Fehmi KORU
Bugünkü gazetelerde, özellikle AK Parti’nin itibar ettiklerinde, köşe sahibi olanların ABD başkanı Donald Trump‘ın Türkiye’yi ekonomisini mahvetmekle tehdit ettiği konusuna girdiklerini göremeyeceksiniz.
Çoğu konuyu görmezden gelmiş olacak.
Bugüne kadar Trump konusunda çizdikleri zigzaglara bir yenisini daha eklemek istememeleri kendileri için isabetli bir tercih.
Seçimi Trump kazandığında, uzunca bir süre‘Obama kötü, Trump iyi’ nakaratıyla okur karşısına çıkmış, vize sorunu, yaptırımlar döneminde, papaz Brunson ile ihtilaflar yaşanırken ‘Trump kötü’ demeye başlamıştı aynı yazarlar; o günlerden bugüne, yani iki yıl içerisinde, Trump için bir öyle bir böyle gidip gelmişlerdi.
En son onları ‘Trump iyi’ derken görmüştük. Trump‘ın son Twiti üzerine derhal ‘Trump aslında çok kötü’ demeleri gerekirken biraz da olsa ihtiyatlı davranmaları daha doğru.
Aşağıdaki şu Twitin yenilir yutulur tarafı yok çünkü:
“Kürtleri vurursa Türkiye’yi ekonomik olarak mahvedeceğiz” diyor Trump.
Gerçi bu mesajın hemen ardından iki cumhurbaşkanı –Donald Trump ile Tayyip Erdoğan– telefonla görüşerek ortamı yumuşatacak bir hava doğması yolunda adım attılar; fakat Twitle verilen mesajın tahribatı o kadar kolay üstesinden gelinecek gibi değil.
Trump’ın Evanjelik kadrosu
ABD’de şu anda yönetime hakim olan kadro, hemen hemen bütünüyle, olaylara şaşı bakan insanlardan oluşuyor. Türkiye ve özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında pek iyi duygulara sahip değiller. Türkiye söz konusu olduğunda, hiç tereddüt etmeden, hasmane bir tavır takınabiliyorlar.
Ankara’nın o kadro içerisinden kendine en yakın bulduğu Dışışleri bakanı Mike Pompeogeçen hafta bu bölgedeydi ve en önemli ziyaretini Kahire’ye yaptı. Ziyaretin önemi, kendisinden yaklaşık on yıl önce, henüz yeni başkan seçilmişken Kahire’ye gelip aynı üniversitede (Kahire Amerikan Üniversitesi’nde) yaptığı konuşmasında, İslam Dünyası’na elini uzatan ve iki dünya arasındaki ilişkinin ‘karşılıklı menfaat ve saygı’ üzerine oturacağını duyuran Barack Obama‘nın tam tersi bir politik çizgiyi savunmasındandı Pompeo‘nun…
Daha önceki görevi CIA başkanlığı olan Pompeo, daha konuşmasının başında, ne diyeceğini işitmeye gelmiş Arap dinleyicilere, kendisinin ‘Evanjelik bir Hıristiyan’ olduğunu ilan ediyor ve Obama’nın 10 yıl önce önlerinde duyurduğu dünya görüşünün kendi dönemlerinde gündemden çıkarıldığını bildiriyor.
Trump‘ın başkanlıkta geçirdiği iki yıl süresince yeni bir vizyonla Ortadoğu bölgesine yaklaşıldığını aynı konuşmadan öğreniyoruz. Yeni dönemin en önemli özelliği İran’ın hedefe konulması; bunu da açıkça söylüyor Pompeo.
Konuşması İsrail güzellemesi ile İran düşmanlığı üzerine oturuyor.
Türkiye?
Suriye’ye İran -ve Rusya- ile birlikte çözüm üretmeye çalışan Türkiye’ye Washington’un nasıl baktığını anlamak için Pompeo‘nun Kahire konuşmasını okumak yeterli. Uzun konuşmada Türkiye’nin adı bir kez, o da ABD’nin askeri üsleri bulunan ülkelerden biri olarak geçiyor.
Durduk yere “Türklere Kürtleri ezdirmeyeceğiz” ile başlayıp “Kürtlere saldırırsa Türkiye’nin ekonomisini mahvederiz” demeye kadar varan tavır Washington’a hakim olan kadronun gözlerden saklamaya çalıştığı bir politikanın Trump tarafından kendini tutamayarak faş edilmesi aslında.
İran’a ne kadar karşıysa Trump ve kadrosu, hiç şaşırmayın, Türkiye’ye de o kadar karşı.
Kürtler konusu ise kullanılan bir bahaneden ibaret.
Türkiye’nin en kalabalık etnik grup olarak milyonlarca Kürt kökenli vatandaşı olduğunu, sınırları dışındaki Kürtler ile Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Kürtler arasında akrabalık ilişkileri bulunduğunu bilmez mi ABD? Bilir elbette. Türkiye’nin ‘Kürt-karşıtı’ denilebilecek bir politika izleyemeyeceğini de bilir. Türkiye’nin PKK ve YPG/PYD hassasiyetinin ‘terör’ ile irtibatlı olduğunu da bildiği gibi…
Bilir, ama bilmezden gelir.
Sonradan etkisi yumuşatılmaya çalışılsa da, Washington, Trump‘ın kaleminden çıkan mesajla Türkiye hakkındaki gerçek niyetini açık etmiş bulunuyor. ABD’de yürütülen hakkındaki soruşturmalarla ömrü kısalmazsa, Trump‘ın Beyaz Saray’da geçireceği daha iki yılı var ve o süre içerisinde Türkiye mayınlı arazide gezer gibi davranmak zorunda.
En doğru davranış tarzı ise, Türkiye’nin kendisini dışarıdan gelebilecek müdahalelere karşı daha mukavim hale getirmesidir ve bunun yolu da demokrat ve özgürlükçü bir anlayışın benimsenmesinden, ayrıca var olan sorunlarını barışçı yaklaşımlarla çözüme kavuşturmasından geçiyor.
AK Parti’nin itibar ettiği yazarlar bunları yazamayacaklarına göre, Trump‘ın söylemini değerlendirmekten uzak durmaları kendileri açısından daha isabetli.
Yazarlar
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025