Barış Soydan
Başlarken, bir erken seçime ihtimal vermediğimi, ekonomik kriz koşullarında bunun AKP için intihar olacağını düşündüğümü söyleyeyim. İktidar için aklın gereği, ekonomi toparlanmadan seçime gitmemek. Fakat gelin görün ki, ekonomide hızlı toparlanma için uygulanan politikalar da krize yol açıyor. İktidarın açmazı işte bu.
Ekonomiyi izliyorsanız, iktidarın tüm politikalarının, hızlı bir canlanmaya, iktisat jargonundaki ismiyle "V tipi toparlanmaya" odaklı olduğunu görüyorsunuzdur. Kredi faizlerini bunun için indirdiler, bankaları daha fazla kredi vermeye zorlayan "aktif rasyosu"nu bu nedenle getirdiler… İnsanlar krediyle gayrimenkule, otomobile, mobilyaya vs. hücum etsin, ekonomi canlansın, konut stoğu erisin, inşaat şirketleri yeni projelere başlasın, işsizlik azalsın, esnafın yüzü gülsün, AKP'den kaçan oylar geri dönsün diye.
Bir ara sanki olur gibi oldu. Haziran ve temmuzda gerçekten de düşük faizli kredilerin etkisiyle konuta ve otomobile hücum yaşandı, ekonomi "V tipi" toparlanma patikasına gireyazdı. Ama bu arada cari açık patladı. Bu, uygulanan politikanın doğal sonucuydu. Çünkü ekonomi canlanınca ithalat artmıştı. Zira sanayi ithal girdiye bağımlıydı. Cari açıktaki artışı haliyle dolardaki sert yükseliş takip etti. Ve köşeye sıkışan hükümet kredilerle ekonomiyi canlandırma politikasından geri adım atmak zorunda kaldı: Merkez Bankası geçen hafta örtülü faiz artırımına gitti. Doğal olarak kredi faizleri de yükseldi. "V tipi" toparlanma yalan oldu… Ne zamana kadar? Bir dahaki kredi furyasına kadar.
İktidarın içine düştüğü açmaz ortada: Doping yapmadan, yani kredileri artırmadan ekonomi canlanmıyor. Ama o zaman da cari açık, para arzı ve enflasyon artıyor. Sonra hop, dolar yükselişe geçiyor...
Tam üç yıldır bu döngüyü yaşıyoruz. 2017'deki başkanlık referandumu sırasında olan da buydu. Anketlerde "evet", bıçak sırtı görünüyordu. İktidar, desteği artırmak için Kredi Garanti Fonu (KGF) kredilerine abandı. Piyasaya 250 milyar TL'ye yakın kredi pompalandı. Bunun etkisiyle ekonomi gerçekten de hızlandı, referandum yılı Türkiye yüzde 7.4 büyüdü. Referandumdan kılpayı "evet" çıktı.
Ama ekonomi doludizgin büyüyünce cari açık patladı. 2017'nin sonunda araştırma ve yatırım kuruluşlarının raporlarında "Frene basmazsanız kriz çıkacak" uyarısı eksik olmuyordu. İktidar frene basamazdı çünkü birkaç ay sonra bu kez Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri vardı. AKP+MHP ittifakı Meclis çoğunluğunu kılpayı da olsa kazandı. Ve bir ay sonra, 2018 ağustosunda korkulan oldu, dolar patlayarak bir gecede 7.26 TL'ye çıktı.
Döngüyü görüyorsunuz değil mi: İktidar, oylarını artırmak için kredilerle ekonomiye doping yapıyor→ Ekonomik büyüme artınca cari açık ve para arzı artıyor → Enflasyon artıyor → Dolar patlıyor → Ekonomi krize giriyor → İktidar bir sonraki kredi furyasına kadar ayaklarını yorganına göre uzatıyor.
Bu yıl da aynı şey oldu. Yukarıda belirttiğim gibi insanlar gayrimenkule, otomobile, mobilyaya vs. hücum etsin, ekonomi canlansın, konut stoğu erisin, inşaat şirketleri yeni projelere başlasın, işsizlik azalsın, esnafın yüzü gülsün, AKP'den kaçan oylar geri dönsün diye faizler düşürüldü, bol keseden kredi dağıtıldı. Ve 2018 yılında krize sürükleyen açmaz bir kez daha ortaya çıktı: Ekonomiye kredilerle doping yapılınca cari açık arttı, dolar patladı…
AKP iktidarda olduğu sürece bu açmazdan çıkış yok. Doğru, IMF'le yapılacak bir anlaşma bu döngüyü kırabilir. Türkiye'ye taze para girişi olur, cari açığın finansmanı diye bir mesele kalmaz, riskler azalır...
Ama IMF, AKP'ye boyunduruğu takar. Şahsen buna üzülmem ama AKP'ye boyunduruk takmakla yetinmez, çalışanlar için çok acı sonuçları olacak politikaları da zorla uygulatır. (Mesela maaş artışları mevcut enflasyona göre değil, hedeflenen enflasyona göre yapılmaya başlanır, ücretler kuşa döner.)
Oysa IMF'ye gitmeden ekonomiyi canlandırmanın bir yolu var: Halkın kredi açacağı yeni bir programla ekonomiye taze bir başlangıç yapmak. Yıllardır yapılamayan yapısal reformları raftan indirmek. Dış politikada gerginlikleri azaltmak. İstikrar ve güveni geri getirmek, insanların önlerini görmesini sağlamak. Elbette sistemin kendi sınırları dahilinde, olabildiği ölçüde...
İş IMF mi, erken seçim mi noktasına geldiğinde iktidarın vatansever bir karar alacağını ümit ediyorum.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021