Hasan CEMAL
Allah’a inanmıyor.
Bir ateist.
Ama dine, din adamlarına saygılı...
Marihuana satışı serbest olsun diyor.
Eşcinsel evlilikten yana.
Resmen evli değil ama yirmi yıldır birlikte yaşadığı kadından iki çocuğu var.
Askerliğini torpilli olarak Atina’da yaptığını söylüyor.
Kravat takmıyor.
Adı, Alexis Tsipras.
16 yaşındayken Yunan Komünist Partisi gençlik kollarında siyasete atılıyor.
2004’te, daha 30 yaşındayken, kısa adı Syriza olan Radikal Sol İttifak içinde önemli roller üstleniyor. 2008'de ittifakın başına geçiyor.
Yunanistan’da ekonomik kriz derinleşirken 2009’da yüzde 4.6 oy alıyor.
2012’de yüzde 27.
Yılların ya da Papandreu’ların sosyalist partisi PASOK seçim sandığında kayboluyor bu arada...
Pazar günü yapılan seçimlerde yüzde 36.3 ve 149 milletvekili ile birinci parti oluyor.
İki sandalyeyle mutlak çoğunluk kaçıyor.
Daha 40 yaşında.
Yunanistan’ın en genç başbakanı olması artık kesinleşiyor.
Çok iddialı:
“Yalnız Yunanistan’ı değil, Avrupa’yı da değiştireceğiz!”
Ekonomide iflas ve yolsuzlukla büyüdü
Alexis Tsipras’ın bu heyecan verici zaferi nasıl gerçekleşti?
Yunanistan bu noktaya nasıl geldi?
Önce ekonomi çöktü.
2010’da yüzde 25 küçüldü.
İşsizlik patladı.
Gençler arasında yüzde 50’yi aştı.
Koca ülke korkunç bir yoksulluk çukuruna yuvarlandı.
Borçlar ödenemez hale geldi.
Bunun adı iflastı.
Avrupa Birliği, IMF yardım elini uzattılar.
Ama kurtarma paketi karşılığında fena halde kemer sıkılması da şart koşuldu.
Bu açıdan özellikle Almanya’nın son derece katı davrandığı dikkati çekti.
Yunan kamuoyunda Başbakan Merkel en kötü kişi oldu.
Ama birbiri ardına kurulan hükümetler de, kemer sıkmapolitikasını sonuna kadar uygulayamadılar.
Acı ilaç yine de can yaktı.
Yunanistan’da biraz da rahata alışmış kitleler her geçen gün ayaklandı.
Çünkü ücretler kesildi.
Emekli maaşları tırpan yedi.
Sosyal yardımlar kısıldıkça kısıldı.
Vergiler gitgide ağırlaştırıldı.
Bu yoksullaşma ve kemer sıkma süreci, Yunanistan’ın yıllar içinde hiç değişmeyen, hatta artan yolsuzluk ve hırsızlık alışkanlıklarıyla birleşince, Tsipras’ın Radikal Sol İttifakı büyümeye başladı.
Syriza’yı iktidara taşıyan dalga kabardıkça kabardı.
1974'te doğan Alexis Tsipras,16 yaşında Yunanistan Komünist Partisi Gençlik Kolları'na üye oldu. Miçotakis hükümetinin öğrencilere tekrar önlük ve üniforma zorunluluğu getiren projesinin geri çekilmesini sağlayan Önlük Hareketi'nde yer aldı. TV'lerde öğrencilerin taleplerini duyurarak tanındı ve Che Guevera'ya atfen 'Che-Pras' takılan lakabıyla anıldı
Vaatlerini yerine getirebilecek mi?
Şimdi ne olacak?
Bu soru önce ekonomide düğümleniyor.
Çünkü Alexis Tsipras kemer sıkma programını reddediyor.
Acı ilaç onun gözünde tüm kötülüklerin anası durumunda.
Diyor ki:
“Yunanistan bir sayfayı kapatıyor. Kemer sıkma felaketini, korku ve otokrasiyi, beş yıllık utanç ve acıyı geride bırakıyor.”
Devam ediyor:
“Benim partim, siyasi istikrar ve ekonomik güvenlik için yeni bir sosyal kontrat vaat ediyor. Kemer sıkma politikasına son vererek demokrasiyi güçlendirecek, orta sınıfı yeniden ayağa kaldıracağız. Eurozone’u kurtarıp Avrupa projesini tüm kıtadaki vatandaşlar için cazip kılmanın da tek yolu bu.”
Seçim vaatlerinden bazıları şöyle:
Zenginlerden ekstra vergi…
İhtiyacı olanlara kira yardımı…
Gıda yardımı…
Yoksulluk sınırı altında yaşayanlara bedava elektrik…
Bedava ısınma hizmeti…
Emekli aylıklarına zam…
Asgari ücrete zam…
Vatandaşların ödenemeyecek borçlarını silmek…
Şimdi de klasik ya da malum soru:
Alexis Tsipras, bütün bu seçim vaatlerini yerine getirebilecek mi?..
İktidara getiren tepki
cehennem çukuruna da çekebilir
Kısacası:
Değirmenin suyu meselesi gelip kendini dayatır böyle durumlarda.
Eğer Alexis Tsipras’ın kafasında geçerliği olan, uygulanabilir olan, kimselerin bilmediği yepyeni bir mucize reçete varsa, o zaman iş değişir.
Eğer yoksa, genç Tsipras’ı iktidar kapısına getiren olağanüstü, heyecan verici kitle tepkisi, bu kez onu cehennem çukurunun içine çekebilir.
Türkiye’de 1980’leri, özellikle 1990’ları anımsıyorum.
Siyasal sınıflar uzun yıllar sorun biriktirmeyi marifet -ya da politika- sanmışlardı.
Ekonomide sürekli ertelenen yapısal reformlar yüzünden Türkiye1994, 1998 ve 2001 krizleriyle çok büyük bir yoksullaşmayı yaşamıştı.
Sonunda deniz bitince, 2002’nin acı reçetesi çaresiz içilmiş, üçlü koalisyon hükümeti siyasette kendi ipini kendi çekmeyi göz alıp, ekonomide düzlüğün kapısı aralamıştı.
Yeni iktidarın gündemindeki hayati soru
Evet, Yunanistan çok çekti.
Ama bu acılara zemini de kendi hazırladı.
Ayağını yorganına göre uzatmadı.
Yılllar yılı bol kepçe AB fonları ile, kendi imkânlarının ötesinde yaşadı.
Değirmenin suyu meselesini pek dert edinmedi.
Acaba bundan sonra dert edinecek mi?
Yeni iktidarın gündemindeki hayati sorunun bu olduğunu sanıyorum.
Genç Alexis Tsipras’ın seçim zaferi beni heyecanlandırdı ama...
Kafamın arkasında da değirmenin suyu meselesi duruyor.
Yazarlar
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUİslam Dünyası’nın kayıp yılları… 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu Ergilİyi yönetim üzerine düşünceler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖzgür Özel’in özgül ağırlığı 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarVatandaşlık tanımı değişmeli mi? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİltica ve mülteciler 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.03.2025
28.02.2025
20.02.2025
13.02.2025
28.11.2024
12.11.2024
24.10.2024
27.08.2024
20.04.2024
9.04.2024