Barış Soydan
Merkez Bankası dünkü toplantısında politika faizini değiştirmeyerek yüzde 17'de sabit bıraktı. Sürpriz değil, piyasa bunu zaten bekliyordu. Anadolu Ajansı, Reuters gibi kuruluşların anketlerine katılan ekonomist ve yatırım kuruluşları, bu ay faiz artırımı beklemediklerini söylemişlerdi. Sürpriz olan, iktidara yakın yazar, ekonomist ve kuruluşların dünkü toplantı öncesinde sözleşmiş gibi arka arkaya Naci Ağbal'a "Sakın faizi artırayım deme!" mesajı vermesiydi.
Salvolar Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun "Bankalar, kredi faizlerini maliyetlerindeki artışın çok üzerinde artırarak, büyümeye destek değil köstek oluyorlar" sözleriyle başladı. Bankalar kredi faizini neden artırdı? Merkez Bankası politika faizi artırdığı için. Merkez Bankası'ndan yüksek faizle para kullanınca şirketlere ve vatandaşlara da yüksek faizle borç veriyorlar. Hisarcıkloğlu Ağbal'a, "Yeter artık, politika faizini artırma" diyordu.
Hisarcıkloğlu'na destek aynı gün Cumhurbaşkanlığı Ekonomi Başdanışmanı Cemil Ertem'den geldi. Ertem "Bu çıkışından dolayı TOBB'u kutluyorum. Ancak yüksek faizle mücadele, her alanda olmalıdır. Yüksek faizle enflasyonu düşüreceğini sanan çağdışı ekonomi politikalarıyla mücadele akademik ve bilimsel düzlemde de yapılmalıdır" dedi.
Ertem'in "Yüksek faizle enflasyonu düşüreceğini sanan çağdışı ekonomi politikaları" sözünün hedefinin Merkez Bankası'nın yeni Başkanı Ağbal olduğu açıktı.
Bir gün sonra bu sefer Cumhurbaşkanı Erdoğan sahneye çıktı. Erdoğan, Türkiye'nin yüksek faizle bir yere varamayacağını belirterek, "Asıl iş faizi düşürmek suretiyle enflasyonu aşağıya çekmektir" dedi.
Aynı günlerde Berat Albayrak'a yakın yazarlardan Fuat Uğur'dan ilginç bir ekonomi eleştirisi geldi. Uğur, "gıdadaki fahiş artışları takip edebilmek neredeyse imkânsız hâle geldiğini" belirterek, "Erdoğan ve yakın çalışma arkadaşları acaba gelişmelerin farkında mı?" diye soruyordu. Yasalara göre fiyat istikrarını sağlamak Merkez Bankası'nın görevi. Her ne kadar yazıda Merkez Bankası'ndan söz edilmemiş olsa da Uğur'un, "Gelinim sana söylüyorum, kızım sen dinle" kabilinden Naci Ağbal'a bir mesaj verdiğini söylemek mümkün.
Bitti mi? Hayır, daha yeni başlıyordu… Birkaç gün sonra bu kez Sabah gazetesi yazarları Okan Müderrisoğlu ve Özlem Doğaner, Erdoğan'ın yüksek faize karşı olduğunu hatırlatarak Merkez Bankası'nı uyardılar.
Müderrisoğlu yazısında, Cumhurbaşkanı'nın yüksek faize dair duyarlılığının devam ettiğini belirterek, "Türkiye gibi büyümesi dış finansman ve iç kredilendirmeyle yakından ilişkili bir ekonomide, 'piyasa dostu politika' söylemi kapsamında gelişen yüksek faizin sürdürülebilir olamayacağı da çok net. Üstelik bu tür bir inadın günün sonunda bankacılık kesiminin aleyhine olduğunu söylemek de abartılı olmayacaktır" diyordu.
Özlem Doğaner de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kısa süre önce yüksek faize karşı olduğunu söylediğini hatırlatarak şunları yazdı:
"Merkez Bankası yılın ilk faiz sınavına giriyor. Ülkenin çarklarını döndüren sanayiciden, üreticiden faiz sesleri yükseliyorsa orada daha dikkatli olmak gerekir. Yatırımdan soğutmamak lazım. Görüştüğümüz reel sektör temsilcileri diyor ki 'Merkez Bankası muhalif piyasacı ve akademisyenleri dinlemesine dinlesin de bizim sesimizi de duysun.'"
Ertesi gün sıra Yeni Şafak'ın ekonomi yazarı Levent Yılmaz'daydı. Twitter'dan yüksek faiz politikasına yüklenen Yılmaz, "Faizleri artırınca finansal koşullar gevşiyor" tezinin bir efsane olduğunu belirterek, "Yüksek faizin ne faydasını gördük? Yüksek faizler kalıcı hasar dışında bu ülkeye bir fayda getirmemiştir" dedi.
Ve Merkez Bankası dünkü toplantısında politika faizini yüzde 17'de sabit bıraktı. Enflasyon yüzde 14.6 seviyesinde olduğu için, "Zaten artırması gerekmiyordu" denebilir. Ama Merkez Bankası, faiz kararının açıklama metninde "şahin" bir dille, "Enflasyon yükselirse faizi artırmaktan kaçınmam" mesajı da verdi: "Sıkı para politikası duruşu kararlılıkla uzun bir müddet sürdürülecek, gerekmesi durumunda ilave parasal sıkılaşma yapılacaktır."
Yapabilir mi? Sabah, Yeni Şafak yazarlarının yazıları, Cemil Ertem'in Tweet'i ve bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözleri, bunun mümkün olmadığını gösteriyor. Bana kalırsa Naci Ağbal'ın kredisi bitti. O şimdi Merkez Bankası'nda bir yalnız insan. Göreve geldikten sonra Merkez Bankası yönetiminde bir kişiyi bile değiştiremedi; Berat Albayrak döneminde atanan yöneticilerle yola devam ediyor...
İşin ilginç yanı, iktidara yakın medyada da ona yakın tek bir gazeteci, tek bir köşe yazarının olmaması. Orada da dengeler Berat Albayrak döneminde kurulmuştu. "Merkez Bankası'nda bir yalnız insan" derken bunu kastediyorum.
Evet piyasa Ağbal'ı destekliyor. Ama Türkiye'yi piyasa değil Erdoğan ve partisi yönetiyor...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021