Ahmet ALTAN
İlerde iyi bir tarihçi “alçaklıklar tarihini” de yazacak herhalde.
Çünkü yakın geçmişimiz gerçekten “alçakça” cinayetlerle dolu.
Binlerce insan öldürüldü.
Kim öldürdü onları?
“Derin devlet öldürdü” diyoruz, bu, ortaklaşa kabul gören bir tanım.
Derin devlet kim peki?
Derin devlet denen, devletin görevlileri, askerleri, polisleri, istihbaratçıları.
Niye işliyorlar bu cinayetleri?
“Vatansever oldukları için” cinayet işlediklerini söylüyorlar.
İşledikleri cinayetler ne işe yaramış peki?
Sadece kaos, karmaşa yaratmış, savaşın sürmesine yol açmış, barışı geciktirmiş.
Tabii asıl soru şu:
Derin devlet neden savaşın sürmesini, hep kaos içinde yaşamamızı, bu ülkenin vatandaşlarının birbirine düşman olmasını istiyor?
Görünürde bu kaos, “askerî vesayeti” besliyor.
Hep “muhtemel” bir darbenin yolunu açık tutuyor.
Halkın iradesinin devletin yönetimine egemen olmasına engel oluyor.
Ama sadece bu kadar değil elbette.
Bu “derin devletin” kendi hesabına çalıştırdığı onca katil, kaçakçı, haraççı, mafyacı da var.
Onlar niye derin devletle iç içe?
Çünkü savaşın, kaosun, karmaşanın büyük bir getirisi var.
En başta uyuşturucu kaçakçılığı.
Neşe Düzel’le yıllar önce konuşan bir MHP yöneticisi, “Uyuşturucunun asker ve polis eskortuyla kaçırıldığını” söylemişti.
Uyuşturucu kaçakçılığından mahkûm olan Baybaşin, “Ben devlet memuruyum” demişti, bir başka kaçakçı, “Binlerce ton uyuşturucuyu ben Türkiye’den devletten habersiz nasıl geçirebilirdim” diye sormuştu.
Önde savaş vardı ama o savaşın arkasında büyük kaçakçılıklar, haraç işleri, milyonlarca dolarlık rantlar dönüyordu.
“Vatanseverlik” iyi para kazandırıyordu anlayacağınız.
Derin devlet “para kazansın” diye çok kurban verdi bu ülke.
Aslında “devletin bir parçası” olan “derin devletin” öylesine gözü dönmüştü ki bizzat parçası olduğu “devletle” bile kapışmaktan kaçınmamıştı.
“33 asker” diye ifade edilen büyük facia, bu çatışmanın en büyük ve en kanlı örneklerinden biridir.
PKK’nın “ateş kestiği” bir dönemde, Bakanlar Kurulu’nun “büyük bir barış hamlesini” karara bağlamaya hazırlandığı sırada, 1993 yılının mayıs ayında “teskere almış” 33 askerin silahsız olarak bindirildikleri otobüslerin yolu kesildi.
Kaçırılan askerler daha sonra öldürüldüler.
Barış ihtimali suya düştü.
Savaş bugüne dek sürdü.
Devletin “barışı” düşündüğü bir dönemde derin devlet “savaş” demiş ve “devletin” değil “derininin” dediği olmuştu.
Peki, o çocuklar nasıl öldürüldüler?
Bizim gazete bu işin üstüne çok gitti.
O çocukların, “yazılı emirlere” rağmen “yanlarına koruma verilmeden” ve silahsız olarak yola çıkarıldıkları anlaşıldı.
O askerlerin “korumasız” yola çıkarılması emrinin kimin tarafından verildiği devlet tarafından aydınlatılmadı.
Bazı askerlerin otobüslere binmek istemedikleri halde “zorla bindirildikleri” de kimi tanıklar tarafından ileriye sürüldü.
“Derin devletin” askerleri silahsız ve korumasız olarak “yola çıkardığı” anlaşıldı ama bu işin “PKK ayağı” gölgeli kaldı.
“Ateşkes” ilan edilmişken PKK niye “derin devletin yola çıkardığı” askerleri öldürmüş, “barışın” gerçekleşmesine engel olanlarla işbirliği yapmıştı?
Murat Karayılan yazdığı Bir Savaşın Anatomisi isimli kitabında, “Şemdin Sakık’ın talimatı ve yönlendirmesiyle Bingöl-Elazığ karayolunda 33 askerin kurşuna dizilmesi bu anlamda içimizdeki çeteleşmiş bir anlayışın süreci sabote etme girişimidir” diyor.
Türkiye’de “derin devletin” varlığını sürdürdüğü Ergenekon davasıyla açığa çıktı, o yapı hâlâ direniyor, devlet “çeteleşmiş anlayışı” henüz tümüyle temizleyemedi.
Karayılan’ın da açıkça ifade ettiği gibi bu “yapı”, gerektiğinde PKK’nın içinden de kendine “müttefik” bulabiliyor.
Belli ki Kürt ve Türk, bu ülkede barış ve özgürlük isteyen herkesin, “barışın” önüne çıkan her engeli ciddiyetle sorgulaması gerekiyor.
İş savaşa ve “ranta” geldi mi “derin devlet” “her kılığa” giriyor, her cinayeti işliyor çünkü.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları






























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018