĞUR
Kazakistan’da “petrol ve gaz ülkesinde gaza sürekli zam” yapılmasıyla isyan noktasına gelen halk sokaklara çıktı.
Ülkeyi ailesiyle birlikte 1990’dan bu yana 32 yıldır yöneten Nazarbayev, “Shal Ket (İhtiyar Defol!) diye bağıran protestocuların hedefindeki isimdi.
Protestolar büyüyünce, ülkenin başkentine adı verilen kurucu lider Nursultan Nazarbayev’in 2019’da Cumhurbaşkanlığı’ndan istifa ettikten sonra “Elbaşı” sıfatıyla başında bulunduğu Milli Güvenlik Konseyi başkanlığından istifa ettiği duyuruldu.
Aynı anda Kazakistan Cumhurbaşkanı Cömert Tokayev, isyanı bastırmak için Rusya’nın başını çektiği ve beş eski Sovyet ülkesinin de ((Kazakistan, Ermenistan, Belarus, Kırgızıstan, Tacikistan) sırf tek başına Rusya yapıyormuş gibi görünmesin diye içinde yer aldığı Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü’nden (KGAÖ) protestolara karşı askeri destek istedi.
Ordu sokağa çıktı ve ölenlerin sayısı 30’u geçmişti.
Böylece Rusya, uluslararası barış gücü kılığında eski Sovyet ülkesi Kazakistan’ın doğrudan içişlerine müdahale etmiş oldu.
Suriye’den sonra müttefik eski Sovyet ülkelerinde de rejim değişikliğine izin vermeyeceğini gösterdi.
Batı’nın içişlerine müdahaleciliğine karşı çıkarken, içişlerine müdahaleciliğin en somut örneğini ortaya koymuş oldu.
İşin ironik tarafı Kazakistan’a protestoları bastırmak için Rusya’nın isteğiyle asker gönderen liderler arasında 2018 yılında Başbakan Sarkisyan’ı liderlik ettiği sokak gösterileriyle devirip başbakan olan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve 2020 yılında parlamento seçimlerine hile karıştırıldığı iddiasıyla sokaklara dökülen protestocular tarafından hapishaneden çıkarılarak cumhurbaşkanı yapılan Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov da var.
Kazakistan rejimine açık bir destek de Çin yönetiminden geldi. Çin Devlet Başkanı Şi, “Kazakistan’da kargaşa yaratma kastıyla ‘renkli devrim’ kışkırtan dış güçlerin Çin-Kazakistan dostluğunu baltalamaya ve iki ülke arasındaki iş birliğini bozmaya yönelik her türlü girişimine kararlılıkla karşıyız” dedi.
Şangay İşbirliği Örgütü de protestolara karşı Kazakistan yönetiminin yanında olduklarını duyurdu.
Peki, Çin’in “protestoları kışkırtan dış güçler” diye işaret ettiği Batı dünyası ne yaptı Kazakistan’daki olaylar karşısında?
Kazakistan iktidarıyla gayet iyi siyasi ve ekonomik ilişkileri olan Batı başkentlerinden sessizlik ve istikrar vurgusu dışında neredeyse ses çıkmadı.
Batı medyası günler sonra uyanıp protestoları haber yaptı, hiç de “demokratik” heyecanlar içinde değillerdi.
ABD Dışişleri Bakanı Blinken, “Bana göre Kazak makamları ve hükümeti protestolarla uygun bir şekilde başa çıkma, bunu yasa ve düzeni korurken protestocuların haklarına saygı duyacak şekilde yapma kapasitesine sahipler, bu yüzden neden herhangi bir dış yardıma ihtiyaç duydukları açık değil. Rusya girdiği bir yerden zor çıkar” diyerek protestolara karşı Kazak hükümetine destek verip sadece Rusya’nın müdahalesi konusunda uyardı.
AB’nin Dışişleri Temsilcisi Borrell de “Gerginliğin düşürülmesini ve istikrarı desteklemek için AB’nin hazır olduğunu” söylemekle yetindi.
Nasıl olsa yerleşik bir demokrasisi olmayan ülkelerin halklarının bir gün tepeleri atıp sokaklarda protesto gösteri yapabileceklerine pek kimse inanmıyor. Onlara bu aktörlük vasfı çok görülüyor. Ancak birilerinin kuklası olabilecekleri varsayılıyor.
2000 yılında seçim yenilgisini kabul etmeyen Bosna katili Miloseviç’i deviren Buldozer Devrimi’ni yapan Sırplara, 2003 yılında Gürcistan’da yine seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıyla başlayan gösteriler sonucunda Şevardnadze’nin devrildiği Güller Devrimi’ni yapan Gürcülere, 2005 yılında Ukrayna’da aylarca süren gösterilerle Rusya destekli iktidarı deviren Turuncu Devrimi yapan Ukraynalılara yapıldığı gibi.
Bu yafta o kadar işe yaradı ki sokaklardaki göstericilerle başı sıkışanın aklına bu her kapıyı açan maymuncuk geldi.
Arap Baharı başladığında, diktatörler çıkıp gösterilerin arkasında dış güçlerin, Soros’un olduğunu söyledi.
Aynı Soros 2015’de bu kez Avrupa kapılarını zorlayan mültecileri finanse etmekle suçlandı. Macaristan Başbakan’ı Victor Orban’ın tabiriyle “Soros mafya çetesi” Avrupa’ya Müslüman mültecileri gönderip, Avrupa’nın Hristiyan kimliğini bozmaya çalışmıştı.
Sadece klasik “Yahudi komplolarından” ibaret kalmadı Soros suçlamaları. İsrail’de de hakkındaki yolsuzluk iddialarına karşı sokaklara dökülen İsraillilerin arkasında Netanyahu Soros’u buldu.
2016’da Trump’ın seçilmesi sonrası başlayan kadın gösterileri de Trump ve medyasına göre Soros destekliydi.
Tabii 2017 yılında Osman Kavala’nın tutuklanmasından bu yana Soros, Türkiye’de doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından Gezi olaylarının arkasında olmakla suçlanıyor.
Gezi olaylarına destek vermiş muhaliflerin önemli bir kısmı da Soros’un Gezi dışında dünyadaki diğer büyük protestoların arkasında olduğuna inanıyor.
Halbuki Soros, doğrudan Soros Vakfı adıyla 1995’den beri Kazakistan’da faaliyette. Rusya ve müttefiki ülkelerde bu vakfın faaliyetleri yıllar önce yasaklanmış olsa da Kazakistan’da Nazarbayev rejimi bunu yapmadı. Çünkü vakfın faaliyetlerine baktığınızda Kazakistan yönetimiyle gayet iyi ilişkileri olduğu, Kazakistan rejimini reformcu bir rejim olarak destekledikleri görülüyor.
https://www.soros.kz/en/
2014 yılında Kazakistan’ı ziyaret eden Soros, büyük hürmetle karşılanmış ve ağırlanmıştı.
Peki Türkiye ne yaptı?
Hem Türk hem Müslüman bir ülkede, Nazarbayev gibi yakın dosta karşı başlayan gösteriler karşısında önce bir sessizlik yaşandı, sonra Rusya müdahale ederken tek bir söz söylemeyen Türk İşbirliği Teşkilatı eleştiriler üzerine bir sağduyu çağrısı yaptı ve son olarak Rusya’nın duruma vaziyet alıp, gösterilerin bastırılma ihtimaliyle de “karanlık bir el devrede” pozisyonuna geçildi.
Henüz resmi yetkililerin ağzından bunu duymadık ama iktidar medyasının manşetleri ilk işareti verdi.
Dün; Sabah, “Kazakistan’da büyük oyun” Türkiye, “Bahar değil, kirli hesap”, Akşam, “Almatı’da 15 Temmuz denemesi”, Akit, “Önce kaos sonra istila”, Diriliş Postası, “Kazakistan’da İthal kaos” manşetleriyle çıktı. Yeni Birlik ise Rusya Duma üyesine dayandırarak eylemlerin FETÖ ve IŞİD tarafından planlandığını öne sürdü.
Televizyonlarda da Soros, renkli devrimler, dış güçler, emperyalistlerin oyunu hikayeleri dolaşıyor.
Halbuki, aynı gazeteler ve televizyonlar Arap Baharı’nı heyecanla karşılamıştı.
2011 yılında Tunus, Libya ve Mısır’ı kapsayan Arap Baharı Özgürlük Turu’na çıkan Erdoğan devrim ateşini yakan Tunus’ta şöyle demişti:
“Meşru talepleri gayrı meşru yöntemlerle, güç kullanarak bastırmaya çalışanlar, adaleti erteleyenler bugün değilse yarın büyük bir yanılgı içinde olduklarını anlayacaklardır. Mütevazı hayatında seyyar tezgahını korumak ve evine ekmek parası götürmekten başka bir gayesi olmayan Muhammed Buazizi, insan onurunun değerini dünyaya bir kere daha hatırlatmıştır. İnsan onurunun her türlü siyasi rejim ya da güvenlik tartışmasının üstünden bir etki yapacağını göstermiştir. Bu onurlu duruş, Arap halklarının kendisinden başka hiçbir yerde aramasına gerek olmayan medeni değerlerin bir yansımasıdır.”
Aynı tur kapsamında gittiği Kahire’de Kahire Üniversitesi’nde konuşurken ise devrimci gençleri kutlamıştı:
“Arap uyanışı ruh köküne dönüştür. Tarihin kendi mecrasına yönelmesidir. Sizler özünüzden aldığınız güç ve ilhamla devrimi gerçekleştirdiyseniz, geleceği de barış üzerine şekillendireceksiniz.” Siz gençler, sizin nezdinizde bütün Mısır’ı kutluyorum. Mısır devriminde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum. Sevgili gençler sizler Mısır’da gerçekleştirdiğiniz devrimle zulmün ilelebet payidar olmadığını dünyaya gösterdiniz. Sizler azminiz ve direnciniz karşısında hiçbir hukuksuzluğun ayakta kalmayacağını gösterdiniz. Azminizden dolayı sizleri ayrıca tebrik ediyorum.”
2012 yılında AK Parti kongresinde bir kere daha komplo teorilerini reddederek şöyle demişti:
“Dünyanın neresinde olursa olsun, halkın kendi iradesiyle ve çoğulcu siyaset yönünde gerçekleşen değişimlere bugüne kadar destek verdik, bundan sonra da vermeye devam edeceğiz. Toplumların meşru taleplerine uygun şekilde Arap ülkelerinde yaşanan devrimleri de bu şekilde değerlendiriyor ve destekliyoruz.”
Mesela Akit gazetesi 2011 yılında “Kardeşlik Baharı” manşetiyle selamladığı Arap Bahar için şöyle yazmıştı:
“Yıllarca emperyalistlerin denetimi altında, baskıcı rejimlerle ezilen Ortadoğu’da şimdi kardeşlik rüzgarları esiyor. Türkiye’nin insanı çıkışlarından ve Erdoğan’ın cesur adımlarından cesaret alan Mısır, Tunus, Libya’nın yanı sıra bütün İslam dünyasında Türkiye ve Erdoğan’a olan sevgi giderek artıyor.”
Aynı gazete 2022 yılında Kazakistan’da olanlar için ise “Önce Kaos Sonra İstila” manşeti atıp şöyle yazdı:
“Son dönemde Türkiye ile yakınlaşan ata toprağımız Kazakistan’da tanıdık bir istikrarsızlaştırma senaryosu sahneleniyor. Küresel bir sorun olan hayat pahalılığını bahane ederek sokaklara dökülen binlerce insan, demokratik protesto hakkının dışına çıkarak kolonyalist devletlerin kirli emellerine maşa oluyor.”
Aynı çifte standardın muhalif kesimde de örnekleri çok.
Gezi olaylarının arkasında dış güçler, Soros’un olduğunu söyleyen iktidara çok kızan bazı muhalifler Kazakistan’daki olaylarında arkasında anında Soros’u buluverdi.
“Gezi Direnişi, özgürlükçü bir direnişe dönüştü. İktidar da Gezi Direnişi’nin bu simgesel ve fonksiyonel özelliklerinden dolayı onu, kindar bir yaklaşımla, sürekli olarak gündemde tutuyor, “Dış Güçlerin” ve “Teröristlerin” komplosu olarak topluma empoze etmeye çalışıyor” diye yazmış meşhur bir sosyolog önceki gün televizyonda Kazakistan’daki olayları Soros’la açıklamaya çalışıyordu. “Harika bir çözümleme” diye paylaştığı bir yazıda ise Kazakistan’daki protestolar “Batı fonlarıyla faaliyet yürüten kimi kurumların devreye girmesi, tipik bir “turuncu darbe” girişimini işaret ediyor” diye açıklanıvermişti.
Hiç bir ilke, siyasi pozisyon, değer olmadan dünyada olan biteni Türkiye merkezli okumanın doğal sonuçları bu aleni çelişkiler.
İktidar, dün Arap Baharı’na bakarken büyük Türkiye hayalleri görüyordu ve rejim değişikliklerini destekliyordu, bugün Kazakistan’a bakarken Gezi olaylarını, 15 Temmuz’u görüyor ve dış güçlerin oyunları diyor.
Siyasal narsisizm o boyutlara ulaşmış durumdaki Kazakistan’da sokağa çıkan insanların bile hedefinin esasen Türkiye olduğuna inanan çok.
Kazaklar muhtemelen adını daha önce hiç duymadıkları, Binali Yıldırım’ın aksaçlı olduğu Türk İşbirliği Teşkilatı’na yönelik bir komploya alet olmakla suçlanıyor.
Hoşlarına gitmeyen her devrime, siyasal altüst oluşa “Soros’un oyunu” “Batı’nın renkli devrimi”, Arap Baharı’na neredeyse AK Parti iktidarının kışkırttığı İhvancı bir operasyon diyen ama Gezi olayları için iktidar çevreleri aynı iddiaları ileri sürünce “deli saçması” deyip dalga geçen muhalif çevreler de aynı dar dünya görüşünden malul. Onların dünyasında da AK Parti iktidarına karşı olanlar dışındaki her protesto “Sivil Örümceğin Ağında” kitabıyla açıklanabilir.
Yani özetle ne doğuda ne de batıda Kazak halkının talepleri kimsenin pek umurunda olmadı. Soros’un bile…
Otoriter rejimler anında aralarında dayanıştı ama Kazak halkıyla dayanışan kimse olmadı.
Bir de üstüne ülkelerine asker sokan dış güçler tarafından 32 yıllık yolsuz bir aile diktatörlüğüne, hayat pahalığına karşı sokaklara çıktıkları için “Renkli Devrim” yapmaya çalışan teröristler ve vatan hainleri ilan edildiler.
Türk ve Müslüman olmaları bile Türkiye’de haklarında ileri geri konuşulmasını engellemedi.
Dünyada sokağa çıkan herkesin arkasında önce Soros aranıyorsa, akla önce bu finans gurusunun adı geliyorsa galiba bu koskoca dünyada ezilenlerin ‘tek dostu’ olarak bir 91 yaşındaki Soros kalmış demektir…
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025