Yıldıray OĞUR
İzmir’de öldürülen çiftçilerden Bahri Şirin’in oğlu Turgay Şirin böyle diyor. Tam olarak şöyle:“Babamı silahla vurduktan sonra başı kürekle ezilmiş görünce ‘Anne bunu PKK’lılar bile yapmaz’ dedim. Ancak katiller PKK’lı çıktı.”
9 ağustos günü İzmir Foça’da askerî servis aracının geçişi sırasında patlatılan bombadan iki gün önce yakınlardaki su kanalında evlerinden tarlalarını sulamak için çıkan üç çiftçinin (59 yaşındaki çiftçi Yusuf Kafalı, 55 yaşındaki Zekariya Toksuz ve 46 yaşındaki Bahri Şirin) başlarından vurulmuş cesetleri bulunmuştu.
Hiçbir düşmanları olmayan yaşlı köylüleri vuran silah Foça’daki saldırıyı yapan PKK’lılardan sağ yakalananlarından birinin evinden çıkmıştı.
2012 yılındaki bu korkunç faili meçhul katliamın aydınlanmasının üzerinden bir aya yakın bir zaman geçti. Benim yazımın çıkması üzerinden de iki hafta kadar.
Bugüne kadar ne PKK’dan bir açıklama geldi, ne bir insan hakları örgütü cinayetlerle ilgilendi ne de benzer faili meçhul cinayetlerle ilgili çevrelerden bir ses çıktı. Köşe yazarlarından özellikle de her gün Kürt meselesiyle ilgili kalem oynatanlardan bu yaşlı üç İzmirli köylünün akıbetiyle ilgilenen de çıkmadı.
Doğrudur, etrafımızda çok fazla ölüm var. Ama tarlalarını sulamaya giden İzmirli yaşlı üç çiftçinin trajik hikâyesi herhalde son 30 yıllık savaş döneminin en iç burkan, en mide bulandıran, korkutucu hikâyelerinden biri. Bugün PKK’nın her türlü demokratik adımın önündeki kör şiddetini anlamak için de ibretlik bir hikâye bu.
Belki de tam da bu gerçekle yüzleşmekten korkulduğu için görmezden gelindi üç yaşlı İzmirli çiftçinin akıbeti.
O yüzden fikri takip için son gelişmeyi de buradan duyurmak istedim. Aslında bu bir itiraf. Korkunç bir itiraf hem de. Ezilenlerin şiddetinin yine ezilenleri gözünü kırpmadan nasıl ezdiğiyle ilgili ibretlik bir itiraf.
Yakalanan PKK’lı Yunus Çiçek anlatıyor:
“Foça’da gerçekleştireceğimiz saldırı öncesi saklanmak amacıyla Gediz Ovası mevkiinde bulunuyorduk. Burada kamışların arasında saklanacaktık. Daha tam olarak saklanmadan önce köylülerden biri bizi gördü. Bu köylü bize ‘Ne yapıyorsunuz burada’ diye sorunca biz de kendisine tarlada çalışmak için geldiğimizi ve dinlendiğimizi söyledik. Daha sonra bu köylü yanımızdan ayrıldı. Bu olay gece vakitlerinde oldu. Ertesi gün gündüz öğle saatlerinde bizi kamışların içinde gören bir köylü yanımıza geldi. Köylü bizi görür görmez Burhan Bozkurt hemen başına iki üç el sıktı. İlk sıktığında kendi tabancası ile sıktı. İkinci ve üçüncü sıkmasında ise benim tabancamı kullandı. Ölen köylünün cesedini saklamak için kamışların arasına gömüyordum. O sırada Burhan Bozkurt bana ‘Ben su almaya gideceğim’ dedi. Su getireceği sırada yine köylüler onu görmüş. Benim yanıma geldikten sonra söylediğine göre iki köylüyü daha vurmuş. İlkine sıkarken üzerine kan bulaşmış. Diğer iki köylü onu bu şekilde gördüğü için onları da vurmuş. Daha sonra sularla birlikte yanıma geldi. Suları çantamıza koyup oradan ayrıldık.”
Musluk tamirinde kırılan üç fayans gibi. Kutsal davalarında önlerine çıkan üç karıncayı nasıl ezip geçtiklerini anlatıyor sanki. Maceranın sonu: Suları çantamıza koyup oradan ayrıldık.
Öldürülen üç çiftçinin ailesi de bu duyarsızlığa tepkili. Akla gelen ilk karşılaştırmayla yapıyorlar bunu. Uludere’de katledilen köylülerle ilgilenenler bizle neden ilgilenmiyor diye soruyorlar. Bu kadar kibarca sormuyorlar tabii. Ama başımıza ne geldiyse mağduriyetler arasında hiyerarşi kurmaktan, katiller arasında tercih yapmaktan gelmedi mi?
Babasının kürekle başı ezilmiş, defalarca vurulmuş başını gören oğlu annesine, “Anne bunu PKK’lılar bile yapmaz” demiş. İzmirli bir çiftçi bile bu kadar vahşet beklemiyor PKK’dan. Ama mağdur edilmiş bir halk için savaştığını söyleyen PKK bu kadar vahşice cinayetler işliyor.
Ve buna sessiz kalanlar hem barış ihtimaline hem de insanlığa ihanet ediyor.
Yazarlar
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.11.2025
8.11.2025
3.11.2025
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025