Cem SANCAR
Sevdiğini kıskanmayan küçümsenir halk dilinde. Öyle şarkılar, türküler vardır: Kıskanırım seni ben, kıskanırım kendimden!
Hâlbuki orada üstüne titreme, sevdiğini merak etme, maşuku koruma söz konusudur. Sadakatten dem vurulmaktadır.
Hezeyanlı kıskançlık hali ise paranoya, koyu şüphe ve bitmez tükenmez bir gerilim halinde insanın sinir sistemini çökertir.
Kelimenin asıl anlamıyla 'kıskançlık' bir tür hastalıktır kavlimce. Cinayet davalarında bir saik olarak mahkeme tutanaklarında geçer.
Sadece yol açtığı sonuçlara baksak bile yeter aradaki farkı idrak etmeye: Acı, kızgınlık, kin, üzüntü, haset, keder, aşağılanma.
İçerleme, suçlama, kendini kıyaslama, imajın sarsılmasından korkma, kendine acıma.
Bitkinlik, korku, huzursuzluk. Saldırganlık ve hatta şiddet...
Alfred Adler kıskançlığı "Sevilen kişiyi normalin üstüne çıkan bir çabayla yalnızca kendisinin yapma uğraşı" olarak tanımlar. Kıskançlığın kullandığı araçlar ise "dramatik sahneler, gözyaşı, casusluk, nevrotik krizler, cinnet" vesairedir.
Oysa her kişinin bir özgül ağırlığı, bir uzayı vardır. Her insan kendi 'biricik' şarkısını söyler. Birine teklifsiz bağlanmak, onun varlığını yok sayıp onu bir 'takı' haline getirmeyi gerektirmez. Aşk, insani bir yükseliş tecrübesidir.
İbn Arabi'nin sözünü ettiği gibi, dünyevi aşklar ilahi aşka giden köprülerdir. Köprülerden geçmeye ve büyük tamamlanmaya yani 'tatmin olmuş nefse' huzura ulaşmak, mutmain olmak varken köprüde inatla didişen keçilere iblisin oyuncakları, nefsi emmare denir. 'Aman şeytana bismillah" sözü tam bu esnada edilir...
Kıskanç kişi, hayvani nefsini insani nefse yükseltmekte başarısız olduğundan yaşadığı aşağılık duygusunu telafi etme çabasındadır. Sahici bir ilişki kurmak, bir insanı kendine bağlamak ve onunla ilgilenmek konusundaki yetersizlik duygusunu hezeyanlarla, öfke krizleriyle gizlemeye çalışır.
Bir ilişkide her zaman 'Ortaklaşa olan' büyütülmeye, beslenmeye çalışılır. Ortak olandan da 'Biz' doğar. Lakin işte çiftlerin kendi-olmayı ihmal etmesi tehlikeli işlere neden olur. Bu tehlikenin cinsiyeti yoktur. Evet, genellikle erkektir ama bal gibi kadın da olabilir.
Başka bir sürü şeyin yanında aşk, kişinin kendini sevgiliyle bir bütün olarak hissetmesidir. Tamamlanmış olma duygusunu iliklerinde hissetmek ve sevilen kişiyi her haliyle görebilmek, aklından geçen her düşünceyi okuyabilmek için yanar âşık.
Aynı şeyi sevgilisinin de duymasını ister, kendini onda klonlamayı, yani imkânsızı ister!
İmkânsızı istemek fiziki acı veren bir korkudur. Kaybetmek korkusu.
Nefret ve sevgi, bu git gel hal, kıskançlık denen ego yılanı başını gösterdiğinde bilince çıkar ve o kişiyi kâh sever, kâh nefret ederiz.
Sevdiğini öldürüp yiyen adamların hikâyesi burada bir gerçeklik kazanır. Sevdiğini temellük etme, içimizdeki ejderhanın ayak izlerini takip ettiğimizde benzer bir canavarlıkla gerçekleşir.
Daha basit söylersek insan tembeldir. Hatalarımızla yüzleşmek istemeyiz. Aksine zaaflarımızı karşımızdakine yansıtarak, egomuzun çöküp gitmesinden kurtulduk sanırız: "Hepsi senin hatan, benim değil!"
Oysa tekâmül etmek doğru aynalarda gerçek görüntümüzü görmekle mümkündür. Ve bazı paslı kalkanlar bir kenara bırakılmadıkça hayat, mazeretlerin kızgın yağıyla cos diye üstümüze dökülür.
İnsan bir ilişkide aslında kendini arar. Korkularından, endişelerinden, kaygılarından arınmak, sonsuz bir güven ortamına ulaşmak ister. Aşk biraz da bu.
Ancak bu kutsal nur, bu bir olma hali, insanın içini temizleyip paklayacağı bilgelik yolundan, insan-ı kâmil feyzinden, o ahlaktan geçerse çoğalır ve gözleri ışıklandırır.
Aşk ancak böyle bir rehberle, ilahi bir ufukla taçlandığı zaman iblisin vehim pompasını keser.
Bebekken yaşadığımız o 'cennet' haline dönüş olgunlukta böyle bir kuantum sıçramasıyla, nefsi mutmaine ulaşmakla mümkündür.
Gerçek aşkı bulmak, ona layık olmak, ıstıraptan kurtulmak ve illa ki mutluluk, meşakkatli bir iştir kısaca...
Yazarlar
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.04.2021
13.09.2020
7.09.2020
30.08.2020
23.08.2020
16.08.2020
27.07.2020
21.07.2020
15.12.2019
18.11.2019