Yüksel TAŞKIN
Kemalistler, yorgun ve öfkeli. Eğer onlara bir nebze teselli olacaksa, bugün iktidar sıtması ve sarhoşluğu içerisine yuvarlanmış AKP’lilerin de ileride benzer bir gerileme ve moral çöküntü yaşayacaklarına dair tahminimi paylaşayım. AKP etrafında oluşan muhafazakârlık ve bunu besleyen “dünyevi hâkimiyet” teolojisi de kendi yıkımının tohumlarını kendi elleriyle etrafa serpiyor.
AKP’liler, içerisine yuvarlanmış olduğumuz ahlaki yozlaşma ve çoraklaşmayı aşmak adına “vicdan siyaseti” vaadinde bulunmuşlardı. Bugün aynı bereketli toprağı, üzerine tuz serperek öldürmekle meşguller. Konumuz AKP’liler değil, Kemalistler.
Kemalistleri ve özellikle onların ciddi kafa karışıklığı yaşayan çocuklarını önemsiyorum. Kemalist gençler müthiş bir kafa karışıklığı içerisindeler. Gezi’de yüzlerine biraz su serperek etraflarına baktılar. Şimdilik edilgenlik getiren bu kafa karışıklığı, başka yerlere sıçramayı da mümkün kılabilir.
Unutmayın, kendilerini demokrat olarak terbiye etmeye çalışan azımsanamaz bir kesim, Kemalistlerin çocukları. Ailelerinden almamayı tercih ettikleri kadar, almayı uygun gördükleri olumlu unsurlar da var.
Kemalist ebeveynler, mesele ideoloji olunca taviz vermez bir katılığa bürünebiliyorlar. Diyalogu es geçen öğretici bir monologa savrulabiliyorlar. Fakat gündelik hayatın içindeki tavırları çok daha özgürlükçü olabiliyor. 1950-1980 arasında Kemalist ebeveynler ve çocukları arasındaki yoğun kuşak çatışmasının olumlu bir mirası oluştu: Kemalistler kendilerinden farklı düşünen ve yaşayan “çocuklarını” kabullenmeyi öğrendiler.
Ne var ki aynı hoşgörüyü ve anlayışı, siyaseten “ötekileştirdikleri” için geliştiremediler. Kemalistlerin bu kadar öfkeli ve yorgun olmalarının temel sebeplerinden birisinin yanlış toplum analizlerinde ve bundan türettikleri siyaset etme biçiminde ısrar etmeleri olduğunu düşünüyorum.
Yanlışta ısrar, sürekli olarak başarısızlığı getirip, rakiplerinize fazladan güç verebiliyor. Kendi yarattığınız duvara sürekli olarak çarpmaktan kaynaklanan yorgunluk ve bitkinlik, “bu toplum adam olmaz” sinikliğine kolayca dönüşüveriyor.
Kemalistler, bugünkü AKP iktidarında ciddi mağduriyetler yaşıyorlar, doğru. AKP’nin yanlışlarının, Kemalistlerin yanlışlarının bir devamı olduğunu kavrayabilseler, kendi elleriyle aşılamaz hâle getirdikleri “toplum duvarının” ötesini görebilecekler. AKP eleştirisinin Kemalizm eleştirisiyle beraber yürütülmesi gerektiğini kavramaları gerekiyor.
Kemalistlerin büyük çoğunluğu, kendi mağduriyetleri ve haklılıklarını besleyen; onlara “değişmeyin” diyen çevrelerin etkisindeler. Mağdur olmaları, toplum ve siyaset anlayışlarının haklı olduğunu göstermez. Sözcü Gazetesi ve Yılmaz Özdil okuyarak, değişmemeye dair “iman tazelemek” onları kurtarmaz.
Her gün Yılmaz Özdil okuyarak, öfkenizi, kötümserliğinizi mizaha dönüştüren ama hiçbir pozitif vaadi olmayan bir söylemle günü kurtarıp, kendinizi avutabilirsiniz. Özdil’in yazılarının mesajı açık: “Bizden değersiz insanlar tarafından yönetiliyoruz. Hiçbir şey yapamıyorsak, bari ince ince dalgamızı geçerek avunalım.”
Bu kendi kendini onaylayan asalet iddiası, küçük farklılıkların narsisizmine dönüştükçe yaşadığınız toplumla aranızdaki duvara bir tuğla daha eklemekten öteye gidemezsiniz.
Kemalistlerin tüm insanları eşdeğer gören özgürlükçü bir hümanizm geliştirebilmeleri mümkün müdür? Bunu yapmak için kendilerini aşabilmeleri gerekiyor. Yarının özgür ve demokratik Türkiye’sini kurmak, mevcut siyasi kültürümüzü aşabilmekle mümkün olacak.
Yazarlar
-
Akdoğan ÖzkanAvrupa'da bir heyûlâ kol geziyor 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞErdoğan’ın büyük siyasi gafı: “CHP Ankara merkezli siyaset yapmalı” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞ“TÜRK TİPİ KOMÜNİST OLDUK…” 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı: 21. Yüzyıl, Halkların, Kadınların ve Özgür Yaşamın Yüzyılı Olaca 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciSusunca yalanlar gerçek mi olacak? 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, küresel karmaşanın ve içsel tıkanmanın tam ortasında duruyor 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti’ye bu kötülüğü yapmayın… 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.04.2024
15.12.2019
26.07.2019
18.12.2017
27.09.2017
19.09.2017
10.08.2017
27.07.2017
10.07.2017
26.06.2017