Yüksel TAŞKIN

Yüksel TAŞKIN
Yüksel TAŞKIN
Tüm Yazıları
Yorgun Kemalistler
18.11.2014
2548

 Kemalistler, yorgun ve öfkeli. Eğer onlara bir nebze teselli olacaksa, bugün iktidar sıtması ve sarhoşluğu içerisine yuvarlanmış AKP’lilerin de ileride benzer bir gerileme ve moral çöküntü yaşayacaklarına dair tahminimi paylaşayım. AKP etrafında oluşan muhafazakârlık ve bunu besleyen “dünyevi hâkimiyet” teolojisi de kendi yıkımının tohumlarını kendi elleriyle etrafa serpiyor.

AKP’liler, içerisine yuvarlanmış olduğumuz ahlaki yozlaşma ve çoraklaşmayı aşmak adına “vicdan siyaseti” vaadinde bulunmuşlardı. Bugün aynı bereketli toprağı, üzerine tuz serperek öldürmekle meşguller. Konumuz AKP’liler değil, Kemalistler.

Kemalistleri ve özellikle onların ciddi kafa karışıklığı yaşayan çocuklarını önemsiyorum. Kemalist gençler müthiş bir kafa karışıklığı içerisindeler. Gezi’de yüzlerine biraz su serperek etraflarına baktılar. Şimdilik edilgenlik getiren bu kafa karışıklığı, başka yerlere sıçramayı da mümkün kılabilir.

Unutmayın, kendilerini demokrat olarak terbiye etmeye çalışan azımsanamaz bir kesim, Kemalistlerin çocukları. Ailelerinden almamayı tercih ettikleri kadar, almayı uygun gördükleri olumlu unsurlar da var.

Kemalist ebeveynler, mesele ideoloji olunca taviz vermez bir katılığa bürünebiliyorlar. Diyalogu es geçen öğretici bir monologa savrulabiliyorlar. Fakat gündelik hayatın içindeki tavırları çok daha özgürlükçü olabiliyor. 1950-1980 arasında Kemalist ebeveynler ve çocukları arasındaki yoğun kuşak çatışmasının olumlu bir mirası oluştu: Kemalistler kendilerinden farklı düşünen ve yaşayan “çocuklarını” kabullenmeyi öğrendiler.

Ne var ki aynı hoşgörüyü ve anlayışı, siyaseten “ötekileştirdikleri” için geliştiremediler. Kemalistlerin bu kadar öfkeli ve yorgun olmalarının temel sebeplerinden birisinin yanlış toplum analizlerinde ve bundan türettikleri siyaset etme biçiminde ısrar etmeleri olduğunu düşünüyorum.

Yanlışta ısrar, sürekli olarak başarısızlığı getirip, rakiplerinize fazladan güç verebiliyor. Kendi yarattığınız duvara sürekli olarak çarpmaktan kaynaklanan yorgunluk ve bitkinlik, “bu toplum adam olmaz” sinikliğine kolayca dönüşüveriyor.

Kemalistler, bugünkü AKP iktidarında ciddi mağduriyetler yaşıyorlar, doğru. AKP’nin yanlışlarının, Kemalistlerin yanlışlarının bir devamı olduğunu kavrayabilseler, kendi elleriyle aşılamaz hâle getirdikleri “toplum duvarının” ötesini görebilecekler. AKP eleştirisinin Kemalizm eleştirisiyle beraber yürütülmesi gerektiğini kavramaları gerekiyor.

Kemalistlerin büyük çoğunluğu, kendi mağduriyetleri ve haklılıklarını besleyen; onlara “değişmeyin” diyen çevrelerin etkisindeler. Mağdur olmaları, toplum ve siyaset anlayışlarının haklı olduğunu göstermez. Sözcü Gazetesi ve Yılmaz Özdil okuyarak, değişmemeye dair “iman tazelemek” onları kurtarmaz.

Her gün Yılmaz Özdil okuyarak, öfkenizi, kötümserliğinizi mizaha dönüştüren ama hiçbir pozitif vaadi olmayan bir söylemle günü kurtarıp, kendinizi avutabilirsiniz. Özdil’in yazılarının mesajı açık: “Bizden değersiz insanlar tarafından yönetiliyoruz. Hiçbir şey yapamıyorsak, bari ince ince dalgamızı geçerek avunalım.

Bu kendi kendini onaylayan asalet iddiası, küçük farklılıkların narsisizmine dönüştükçe yaşadığınız toplumla aranızdaki duvara bir tuğla daha eklemekten öteye gidemezsiniz.

Kemalistlerin tüm insanları eşdeğer gören özgürlükçü bir hümanizm geliştirebilmeleri mümkün müdür? Bunu yapmak için kendilerini aşabilmeleri gerekiyor. Yarının özgür ve demokratik Türkiye’sini kurmak, mevcut siyasi kültürümüzü aşabilmekle mümkün olacak.

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar