Yıldıray OĞUR
Haklarındaki tartışmalar sürerken hepsi 60 yaş üstü 10 emekli amiral üç gündür ifade vermek için emniyette bekliyor.
Yaşları 70 üstü olduğu için sabaha karşı evleri basılmadan ifadeye çağrılan dört emekli amiral ise pazartesi günü ifade verecek. Yani emekli amiraller muhtemelen önümüzdeki Pazartesi gününe kadar gözaltında kalacak.
Haklarındaki gayri-resmi suçlama “darbe imalı” bildiri yazmak. TRT’de, Anadolu Ajansı’nda ve devlet kurumlarının açıklamalarında bile darbe bildirisi denemiyor, ancak böyle deniyor.
Resmi suçlama ise TCK’daki “Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar” bölümündeki 316. madde yani “suç için anlaşma suçu”.
Yani ortada darbenin sadece iması, suçun da işlenmemiş olanı, işlemek üzere bir araya gelindiği iddiası var.
Ama haklarında daha ciddi iddialar ve suçlamalar da var.
İktidar sözcüleri, 15 Temmuz’a 103 gün kala bu bildiriyi yayınlamalarından onları FETÖ’ye bağlayıverdi. Savcılık da bu matematiksel ve hurufi bağlantıları üç kuşak araştıracaktır.
Bir grup ise hepsi buz gibi Kemalist, ulusalcı, çoğu sağlam Avrasyacı olan emekli amiralleri Atlantikçi, NATO’cu ilan etmekle meşgul.
Bunun başını da birlikte yargılandıkları, her akşam televizyonlarına çıktıkları, gazetelerinde yazdıkları, konferanslarına katıldıkları Aydınlıkçılar çekiyor.
Perinçek çoktan onları hain, PKK’yla aynı cephede, Atlantikçi ilan etti bile:
“Çok sorumsuz, gerçeklere dayanmayan, ciddiyetsiz ve Türk subayına yakışmayan, ihanet eden bir bildiri. Bu bildirinin Atlantik kaynaklı olduğu akıyor üzerinden, her tarafından akıyor. Mehmetçik bugün PKK'yla savaşıyor. Bildiride terörle mücadele ile ilgili bir cümle yok. Dolaylı olarak o bildiri PKK'yla da aynı cephede."
Peki, en çok ABD’nin rahatsız olması beklenen Montrö’yü savunmak, pek çoğu açık açık NATO’dan çıkılmasını gerektiğini söylemiş, Rusya ve Çin’le ittifak yanlısı bu emekli amiralleri nasıl bir imzayla Atlantikçi yapabildi?
O da Aydınlıkçıların el mahareti.
Bildiri yazan kişi olarak İYİ Parti’de görev almış emekli amiral Ergun Mengi seçildi.
Her komutanın CV’sinde olan 90’larda Brüksel’de NATO Karargahı’nda görev yapmasından başladılar, Global İlişkiler Forumu üyesi olmasından çıkıp, oradan ABD’ye bağladılar.
Meğerse Global İlişkiler Forumu, ABD Dış İlişkiler Konseyi’nin (CFR) Türkiye’deki şubesiymiş.
Peki bundan CFR’nin ve Global İlişkiler Kurumu’nu 2009’da kuran Koç Ailesi’nin haberi var mı?
O kurulun üyesi olan onlarca işadamının, diplomatın, siyasetçinin akademisyenin, mesela Aydınlık’ın manşetlerinden düşmeyen o kurulun üyesi Murat Ülker’in, Ulusal Kanal’da da sık sık görünen o kurulun üyesi ulusalcı diplomatların, siyasetçilerin?
Peki nasıl bağlayıverdiler?
CFR, dünyadaki 18 ülkedeki think tank ile birlikte çeşitli konuları konuşmak için Konseylerin Konseyi adlı bir proje başlatmış. Türkiye’den buna davet edilen think tank de Global İlişkiler Forumu’ymuş. Üstelik bu 18 ülke içinde Aydınlıkçıların bayıldığı Çin’den ve Rusya’da da think tankler var.
Koç Grubu’nun desteklediği Global İlişkiler Forumu’nun onlarca üyesinden biri olan Ergun Mengi, böylece Atlantik’e bağlanınca, Montrö ve laiklik mesajı veren ve 5 sene önce bir Doğu Perinçek yazısı olabilecek bildiri de NATO, CIA ve ABD projesi oluverdi.
Üstelik 2007’de emekli olmuş Mengi’nin emeklilikten sonra mesaisi Genelkurmay SAREM, Avrasya Stratejik Araştırma Merkezi ASAM ve Ümit Özdağ’ın kurduğu 21. Yüzyıl Enstitüsü’nde geçmiş. Yani ulusalcılığın, Avrasyacılığın Türkiye’deki fikri merkezlerinde...
Ama o kadarına kim bakar. Aydınlıkçıların vaziyeti kurtarmak için ürettikleri malzeme, çoktan AK Partili troller ve trolleşmiş yazarlar eliyle dolaşıma girdi bile.
Zaten bir kaç hafta öncesine kadar “Mavi Vatan’ın fikir babası”, “FETÖ’ye karşı mücadele eden amiraller” olarak televizyonlarda ağırlanan, Türkiye’nin dış politikasıyla, FETÖ ve PKK’yla mücadelede fikirleri alınan emekli amiraller için şu anda atış serbest.
İfadelerini alan Emniyet’in sitesi onlara karşı yazılmış, “Devletin ve milletin verdiği şerefin farkında olmayanlar” diye başlayıp “edepsizliktir” diye biten bildiriyle açılıyor.
Jandarma Genel Komutanlığı’nın ve hatta bir zamanlar muhtemelen çoğunun komutanlık yaptığı Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın sitesine de onlara edilmiş bu hakaretleri okumadan girilemiyor.
Davalarının nihayet temyiz için gideceği Yargıtay haklarında hükmü verdi bile. Alt dereceli mahkemelere söyleyecek söz kalmadı.
2004’de hükümete karşı bildiri yazmaları için onlara mektup yazmış, aynı Andımız’a inandıkları MHP’nin genel başkanı Devlet Bahçeli onlara “104’lükler” diye lakap bile taktı:
“Demokrasi düşmanlarına yeşil ışık yakan, gel gel yapan 104’lükler suç işlemişlerdir. Bu suç cezasız kalamaz, kalmayacaktır. Hayret etmemek elde değildir. Mavi vatanımızı bu çürüklerle nasıl savunmuşuz! Bu 104 emekli amiral bozuntusunu bir araya getiren, ortak bir bildiriye imza attıran, iplerini tutan zihniyetin eşkali ve robot resmi kimleri göstermektedir? Bunları deniz nasıl tutuyorsa hukuk da öyle tutmalı, cüretlerinin bedelini ödemelidirler. İbreti alem için, 104 emekli amiralin rütbeleri sökülmelidir. Emeklilik hakları ellerinden alınmalı, emekli maaşları kesilmelidir. Bildiriyle ilgili adli ve idari soruşturma derinleştirilerek tekemmül ettirilmelidir."
Yine onlar gözaltındayken, logosunda Atatürk resmiyle birlikte “Türkiye Türklerindir” yazan, bir zamanlar medyanın amiral gemisi, askerlerin en büyük destekçisi olmuş Hürriyet gazetesi, Cumhurbaşkanı’nın “yakında medyada göreceksiniz” demesinden iki saat sonra, eşlerinin, çocuklarının ve kardeşlerinin adlarını ve CHP üyesi olduklarını bir suçmuş gibi yayınladı.
Gözaltındaki emekli amirallerden birinin son kitabında “jeopolitik direniş cephesinde başta Rusya ve Çin’den başka dayanağımız olmadığını anlamakta hâlâ zorlanıyoruz” dediği Rusya ve Çin’den ise uğradıkları bu muameleyle ilgili hiçbir açıklama gelmedi.
Zaten Rusya ve Çin, ülkelerin içişlerine karışılmasına emperyalizm, kendilerine yönelik insan hakları eleştirilerine de “kendinize bakın” derken Türkiye’nin içişlerine karışmayı herhalde düşünmez.
Ama onlar gözaltındayken Ankara’da Erdoğan’la görüşen AB’nin iki üst düzey yöneticisi, Türkiye’yi insan haklarına ve hukuk devleti ilkesine uymaya davet etti, AİHM kararlarının uygulanmamasını eleştirdi.
Darbe suçlamasıyla gözaltına alınmalarını iki gündür manşetlerinden eleştiren Karar gazetesinin televizyonu Karar TV’de ise bu amirallerin siyaseten en zararlı buldukları liberallerin Türkiye’deki kanaat önderlerinden Gülay Göktürk şöyle dedi:
“Amirallerin bildirisinde üsten bakma ve ayar verme durumu var. Eskiye özlem var. Siyaseten son derede yanlış bir metin. Ama İşin hukuki yanında asla bir suç yok. Hiçbir yerinde bir suç yok. Bunun bilmek için de hukukçu olmaya gerek yok. Biraz anayasayı Bunun çok saf bir ifade özgürlüğü olduğu, hiç kimsenin imadan yargılanamayacağı, bilinçaltı mesajlar diye yargılanamayacağı besbelli. Darbe imalı bildiri diyorlar. Herhalde iddianameye de öyle yazacaklar. İmadan yargılayacaklar. Bu gerçekten inanılmaz bir şey. Daha da vahimi derhal soruşturma açılıyor, rütbeleri sökülsün, lojmanlardan çıkarılsınlar, maaşları kesilsin. Ne oluyor? Bir günde cadı kazanları kuruldu. Etraflarında dans ediyorlar, odun atan atana. Transa geçtiler. Bu şeye çok benziyor mesela ben Merve Kavakçı günlerini hatırlıyorum. Öyle bir trans haline geçilmişti. Hava aynı hava. Aynı psikoloji. Büyükada davasını hatırlarsınız, manşetlerden, casuslar deniyordu. Aynı hava. MGK gibi bir şey toplandı dün. Önemli bakanlar, kuvvet komutanları katıldılar.”
Sanki Türkiye müthiş bir tehdit altında sanki. Cumhurbaşkanı kalktı en büyük ciddiyetiyle konuştu.”
Amirallerin aileleri de haklı olarak Gülay Hanım gibi darbe iması diye bir suç olur mu diye isyan ediyorlar.
Ama bu tuhaflık ilk kez onların başına gelmiyor.
Bundan beş yıl önce de Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak televizyonda “subliminal darbe mesajı” vermekten gözaltına alınıp tutuklanmıştı.
Pek çoğunun sosyal medya hesaplarında “hapiste çürümeli” mesajları hala duran Ahmet Altan, subliminal darbe mesajıyla başlayan o soruşturmada hala içeride.
Beş dakika yan yana gelseler kavga çıkacak Osman Kavala, Büyükada davasındaki sivil aktivistler, Alparslan Kuytul, Hizbuttahrirciler, Ebu Hanzala, Eren Keskin, Demirtaş da benzer iddianamelerle ve iddialarla yargılandı ve mahkum edildi.
Ama hepsi aynı hukuki standartların mağdurları.
Devlet kimseye ayrımcılık yapmıyor.
Bugün bir bildiri imzaladılar diye emekli amiraller için istenen rütbelerinin sökülmesi, maaşların kesilmesi, lojmanlarından atılmaları, bundan altı yıl önce yine bir bildiri imzaladılar diye 1128 akademisyen için uygulandı.
Hala çoğu işsiz.
130 bin memur ise çoğu yaptıkları sırada suç olmayan fiiller hatta tweetler, mesajlar, bağışlar, abonelikler, üyelikler yüzünden KHK’larla aynı muameleyi gördü, işsiz kaldı, maaşları kesildi, lojmanlarından atıldı hatta mallarına, paralarına el kondu.
Doktor Ömer Faruk Gergerlioğlu, attığı bir tweet için önce mesleğinden atıldı, sonra attığı başka bir tweet için 90 bin kişinin oyunu alarak girdiği Meclis’ten yaka paça çıkarıldı.
Aslında devletin bu yüzü pek çoğunun yabancısı değil.
Aralarında bundan 10 yıl önce Ergenekon, Balyoz soruşturmalarında tutuklanmış olanlar var.
Ama uğradıkları mağduriyetlere rağmen devletin yanında durmuş, vatanseverlik hisleri güçlü bu insanların ve yakınlarının, gönülden ve fikren bağlı oldukları devletin artık onlara barış akademisyenleriyle, FETÖ’cülerle, Sorosçularla, KHK’lılarla, HDP’lilerle, Selefilerle, Hilafetçilerle aynı hukuki standartları uyguladığını kabul etmesi kolay değil.
Bildiriyi ilk yayınlayan, bazı imzacı amirallerin de yazarı olduğu Veryansın sitesi, emekli amirallerin gözaltına alınmasına en çok Yunanlıların, FETÖ’cülerin, Amerikancıların sevindiği haberlerini yaparak bu kabul edilmesi zor gerçeğe kılıflar uydurmaya çalışıyor.
Halbuki bunu onlara ne Amerika, ne başka birileri yapıyor.
Karşı karşıya oldukları maalesef bizim yerli ve milli, ebed müddet devletimizdir.
Biri suçlu ilan edilince cadı kazanına atılıp herkesin etrafında dans etmesinin milli bir spor olduğu, insan haysiyetini, temel insan haklarını devletin ali çıkarları, iktidarların isteği için kolayca çöpe atabilen devletimiz.
O yüzden dün darbecileri, yasakları, vesayetçileri savunan üniversitelerin, yargı kurumlarının, gazetelerin bugün “milli iradenin yanındayız” açıklamalarının hiç bir anlamı yok.
Onlar her zaman ve sadece devletin, güçlü olanın yanında durdular. Bugün de aynısını yapıyorlar. Yarın ne yapacakları da malum.
Ssdece devlet vatansever emekli amiraller oldukları için onlara torpil geçmiyor. Onlara hakaret etmek, bütün haklarını çiğneyip geçmek de serbest.
Sık sık “Söz konusu vatansa gerisi teferruattır” diyen emekli amiraller, bugün “söz konusu vatansa” diye başlayan başkaları için teferruata dönmüş durumda...
Maalesef bu denizdeki Mavi Vatan değil, karadaki acı vatan....
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025