Mehmet TIRAŞ

Neval El Seddavi’nin Romanı 1970’li yıllarda Mısır’da geçer:
“Roman’ın baş karakteri bir fahişedir.
Bir gün kendisini zengin iş adamlarına pazarlayan, parasını da vermeyen Marzuk’u öldürür.
İdama mahkum olur.
Roman hapishanede idamını bekleyen Firdevs ile yapılan söyleşiden doğar.”
Firdevs, Mısır’da kırsal kesim de kalabalık ve yoksul bir aile de dünyaya gelir..
Kız çocuklarının ölümünden erkeklerin etkilenmediği, ilkel bir kültürün hakim olduğu ve yaşandığı bir ailede büyür.
Çocuk yaşta şehvet duygusunun körelmesi için öz annesi ve komşuları bir kadın tarafından sünnet ettirilen…
Babası kız çocukları öldüğünde hiç etkilenmez ve hiçbir şey olmamış gibi davranır…Erkek çocuklarından birisi öldüğünde karısını döven vahşi birisidir.
Kendisi doymadan hiçbir çocuğuna bir lokma bile ekmek vermeyen merhametsiz bir adamdır.
Firdevs ilk okula başlama çağına geldiğinde ilk önce Kahire’ de ilahiyat okuyan amcası tarafından tacize uğrar.
Her kız çocuğu gibi bunu kimseye söyleyemez, bir de okumak için ancak amcasının destek vermesiyle mümkün olduğu için tacize katlanmak zorunda kalır.
Sonunda amcası okuması için Firdevs’i yanına alır ve okula yazdırır.. Firdevs ilkokulu ve orta okulu başarı ile bitirir, ülke genelinde de derece yapar, 7.olur.
Amcası evlenince Firdevs’in hayatı çok zorlaşır.
Okul hayatının önü kesilir.
Amcasının yeni karısı onu evden uzaklaştırmak için ,Firdevs’ten kırk yaş büyük hasta amcası, şeyh Mahmut ile evlenmeye zorlar. Firdevs’in amcası da karısını destekler.
Yaşlı adam Firdevs’i cinsel ihtiyacını karşılayan, yemek ve temizliğini yapan kendine hizmet eden biri olarak görür, Firdevs’i insan yerine koymaz. .
Şeyh Mahmut’un boğazında bir delik vardır ve bu delikten sürekli irin akar, bu irin akıntısı Firdevs’e çok büyük tiksinti verir. Adam bir de Firdevs’e kendisini öpmesi konusunda zorlar.. Firdevs’i sudan bahanelerle döver.. Yemesini kıskanır, müsrif olduğu konusunda Firdevs’e sürekli şiddet uygular, hakaret eder yaşlı adam.
Firdevs Şeyh Mahmut’un sürekli kendisini dövdüğünü amcasına anlatır ama amcası, karsını dövmeyen erkek mi var bu normal bir durum der.
Firdevs bu şiddete dayanamaz ve evden kaçarak kendini sokaklara atıp, iş aramaya koyulur.
Kahve işleten Beyyumi isminde bir adamla tanışır.
Bekar olan adam Firdevs’e iş bulana kadar bende kalabilirsin, iki odalı evin bir odasını sana veririm der.
Kendisine gösterilen odaya yerleşir, ilk iki gün kahveci çok iyi davranır,ardından cinsel taciz başlar.
Bir gece Firdevs’in yatağına Beyyumi’ye hiç benzemeyen biri girmeye kalkar.”Sen kimsin” diye sorduğunda koynuna giren adam fark eder mi, sen bir fahişesin,Faişenin seçme hakkı m”ı var der.
Kahveci Beyyumi evden çıkarken evin kapısını Firdevs’in üzerine kilitleyerek çıkar.Gece geç saatlerde eve gelir cinsel dürtülerini karşıladıktan sonra da yatar.
Artık Firdevs evden kaçmanın ve bu adamdan kurtulmanın yolunu arar..
Komşusu yaşlı kadına pencereden durumu anlatır.
Yaşlı kadın da “polis çağırayım”der ama ;Firdevs polis çağırma polis beni tutuklar diye itiraz eder.
Sen bir çilingirci çağır der, yaşlı kadın da çilingirci çağırır kapıyı çilingircinin açması ile Firdevs evi hızla terk eder. Nereye gideceğini ve nerede kalacağını bilemez..
Sokaklarda tur atar yağışlı havalarda otobüs duraklarına sığınır.
Nil Nehrinin kenarında bir banka oturup kendini dinlediği sırada, karşısına bakımlı çok pahalı kiyafetleri üzerinde olan,makyajlı elli yaşlarında bir kadın başına dikilir. Kadın seni kim kullanıp sokağa attı der?
Birkaç tane de erkek ismi sayar.. Ve saydığı erkek isimleri arasında Beyyumi’de vardır.
“Beyyumi’yi tanıyor musun?”
“Kadın yok öylesine saydım der.”
Firdevs’e kadın gel benimle, ben bu yoldan geçmiş biriyim diyerek kendini tanıtır, adının ŞERİFE olduğunu söyler…”Ben de Firdevs deyip beraber yürümeye başlarlar.”
Şerife’nin Nil nehrinin manzarasını gören görkemli apartmanına, asansörle lüks döşenmiş dairesine çıkarlar.Şerife yıkanması için banyoyu gösterir, Firdevs’e giymesi için de çok kaliteli ve güzel temiz kıyafetler verir.
Banyodan çıktıktan sonra Şerife Firdevs’i karşısına alıp başlar anlatmaya; ”herkes bir gün ölecek önemli olan nasıl yasacağımız. Erkekler kadınların değerini bilmez,kendi değerini belirleyen kadındır.Senin değerini ve fiyatını artık ben belirleyeceğim..”
Şerife randevu evi işleten lüks içinde yaşayan bir kadın.Şerife Firdevs’i erkeklere pazarlar ama beş kuruş para vermez.Sadece beraber olacağı erkeklere bakımlı ve güzel görünmesi için kıyafetler ve makyaj malzemesi alır,bir de yemesini içmesini temin eder.
Firdevs bir gün beraber olduğu Şerife’nin de yakın dostu adamın kendisine senin üzerinden çok para kazanıyor, sana ne kadar para veriyor demesi ile, Firdevs sabaha karşı özel eşyalarını toplayarak Şerife’nin evini de terk eder,değişmez mekanı sokaklara kendini atar.
Şerife’nin sözü aklından çıkmaz,”bir kadın kendi değerini kendi belirler”, “gençliğini ve güzelliğini erkeklere sen pazarlayarak belirleyeceksin sözü” Firdevs’in aklına Şerife’nin sözü soru çengeli gibi takılır.
Firdevs her sokağa kendini attığında tesellisini Nil nehrinin kenarında arar,kendi içinde yolculuğa çıkar..Nazlı nazlı akan nehrin rengini ve suyun akışını seyrederek öfkesini dağıtarak kendine gelir.
Sokakta yalnız dolaşan polis Firdevs’e benimle beraber olmazsan, seni karakola götürürüm der ve polisle karanlık bir sokakta beraber olur ama, polis para yok, başka zaman veririm diyerek uzaklaşır.
Artık Firdevs bedeni üzerinden para kazanmanın ve seçici olmanın yollarını arar..Bir gün durakta yanına lüks bir araba yanaşır, arabanın camından kendine bakan adama gülümsemesi ile,adamın arabasında kendini bulur… Bilmediği güzel bir eve giderler hiç pazarlık yapmadan adamla beraber olduktan sonra,adam on lira gibi çok büyük beklemediği bir para verir ve Firdevs’te şaşırır. Hemen doğru lokantanın yolunu tutar günlerce aç olan karnını, bir kızarmış tavuk ısmarlayarak doyurduktan sonra,Firdevs bir ev tutar ve kısa sürede de çok büyük paralar kazanmaya başlar.
Evini değiştirir varlıklı kadınların gittiği kuaförlerde saçlarını yaptırır.Yüksek topuklu ayakkabı, mini etek giyer ve lüks giyinir.Marka makyaj malzemeleri kullanır, bir fahişe gibi değil de Firdes,artık tam bir sosyete kadın rolünü oynar ve sokaklarda polis korkusu yaşamaz..
Firdevs ne kadar çok para kazansa da bu işi bırakmak ister, kendini pazarlamadan utanır.. Genişleyen çevresinden tanıdığı birisi tarafından bir şirkette büro işlerini yürütecek bir iş bulur.
Güzelliği ve bakımı ile şirkette ki erkeklerin dikkatini çeker ama,Firdevs hiç yüz vermez çok ciddi davranır hatta tebessüm bile etmez erkeklere..
Bir gün fabrikada devrimci İbrahim denilen biri ile tanışır.İbrahim özgürlük ve adalet üzerine fabrikanın yemekhanesinde yaptığı konuşması Firdevs’in çok hoşuna gider ve İbrahim’le sık sık bir araya gelirler, bu arkadaşlıkları aşka dönüşür. Firdevs ilk defa bir erkeğe aşık olur, İbrahim’i görmeden duramaz, gördüğünde de ise lal olur dili tutulur adeta titrer.
Tam İbrahim’le evleneceği hayalini kurarken, fabrikada birlikte çalıştığı kadın arkadaşı, İbrahim fabrika müdürünün kızı ile nişanlanmış akıllı bir çocuk geleceğini düşünmüş demesi ile Firdevs’in dünyası yıkılır. Birkaç dakika düşündükten sonra kimseye haber vermeden, özel eşyalarını bürodan toplaması ile fabrikayı terkeder,yarıda bıraktığı fahişeliğe döner.
Çok kısa sürede beklemediğinden fazla paralar kazanır,lüks yaşamaya başlar, birlikte olacağı erkeklerin değil de kendisinin istediği fiyatı veren erkeklerle beraber olur..Bir de bakımlı erkekleri seçer, parasının hesabını bilmeyecek kadar para kazanır ancak parasının hesabını bankaya gidince öğrenir.
Öyle bir nam salar ki Firdevs’in güzelliği ve dişiliği…Mısır’a gelen kendini önceden tanıdığını söyleyen bir devlet adamı Firdevs’le beraber olmak ister.Polis durumu Firdevs’e anlatır kabul etmez…Polis Firdevs’e yanlış yapıyorsun?
Yurdunu seven bir vatandaş devletten gelen bu teklifi kabuleder.Devlet hizmetidir geri çeviremezsin der,polis.
”Ben bir orospu iken ne zaman vatanperver oldum, diye polisin teklifini kabul etmez,Firdevs.”
Kahire’nin en zengin, varlık ve sosyal erkeklerine kadın pazarlayan “Marzuk” Firdevs’e beraber çalışması için teklif eder.İlk önce kabul etmek istemez Firdevs ama, sonra Marzuk, Mısırın en zenginleri ile değil,Mısır devletinin silahlı ve sivil bürokrasisinin tepesinde bulunan yetkilileri ile de lüks mekanlarda düşüp kalkan birisidir.
Kabul etmemesi durumunda Marzuk’un kendisini tutuklatacağı için kabul eder Firdevs.
Firdevs üzerinden çok büyük paralar kazanan Marzuk Firdevs’e para vermemeye başlar.Firdevs’te para vermezsen ben ayrılacağım deyince tartışmaya başlarlar ve Marzuk’un Firdevs’e vurması ile Firdevs mutfaktan eline geçirdiği bıçağı var gücüyle Marzuk’un boynuna saplar, çıkartır bıçağı göğsüne saplar ardından karnına bıçağı üst üste sokar,son bıçak darbesini Marzuk’un göğsüne saplayıp hızla evden çıkar.
İşlediği cinayeti sorgular sonunda aklının onayı ile cinayeti işlediğine pişmanlık duymaz ,doğru yaptığına karar verir Firdevs.
Beraber olduğu zengin bir adamla yaptığı tartışmaları kavgaya dönüşür,Firdevs zengin adama beklemediği bir tokat atarak benim kim olduğumu bilmiyorsun, ben bir katilim seni de öldürürüm demesi ile..Zengin adamın polisi çağırması ,polise bu bir katil yakalayın diye bağırır…Firdevs böylece yakalanır.Polis kollarına kelepçe vurunca Firdevs suçunu itiraf eder..
”Ben öldürdüm ama suçlu değilim, suçlu olan kadınlar değil, erkeklerdir diye haykırır..”
Topunuzun suçlu olduğunu söylüyorum:”Babalar,amcalar,kocalar,pezevenkler,avukatlar, dokdorlar,gazeteciler,her meslekten bütün erkekler ” diye bağırır Firdevs.”
Polis”Vahşi ve tehlikeli bir kadınsın sen.”
“Ben gerçeği söylüyorum.Gerçek vahşi ve tehlikelidir.”
Cezaevinde koğuş arkadaşlarından biri gelip “Devlet Başkanı’na suçunu affetmesi için dilekçe yazarsan kurtulma şansın olabilir der Firdevs’e…”Ben kurtulmak istemiyorum.” ”Affedilmek de istemiyorum.Çünkü senin suç dediğin şey bence suç değildir” diye karşılık verir koğuş arkadaşına.
Bir daha dünyaya gelecek olsam yine öldürürdüm onu.Devlet Başkanı’na af dilekçesi yazmanın ne yararı var.” Herkes bir gün ölecek.Gurursuz asılmaktansa,kendi işlediğim suç uğruna ölmeyi tercih ederim” diyerek idama götürecek kişilerin gelmesini bekler Firdevs.
Roman da Firdevs’in idama götürülmesi ile sonlanır..
Romanı okurken aldığım notlarım:
Romanın bir kurgu değil” Sözlü Tarih Romanı” olduğunu vurgulayayım.
Romanı stres içinde okuyacaksınız..
Eser sıkıcı değil…Yazarın dili akıcı bir şekilde sizi kitabın içine çekiyor ama çok gergin bir sürece de hazırlıklı olmalısınız.
Romanın baş karakteri Firdevs’in hayatının konu edildiği eserden ortaya çıkan:”kadını sadece erkekler cinsel obje olarak görmüyor,kadınlarında kadını cinsel obje olarak gördüğünü öğreneceksiniz.”
Bu eseri özellikle tacize,tecacüze,şiddete erkekler tarafından uğramış veya hala uğrayan kadınların okuduklarında, psikolojik olarak zorlanacakları gibi, geçmişte yaşadıkları travmaları da depreşebilir.
Yazar bu eserinde Mısır’da kadınların nasıl bir toplumsal baskı altında yaşadıklarına,sosyal,siyasal ve demokratik haklarının olup olmadığına yer vermeliydi..Bu konuya hiç değinmemesi büyük bir eksiklik.
“Eril iktidarların hüküm sürdüğü, geri kalmış,gelişmemiş demokrasi ve hukuka yabancı toplumlarda” kadınlara yaşatılanları konu ettiği için; bu roman Türk kitap okurlarına özellikle de erkeklere çok ta sürpriz gelmeyebilir.
Ben olsam Romanın adını “Tanrı’nın Yaratıp ta Yardım Etmediği Kadın” kordum.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025