Mehmet TIRAŞ
Akademi sözcüğü Yunancadan gelen Akedemos olan, krala baş kaldıran bir kişinin adından türetilerek düşünsel ve siyasal hayatımıza girmiş bir kelimedir.
Akademinin evrensel açılımı “doğruyu söyleyebilme cüretini” işaret eder.
Akademi demokrasilerde sıralama da yer almasa da entelektüel camiada beşinci kuvvet olarak bilinir.
Bilindiği gibi çağdaş, çoğulcu demokrasilerde dördüncü kuvvet medya olurken, beşinci kuvvet olarak ta akademisyenlerin muhalefetliği özgürlükler babında düşünsel hayatta önemli bir yeri vardır.
Akademiye baskının tarihine uzandığımızda;akademisyenler bilginin üzerine bilgi koyma maharetinin yanında; her zaman için kralları,patronları,diktatörleri,tiranları ve onlara yanaşmaya çalışan mesleksiz kul yığınlarını hep rahatsız etmiştir.
Akademi,siyaset hitabetinin omurgasını oluşturan süslü kelimeler,kuvvetli aforizmalar ve üst üste konulan sıfatlar silsilesinin kendi kapısından geçemeyecek kadar mecalsiz olduğunu delillerle gösterir.
Akademinin şaftının kaydığı dönemler de olmuştur;doğruyu söylemek yerine muktedirin söylediğini ispatlama çabası içine girerek, yani biat ederek tek adam rejimlerinin adamı olduğu; gelişmemiş evrensel hukuka ve demokrasiye yabancı toplumlarda çok sık rastlanan bir durumdur.
İşte bizim ülkemizde yaşadığımız tablo da bunu gösteriyor.
216 yılında 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Muktedirlere muhalefet ettikleri için; OHAL ilanından sonra KHK’lerle yüzlerce akademisyenin yargısız infaza uğrayarak,hukuksuz bir şekilde üniversiteden uzaklaştırılması ve 170 gazetecinin tutuklanması bunun somut örneklerinden biridir.
Akademisyenlere baskının muktedirlerin ata sporu olarak, her darbe dönemlerinde bu topraklarda sık sık tezahür ettiğine tanık oluruz.
Akademisyen politiktir ama politikacı değildir.Bilgi edindikçe kişi,bilginin kendi düşüncelerini geliştirmesine ve değiştirilmesine izin verir.Bu entelektüel bir süreçtir.Bilgi edindikçe bilginin hayatına sızmasına izin vermeyen kişi ise teknikerdir.Bunu sıklıkla rahle-i tedrisatından geçip de iktidar yanında siyasetçi olan veya olmaya gayret eden kişilerde görürüz.
Muktedirler Tiranlık sistemine geçtiklerinde ilk önce muhalif olan akademisyenlere ve gerçek mesleğini yapan gazetecilere baskı yaparlar,peşinden muktedirlere karşı olan demokrasi güçlerinin örgütlerine saldırıya geçerler. Demokratik yollardan Sokağa yönlendiren sivil toplum örgütlerini etkisiz hale getirmek için,din,ırk ve mezhep üzerinden vatan-millet sosu ile topluma korku salıp,her şeyi güvenlik olarak görüp algı operasyonu yaparak, iktidar ömürlerini uzatırlar..Elinde çekiç olanın herşeyi çivi görmesi misali.
OHAL ilanından bu tarafa yaşadıklarımız da bu değil mi?
15 Temmuz darbesinin ardından 20 Temmuz da ilan edilen OHAL’den sonra çıkartılan KHK’lerle muktedirler kendilerine muhalif olan başta akademisyenler olmak üzere, toplumun her kesimine nasıl bir baskı yaptıklarını ve korku imparatorluğu kurduklarını rakamlar gösteriyor.
OHAL’den sonra KHK’lerle :
-150 bin kişi kamudan işten atıldı..
-50 bini tutuklandı.
-200 gazete,televizyon,dergi,yayın evi,radyo,ajans ve yayınevi kapatıldı.
-6 bin derneğin kapısına kilit vuruldu.
-170 Gazeteci tutuklandı.
-2 Bin 500 gazeteci işsiz kaldı.
-Yüzlerce akademisyen üniversiten uzaklaştırıldı işsiz kaldılar ve kuru ekmeğe muhtaç duruma düştüler.
Güvenlik nedeniyle OHAL’e dayandırılarak çıkartılan KHK’lerle hiç bir demokratik faliyetlere izin verilmiyor, buna kapalı salon toplantıları da dahil.
Hani OHAL’i, devletten FETÖ terör örgütünü temizlemek için çıkartmışlardı..Partili cumhurbaşkanı biz OHAL’i işverenlerimiz rahat etsin diye grevlerin önünü kesmek için çıkarttık diyor.
Başka bir konuşmasında Erdoğan bakın OHAL ile ıvır- zıvır dediği grev,gösteri,yürüyüş ve toplantıların yürüyüşün nasıl bittiğini ifade etmişti.
Sözde OHAL’i üç ay dan fazla uzatmayacaklarını sözünü vermişlerdi, şimdi bir yılı doldu ve OHAL’i yine uzatacaklarını söylüyor Cumhurbaşkanı..Hatta Erdoğan bize OHAL’in bir yıl uzatılması da yetmez diyerek, ucu açık bir OHAL dönemini işaret ediyor.
OHAL’e dayandırılarak çıkartılan KHK’lerle demokrasiden yana olanların ensesinde boza pişirmeye ve akademisyenlere ve demokrasiden yana olan güçlere;muktedirlerin akademisyenlere baskısı ata sporu olarak gelenek bozulmadan uzun süre daha devam edecek gözüküyor.
Yazımızı bir soruyla bağlayalım..
15 Temmuz askeri darbesinin birinci yılı doldu ama siyasi ayağı niye ortaya çıkmıyor?
Not:-Bu yazıma referans olan OT Dergisinin 52.sayısında çıkan Turgut Yüksel’in “Kent Dürüstlüğü” başlıklı felsefi derinliği olan makalesini okumanızı öneririm.
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2025
24.11.2025
17.11.2025
11.11.2025
10.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
6.10.2025