Yıldıray OĞUR
Bugün hangi ülkeye ineceği üzerine bahisler oynanan Hüsnü Mübarek’in özel uçağı 6 Ekim 1998 günü âni bir ziyaret için Ankara Esenboğa Havalimanı’na indi.
Ülkesinde günlerdir hazırlıkları yapılan Mısır’ın İsrail’den Sina Yarımadası’nı geri aldığı Yom Kippur Savaşı’nın 25. yıldönümü kutlamalarına katılmayacak kadar Mübarek’i telaşlandıran Türkiye ile Suriye arasında birden bire kopan Öcalan kriziydi.
Hüsnü Mübarek şaşkındı. Birkaç gün önce telefonla aradığı Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e “Kardeşim neler oluyor? Neden bu kadar kızgınsınız” diye sormuş, “Yarın hemen geleyim” teklifini Demirel “birkaç gün sonra” diye geçiştirmişti.
Mübarek şaşırmakta haklıydı.
Öcalan 19 yıldır Şam’daydı. Bu bir istihbarat sırrı değildi. Türkiye’de sokakta herhangi birisine sorsanız size Öcalan’ın Şam’da yaşadığını söyleyebilirdi.
Bu 19 yıl içinde, 1993-1996 arasındaki gibi savaşın daha katlanılmaz hale geldiği dönemlerde bile Ankara’nın canına tak etmemiş, Öcalan’ı Suriye’den çıkarmaya dönük bir girişim olmamıştı.
1998 yılının eylül ayında Mübarek’i de telaşlandıracak kadar Ankara’ya bir şeyler oldu. Hâlbuki ortada ne büyük bir çatışma, ne de yeni bir gelişme vardı. Tam tersi yönde çok önemli bir gelişme yaşanmıştı: 1 Eylül 1998 tarihinde PKK ateşkes ilan etmişti.
Tiyatral bir gösteri şeklinde gerilim adım adım tırmandırıldı. Önce basına haberler düşürüldü. Ardından 15 eylülde Hatay Reyhanlı’da Suriye sınırında bir vesile yaratılıp konuşturulan dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş, Suriye’yi Öcalan konusunda tehdit etti.
Ve Cumhurbaşkanı Demirel, önce 1 ekim günü Meclis açılışında, sonra âni bir kararla Hatay Üniversitesi tarafından verilen fahri doktora unvanını almak için gittiği Hatay’da Suriye’yi sert sözlerle uyardı.
Bu âni gelişme karşısında Mübarek, 6 ekim günü önce Şam’a uçup Hafız Esad ile görüştü. “Ortadoğu’nun Aslanı” lakaplı bu eli kanlı diktatör itibarını kendisine sığınanları vermemekten almıştı. Esad geri adım atmamakta kararlıydı.
Daha sonra Ankara’ya uçan Mübarek Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile görüştü. O görüşmede neler konuşulduğuna ilişkin resmî hikâyeyi Murat Yetkin’in yazdığı “137 sıcak gün” başlıklı yazı dizisinde anlatıldığı kadar biliyoruz.
Demirel’in yakın adamlarına dayandırılan anlatıma göre Mübarek ”Suriye’ye savaş açarsanız bütün Arapları karşınıza alırsınız” diye Demirel’i tehdit etmiş, ama Türkiye’nin kararlılığını anlamıştı.
Yine yazı dizisine göre Demirel Mübarek’e Türkiye’nin taleplerini içeren bir dosya vermişti.
O dosyada her ne yazıyorsa Mübarek âni bir kararla tekrar Şam’a uçtu, Esad’la görüştü.
İki gün önce “Öcalan’ı vermem” diyen Esad birden ikna oluverdi, Öcalan ve maiyeti 12 ekimde Suriye Havayolları’na ait tarifeli bir uçakla Atina’ya gönderildi.
Türkiye devletinin resmî hikâyesinde bu âni karar değişikliğinin sebebi Esad’ın savaşı göze alamayıp, korkması. Mübarek’in de onu yalnız bırakmakla tehdit etmesiydi.
Ne bu hikâyeden ne de 19 yıl boyunca Şam’da yaşadığı bilinen Abdullah Öcalan’ın Suriye’den çıkarılması için 19 yıl sonra hem de 15 gün önce PKK ateşkes ilan etmişken devletin birden bire celallenmesinden, savaşı bile göze almasından şüphelenen oldu.
O dönem Türkiye’nin Suriye’den neden ısrarla Öcalan’ı “barındırmamasını” istediği, neden ısrarla “iadesini istemediğini” soran da olmadı?
Şimdi bu soruları okuyunca şüphelenenler için gayrı resmi hikâyeye geçelim.
Evet, herşeyi değiştiren şey Demirel’in Mübarek’e verdiği o bilgi notuydu. Notta Suriye’den çıkmak isteyenin bizzat Öcalan olduğu yazılıydı. Mübarek Esad’a bunu iletti. “Adam kendisi gitmek istiyor, niye direniyorsun ki” dedi. Esad yakın adamı Haddam’ı Öcalan’a gönderip bu bilgiyi doğrulattı ve fikir değiştirdi.
Suriye’den çıkmayı bizzat Öcalan’ın kendisinin istediğinin resmî kanıtlarından biri yakalanmasının ardından Jandarma İstihbarat’a verdiği ifade.
Öcalan ifadesinde Suriye’den çıkmak istemesinin en önemli sebebinin Suriye’nin PKK’ya alternatif olarak Muhaberat ajanı Mervan adlı bir kişiye kurdurduğu El Vatan partisini gösteriyor. “Bana artık burada yaşama şansı tanımayacaklarını anlamıştım” diyor.
Gayrı resmî hikâyenin gayrı resmî belgeleri ise 1998 ateşkesini getiren devletten Öcalan’a giden, PKK ve devlet arşivlerindeki mektuplar. Taraf’ta yayımladığımız Ağustos Mektubu gibi mektuplar.
Öcalan Suriye’den çıkma isteğini Hollanda’dan görüştüğü arabulucuya iletmiş, “Benim barışı hayata geçirebilmem için Ortadoğu’dan çıkmam gerekiyor.. Benim Suriye’de rahat edebilmem, ateşkesi kalıcı hale getirebilmem mümkün değil. Hafız Esad yönetiminin üzerinde askerî diplomasinin uygulanması gerekiyor. Uygulanmazsa ateşkesi kalıcı hale getirmemem çok zor olur” demişti. PKK’yı Ortadoğu’dan kurtararak Avrupa’da sivilleştirmek isteyen devlet Atilla Ateş’le başlayan tiyatroyu sahneye koymuştu.
Bunun üçüncü ve canlı kanıtı ise (tabii tüm bu süreci bilen askerler, Demirel gibi henüz konuşmamış olanlar dışında) Hüsnü Mübarek.
Herhalde bu aralar aklına gelecek en son şeylerden biri bu arabuluculuk hikâyesi. Ya bir gün yazmaya vakti olmasını dilediğim hatıralarının satır aralarında hazır Türkiye’ye bu kadar kızmışken gerçeği anlatıverirse...
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAAİHM Kararı Kesinleşti; Demirtaş’ın Özgürlüğü, Demokratik Cumhuriyetin Vicdanıdır... 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBahçeli haklı: Ok yaydan çıktı bir kere… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'nin doldurduğu öbür boşluk 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSırada Nijerya mı var? 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanDemirtaş kararı sonrasında iktidar ‘Terörsüz Türkiye’ sınavında… 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolDemirtaş’a tahliye 5.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSiyasetin altın kuralını unutanlara hatırlatırım 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUZombileşmiş bir toplum 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Öcalan misyonu” 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZHak, özgürlük mücadelesi – Devletin güvenliği siyaseti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciFiyatı zengin siyaseti de fakir belirliyor 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜREmniyet’in yazısı ortaya çıktı! Bahis baronu nasıl kaçtı? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENTam 16 yıldır beklenen samimiyet! 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTYüzde altmış, üç yüz kişi mi? 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMünfesih terör örgütü 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞEnflasyonun maliyeti daima enflasyonla mücadele maliyetinden büyüktür 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSudan savaşı, Çinli Wing Loong’a karşı Bayraktar ve savaş ağaları 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEGemi batarken… 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYapay zekâya yatırım yapılıyor, ekonomiyi değiştiriyor ama insanlar neden daha yalnız hissediyor? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞMUHALEFETTE “DEĞİŞİMCİ”, 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLU31 Mart’tan 19 Mart’a neler değişti? 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt siyasetinin eleştirisi: Pragmatizm ve “kutsal liderlik” arasında sıkışmak 1.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYa casus ya kayyım… 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİAkademi hakikatin peşinde midir? 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERMea Culpa 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAmalı Fakatlı 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkan'Casusluk' dosyasında ne var? 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCumhuriyet 'ilan' ve 'inşa' edilen bir devlet şeklidir 30.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBu bir haber değildir: Türkiye, doğal alan kaybında birinci 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm süreci… Yüzlerde hâlâ niye kaygı ifadesi var? 27.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHukuk binasını yıkmayın efendiler 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalProtestolar Amerika’yı sallıyor (mu?) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTKürt siyasi temsili sorunu 19.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar dışarıda güvercin içeride şahin: Neden? 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAMilli takım ışık saçtı: Maçın kahramanını açıkladı 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları




























































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.11.2025
29.10.2025
27.10.2025
21.10.2025
18.10.2025
13.10.2025
11.10.2025
8.10.2025
6.10.2025
4.10.2025