Yıldıray OĞUR
Wikileaks’in Kasım 2010’da açıkladığı ABD Dışişleri Bakanlığı’na ait 200 bin telgraftan biri 13 Ocak 2010 tarihinde ABD Ankara Büyükelçiliği'nden gönderilen "Türkiye Vizeleri Ocak Önerileri" adlı belgeydi.
Vize verilmesinde sakıncalı olanların aylık bildirildiği rutin yazışmalardan biri olan telgraf, Misyon şefi yardımcısı Doug Siliman imzalı.
Telgrafın 5. Maddesi şöyle:
"Ankara'da bulunan ABD Hava Kuvvetleri Özel Soruşturmalar Ofisi visa telgrafları için şu bilgileri sundu: 19 Haziran 2009'da Türk Polis Teşkilatı'ndan terörizmle ilgili yetkili, aşağıdaki yer alan beş ismin 'İslami Cihat Birliği' adlı bir terörist örgütün üyesi olduklarını onayladı. Beş ismin de tamamına geçmişte ABD vizesi verildi. Türk Polisi aşağıdaki bu isimleri bize verdikten sonra neden ABD'ye seyahat ettiklerine dair bilgi talebinde bulundu. Türk polis yetkilisi, söz konusu bilgiye doğrudan ulaşma kapasitesi bulunan bir görevli. Kaynağın ABD hükümetinde son 4 yıldır güvenilir bir konumu bulunuyor. Bu isimlerin tamamının ABD terörizm izleme listesine konulmalarını tavsiye ederiz. Bunun yanında ABD'nin yerel ve yabancı havayolları için hazırladığı uçuş yasağı bulunanlar listesine alınmalarını tavsiye ederiz."
Google’dan tarayınca İslami Cihat Birliği’nden Özbekistan’daki El Kaide örgütü olarak bahsediliyor. Almanya’da da örgütlü olduğu anlaşılan örgütün arşivlerde Türkiye’deki bir eylemine rastlanmıyor. Örgüt üyesi olduğu söylenen ismi verilen beş kişi de Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı. Google’a dördünün adını yazdığınızda neredeyse hiçbir şey çıkmıyor. Ne bir eylem, ne başka bir bilgi.
Birini ise artık tanıyoruz. 5 Aralık 1968 Adana doğumlu Osman Hilmi Özdil. Ya da bilinen adıyla Kozanlı Ömer. Hanefi Avcı’nın kitabından beri “Cemaatin Emniyet İmamı” olarak geçiyor.
Tuhaflık da bu. Peki Türk Emniyetinden “ABD’nin güvendiği”, “terörizmde yetkili” hangi yetkili 2009 yılı gibi cemaatin emniyetteki hakimiyetinden sorgu sual edilmeyecek bir tarihte onun adını ABD’ye cihatçı olarak bildirdi? ABD’ye girişinin yasaklanmasını istedi; hatta ABD’ye niye gittiğinin soruşturulmasını istedi.
Bu soruların cevabı diğer dört ismin bu listeye neden eklendiğinde saklı olabilir.
Ama Osman Hilmi Özdil’in 2009’da neden Türk emniyeti tarafından ABD’de cihatçı olarak fişlenmiş olabileceği hakkında Hanefi Avcı’nın Haliç’te Yaşayan Simonlar kitabının sonuna koyduğu belge bir fikir veriyor.
Cemaat içinde polislerin Gülen’e Kozanlı Ömer’i şikâyet etmek için hazırladıkları anlaşılan o belgeye bakmadan önce Wikileaks belgesinde Özdil’le ilgili verilen bir bilginin altını çizmeliyiz.
Telgrafa göre Özdil, ilk ABD vizesini 11 Aralık 2001’de almış. 11 Eylül saldırılarından iki ay sonra 10 yıllık vize verilmiş, yıllar sonra cihatçı diye suçlanacak Özdil’e. Ama sonra bir şey olmuş ve 10 yıllık vizesi 9 Mayıs 2007’de iptal edilmiş.
Peki ne olmuş 2007’de? Hanefi Avcı’nın kitabındaki belgeyi şimdi okumaya başlayabiliriz:
“2007 yılında Ömer Bey ve Yenimahalle ile ilgilenen Sinan Beyin (Murat Bey) ABD'ye giriş ve çıkışlarında FBI tarafından önce sorgulanmaları, sorgulanma sırasında üst ve bagaj aramaları yapılmış/bu şüpheli duruma rağmen Ömer Bey'in seyahat programını değiştirmeyerek ABD'de bulunan emniyetçi arkadaşlar tarafından havaalanında karşılanmış ve onlarla görüşmüş daha sonra yine emniyetçi arkadaşların kullandığı araç ile HE'nin bulunduğu kamp yerine götürülmüş ve fiziki ve teknik takip ile bu süreç bütün teferruatıyla FBI tarafından kayıt altına alınmıştır. ABD'den çıkış esnasında da tekrar sorgulanmış, bilgisayarı dâhil üzerinde ve bagajında bulunan bütün bilgi ve belge niteliğindeki eşyanın kopyası alınmış.”…“Yapılan tüm çalışmalara rağmen FBI tarafından kopyalanan Ömer Bey'in bilgisayarında bulunan bilgilerin içeriği hakkında ne FBI yetkililerinden ne de Ömer Bey'den tatminkâr bir cevap alınamamıştır. Konu olağanüstü hassasiyeti nedeniyle Büyüğümüze genel hatlarıyla arz edilmiştir. Büyüğümüz, Ömer Bey'le görüşülerek bilgisayarında bulunan bilgilerin muhtevasının ne olduğunun sorulması talimatını vermiş ve olaydan büyük üzüntü duyduğunu ifade etmişlerdir. Büyüğümüzün talimatı üzerine ilgili Daire Başkanı R.G. Ömer Bey'le görüşmüş ve kendisinden ABD'de yaşanan olayla ilgili bilgi talep etmiştir. Ancak Ömer Bey böyle bir olayın vuku bulmadığını, kendisinin sadece pasaportuna bakılarak uçağa bindiğini ifade ederek, hilaf-ı vaki beyanda bulunmuştur. Bilahare önüne bilgi ve belgeler konulduğunda kabullenmek zorunda kalmıştır. Ancak bu esnada bile bilgisayarında bulunan bilgilerle ilgili malumat vermek istememiştir. Bu süreçte Ömer Beyin ABD vizesi ABD hükümeti tarafından iptal edilmiştir. Ömer Bey ABD vizesini geri alabilmek için İstihbarat Dairesi Başkanlığı'ndaki arkadaşları riske atarak kendisinin Polis Sandığının sahibi olduğu Ankara Sigortanın temsilcisi olduğunu, Emniyet Genel Müdürlüğünün araçlarının kendisi tarafından sigortalandığını ifade ettirmiş, ancak bu durum FBI yetkilisinde daha büyük bir şüphe uyandırmış ve Ömer Beye vize verilmesi talebi reddedilmiştir."
2007’de vizenin nasıl iptal edildiğini öğrendik. Şimdilik cemaatin iç soruşturmasının Emniyet Daire Başkanları tarafından yapılması, emniyet imamının ABD’deki polislerce karşılanmasını, cemaatin FBI’dan bilgi almaya çalışmasını geçiyoruz.
Daha ciddi bir mesele var çünkü!
Kozanlı Ömer’in (Osman Hilmi Özdil’in) bilgisayarında FBI ne bulmuştu? Neydi ki bu belgeler sürekli bunları kaptırdığını inkâr etti?
Vizenin iptal edildiği tarih 9 Mayıs 2007. Belgede “Vizesi bu süreçte iptal edildi” dendiğine göre Özdil’in ABD’ye gidip, belgelerine bilgisayarına FBI’nın el koymasının tarihi de Mart-Nisan-Mayıs 2007 olmalı.
Kesin olan, bu tarihin 19 Ocak 2007 Hrant Dink suikastından sonra, 12 Haziran 2007’de Ümraniye’deki gecekonduda bulunan bombalarla Ergenekon soruşturmasının başlamasından önceki bir tarih olduğu…
Kronolojiyi biraz daha geriden başlatmak gerek. Bir dönemin sırları o kronolojide saklı çünkü. Ama epey geriye gitmek gerekecek. Devamı yarına...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025