Ahmet ALTAN
Bahtsız bedevi ve andıç
7.11.2012
9335
Ben size “Üçüncü George” dönemini yaşıyoruz diyorum, inanmıyorsunuz.
Dün başbakan, anamuhalefet liderine “bahtsız bedevi” dedi.
Bu “büyük” özdeyişi bilmeyen yoktur ama her ihtimale karşı bu lafın tamamını ben size bir daha hatırlatayım.
“Bahtsız bedeviyi çölde kutup ayısı becerir.”
Başbakanın söylediği laf bu.
Ana muhalefet lideri de “sen çölde çok geziyorsun, asıl sen kutup ayılarına dikkat et” diyerek, Üçüncü George dönemine layık bir politik lider olduğunu gösterdi.
Delilik, önce utanma duygusunu yok ediyor sanırım.
“Yapılamayacak” ya da “söylenemeyecek” hiçbir şey kalmıyor.
Bu delirme hali devletin zirvesinde ortaya çıkınca, yaşananlar sadece sözlerde kalmıyor.
Sözlerden daha da tehlikeli olan “olaylar” da yaşanmaya başlıyor.
28 Şubat döneminde “muhalif medyayı” vurmak için Şemdin Sakık’ın ifadesine generaller eklemeler yaparak, insanlara iftiralar atıp andıçlamışlardı.
Sonra o “andıçta” adı geçenlerden Akın Birdal suikaste uğramıştı.
Şimdi aynı Şemdin Sakık, Ergenekon’da “gizli tanık” olarak ortaya çıktı.
Birdenbire “ben kimliğimi açıklayarak konuşacağım” dedi.
Sakık’ın adı bile Ergenekon davsını sulandırmaya yetiyor.
Kim Ergenekon davasını sulandırmak istiyor acaba?
“Tanık” denilen insan, “gördüğü, duyduğu, bildiği” olayları anlatır.
Sakık, kendisi hapse girdikten sonra olanları da “yorumluyor” ifadesinde.
Bildiği bir olayı “anlatan” değil de, bilmediği bir olayı “yorumlayan” tanığa dünya hukukunda pek sık rastlandığını sanmıyorum.
Sakık, kendisi hapse girdikten çok sonra yayınlanan Taraf gazetesi hakkında da konuştu.
“Taraf gazetesinin, örgüt bülteni mi yoksa ulusal bir gazete mi olduğu anlaşılmamaktadır. Öcalan’ın her sözü manşetten veriliyor. 2007’den günümüze kadar süren şiddette her kişinin isminin altında Taraf gazetesi vardır” dedi.
Orada durmadı, devam etti:
“Açlık grevlerinin ölüm grevlerine dönüşebileceğini söyledim. PKK şiddetinin bir boyutunu da böyle algılamamız gerekiyor. Elbette inkar edilen hakların bunda rolü var. Ben çıkışıyla ilgili değil, gelişimiyle ilgiliyim. Bu günlere getirilmesinde dış güçlerin, Amerika, komşu ülkeler hep vardı. Bunların rolü kadar solcu geçinen, liberal solcu etiketi takanlar, Altan’lar buna girer. Bunların hepsinin bir biçimde bu şiddetin sürmesinde katkısı vardır. Bunlar benim yorumum değildir.”
Ona ne sorarlarsa sorsunlar hep aynı “hedefi” gösterdi.
Ona Perinçek’le Öcalan’ın görüşmesini sordular.
Perinçek ile Öcalan’ın görüşmelerinin gece geç saatlere kadar sürdüğünü, görüşmelerin baş başa olduğunu, kendisinin içeri alınmadığını söyledikten sonra birdenbire şöyle dedi:
“Öcalan’ın yanına gelen hiçbir gazeteci, yalnızca gazeteci değildir. Hasan Cemal, Cengiz Çandar, Altan kardeşler, Yasemin Çongar, gazetecilik için gelmediler. Onların görüşme amacının örgütün askeri gücünü kullanmak olduğunu düşünüyorum’’ dedi.
Cevabın özellikle son bölümünün soruyla hiç ilgisi yok.
Üstelik de yalan söylüyor, ne ben, ne Yasemin Çongar Öcalan’la görüştü… Mehmet Altan ise Kandil’e hayatında hiç gitmedi… Öcalan’ı ya da bir PKK liderini hayatında hiç görmedi.
Diğer demokrat yazarları da suçlayan Sakık’ın bizimle ilgili sözleri, Orhan Miroğlu’nun gazeteden ayrılırken söyledikleriyle, Miroğlu’nun demecini manşet yapan Akit gazetesinin suçlamalarıyla bire bir örtüşüyor.
Sakık, Miroğlu ve Akit nasıl biraraya toplanabildiler, nasıl nerdeyse “kelimesi kelimesine” aynı ifadeleri kullanabiliyorlar?
Bunun bir “tesadüf” olduğuna inananmak çok zor.
Bir “güç”, bizi hedef göstermek için belli ki bir kampanya yönetiyor.
Sakık’ın sözlerinde özellikle bir cümle ilgimi çekti.
Bütün bu lafları söyledikten sonra, “bunlar benim yorumum değil” diyor.
Kimin yorumu peki?
Sakık, kimin yorumlarını söylemek için çıktı oraya?
Kim o “yorumları” Sakık’a söyletti?
Sakık, hem “yorumlarıyla” Ergenekon gibi çok ciddi bir davayı sulandırıyor, hem “nokta atışı”yaparak bizi hedefe yerleştiriyor, hem de “bunlar benim yorumum değil” diyerek, bu yaptıklarının sorumluluğunun “başka bir güce” ait olduğunu kayıtlara geçiriyor.
Şimdi bakın, “bahtsız bedevi” düzeyindeki bir delirme, genellikle her türlü eleştiriyi “düşmanlık”olarak değerlendirir, cezalandırmak ister.
İktidarı eleştirenlerin teker teker işten atılması sıradan bir olay haline geldi, işten atılamayanları da galiba başka türlü atacaklar, Sakık’ın sözleri neler olabileceğini gösteriyor bize.
Miroğlu’nun Taraf hakkındaki o sözlerinden sonra başbakan tarafından kabul edilmesi, Miroğlu’nun suçlamalarının yanına çocuğumun resmini “PKK yandaşı” diye koyan gazetenin yöneticisinin başbakanın “çok yakını” olması nasıl açıklanmalı sizce? AKP’liler, yaşananları görmemek için gözlerini sımsıkı yumuyorlar ama bu gidişat emin olsunlar iyi bir gidişat değil.
Bazılarının delirmesi sadece “ağaçların elini sıkmakla” bitmez çünkü.
[email protected]
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018