Fehmi KORU
İngiltere’nin en muhataralı döneminde başbakanlığı üstlenmiş olan Winston Churchill’in nüktedan olduğu bilinir. Ben de onun çeşitli kitaplarda değişik vesilelerle örnek verilmiş sayısız lafı gediğine oturtan nüktelerini okumuşumdur. Daha önce hiç duyup okumadığım bir Churchill öyküsü dün bir Arap gazetesinde karşıma çıktı.
Churchill bilindiği gibi 2. Dünya Savaşı günlerinin başbakanıdır. Londra’nın tepesine Nazilerin attığı bombaların düştüğü 1943 yılında, bir gün, Churchill, evinden yürüyerek Parlemento’ya gitmektedir. Yoluna çıkan biri, Churchill’e, “Sen aptal mısın, yoksa deli misin?” diye bağırır. Başbakanın arkasından gelen korumaları adamı yaka paça nezarethaneye atarlar.
Ertesi gün bir muhalefet partisi milletvekili konuyu Parlamento’ya taşır. Başbakana, “Sırf sana saygısızlık etti diye polisin bir vatandaşı gözaltına alıp hapse atmaya hakkı var mıdır?” sorusunu yöneltir.
Churchill hemen söz alır ve şu cevabı yapıştırır: “Polis o kişiyi bana saygısızlık ettiği için tutuklamadı ki… O kişi bir devlet sırrını açıkladığı için tutuklandı…”
Tahmin edileceği üzere bu cevaba bütün milletvekilleri kahkahayı basar. Bu soru-cevap faslı yapılırken adam çoktan serbest bırakılmıştır zaten…
Kuveyt’te çıkan ‘Arab Times’ gazetesinin aynı zamanda yayın yönetmeni de olan başyazarı Ahmed Al-Jarullah’ın sütununda okudum bu nükteyi. Jarullah bu olayı ülkesinin de içinde bulunduğu bölgedeki siyasi durumla ilgili bir tespitini aktarmak için anlatıyor.
Okuyalım:
“(İngiltere’de yaşanmış) bu olay herhangi bir Arap ülkesinde meydana gelseydi, adamın sözleri devlete karşı çıkmak olarak değerlendirilir ve o vatandaş onlarca yıl hücrede kalmaya mahkum edilirdi; tabii sorgulama sırasında göreceği işkenceden hayatını kaybetmemişse…”
Ahmed Al-Jarullah..
Bu satırların yer aldığı gazete Kuveyt’te çıkıyor. Kuveyt de bir Arap ülkesi. Jarullah da bunun farkında. Bakın daha sonra neler yazmış:
“Kuveyt’in de pek farklı olmadığı belli. Şu yakınlarda internet sitelerinde yazanlar hakkında verilen hapis cezalarında artış görülüyor, bazılarına onlarca yıl hapis cezası verilebiliyor. Bazıları hapiste çürüyor, bazıları ise çareyi başka ülkelere sığınmakta buluyor. (..) Şimdilerde pek çok Kuveytli bu durumdan rahatsız. Aslında yetişme dönemlerinde gerçekleri korkusuzca söyleyebilecekleri kendilerine öğretildiği halde haksızlık yapan bir görevliye karşı gerçekleri ifade etmekten korkuyorlar.”
Yazısının girişinde de, Jarullah, geçen günlerde Fransa’da ülkenin cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’u tokatlamış adamdan söz etmekteydi. Devlet görevlisine fiili saldırıda bulunmaktan yargılanıp 18 ay hapis cezasına çarptırılmıştı o tokatı atan kişi. Adamın aşırı sağcı eğilimli olduğu, evinde Hitler’in ‘Kavgam’ kitabını bulundurduğu ortaya çıkmıştı.
Jarullah, “Macron’a tokat atan adam devlet güvenliğini çiğnemekten falan yargılanmadı, bu yüzden iyi hal gösterir ve çıktıktan sonra yeniden bir suç işlemezse dört ay hapiste yatması yetecektir” diye yazıyor.
Hay Allah.
“İyi ki bizde bu tür yanlışlıklar yaşanmıyor” demeye hazırlanırken, bu sabah göz gezdirdiğim gazetede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ülkemizde yaşanan bir olayla ilgili verdiği kararın haberiyle karşılaştım.
ODTÜ’de okurken, dönemin başbakanının üniversiteyi ziyareti sırasında çıkan protestolar yüzünden göz altına alınan öğrencileri desteklemek için yapılan bir gösteride yaptığı konuşmada başbakana hakaret ettiği iddiasıyla yargılanan bir gençle ilgili bir karar bu.
Olay 2012 yılında meydana gelmiş, mahkeme 2016 yılında ‘görevdeki kamu görevlisine hakaret’ suçundan genci para cezasına mahkum etmiş, 2018 yılında da Anayasa Mahkemesi kararı ertelemiş…
AİHM “Normal bireylere oranla siyasetçiler için kabul edilebilir eleştiri sınırlarının daha geniş tutulması gerektiği” yolundaki önceki kararlarına atıfta bulunarak mahkeme kararını iptal edip gence tazminat ödenmesine hükmetmiş…
Anayasamızda AİHM kararlarına uyulmasını amir bir madde var (m. 90). Yargılama hakkını kabul etmiş ülkelerde yaşanmış benzeri olaylarla ilgili AİHM’nin verdiği içtihatlaşmış kararlardan ülkemiz mahkemelerinin de haberdar olması gerekir.
En son Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu Avrupa Konseyi, geçen hafta, AİHM’nin bir kararını uygulamadığı için ülkemizle ilgili ihlal sürecini başlatabileceğini duyurmuştu.
“Bu tür olaylar Arap ülkelerinde olur” diyen Jarullah’a “Avrupa Birliği’ne üye olmak isteyen, Avrupalı bütün kurumların üyesi Türkiye’de de oluyor” uyarısında bulunmak doğrusu bana giran geliyor.
Oluyor ama. Yazılı veya sözlü eleştirileri yüzünden haklarında ‘devlet güvenliği’ gerekçeli davalar açılmış, hatta o davalarda cezalara çarptırılmış insanlar var ülkemizde.
Hem de çok sayıda.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan NATO Zirvesi için gittiği Brüksel’de, başta ABD Başkanı Jo Biden olmak üzere, bir dizi NATO üyesi ülkenin başkan ve başbakanıyla görüştü. Zirvede Avrupalı bir ülkenin lideri muamelesi gördü. Görüşmelerden de dışarıya hep olumlu izlenimler yansıdı.
Acaba o görüşmelerden sonra ülkemizdeki durumda bir değişiklik olacak mı?
Uygulamalar birer şeyhlik, krallık, emirlik olan ülkelerdeki uygulamalara mı benzeyecek, yoksa AK Parti’nin kuruluşu sırasında benimsediği ve iktidarının ilk döneminde hedefine bayağı yaklaşılan gelişmiş demokratik ülkelerdeki uygulamalara mı dönülecek?
Avrupa Konseyi’nin ‘ihlal süreci’ başlatmasına yol mu açılacak, yoksa AİHM’nin haklarında ‘serbest bırakma’ kararı verdiği Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş cezaevinden çıkacak mı?
‘Devlet güvenliği’ gerekçeli kararlar yeniden gözden geçirilecek mi?
Bir başkasının eleştirel mesajını takipçileriyle paylaştığı için cezaevine tıkılan milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun durumu ne olacak?
Siyasi gerekçelerle mahkum edilmiş olanların durumu?
İşin tuhaf yönü de şu: AK Parti iktidarının ilk döneminde, standartlarını ‘gelişmiş demokratik ülkeler’ ile birleştirmiş iken, yönetimleri şeylik, emirlik ve krallık olan ülkelerin halkları tarafından örnek olarak görülüyordu Türkiye; şimdi oralarda da ülkemize karşı bir soğuma var…
Tuhaf gerçekten…
Arap basınına baktıkça en çok dün ile bugün arasındaki fark yüzünden hayıflanıyorum.
Yazarlar
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025
15.07.2025
13.07.2025
11.07.2025
10.07.2025