Ahmet ALTAN
Bir genelkurmay başkanı ve üç kuvvet komutanı aynı anda istifa etti.
Ne oldu?
Bir genelkurmay başkanıyla üç kuvvet komutanı istifa etmiş oldu.
O kadar.
Sanırım, istifa ederken bundan daha büyük bir şey olacağını sanıyorlardı.
Yanıldılar.
Zaten asıl sorun, generallerin Türkiye’nin gerçeklerini algılamakta zorluk çekmeleri, değişimleri bir türlü kavrayamamaları, zihinlerindeki ezberleri bozamamaları.
Yıllarca hak etmedikleri bir siyasi gücü ellerinde bulundurdular.
Bütün sivil hükümetleri ve o hükümetlere oy veren insanları kendilerine rakip, hatta düşman olarak gördüler.
Medyanın desteğiyle hep sivil hükümetleri yıprattılar.
Ezdiler.
Üstlerine vazife olmayan her şeye karıştılar.
Darbeler yaptılar.
Andıçlar yazdılar.
Otuz yıl boyunca süren savaşta hem halklarına hem devletlerine karşı suçlar işlediler.
Bir yandan varlığını sürekli reddedip halka yalan söyledikleri JİTEM türü örgütler kurup Kürtleri sokaklarda vurdurdular.
Katilleri orduda barındırdılar.
Bir yandan da kendi askerlerinin hayatları pahasına savaşı uzatacak işler yaptılar.
Barışın tam kapısına geldiğimizde 33 askeri ölüme gönderdiler.
Onların savaşta yaptıklarının hesaplarını medya sivil hükümetlerden sordu.
Sonra yaptıklarının belgeleri yayımlanmaya başladı.
Yıllarca süren o gayrımeşru iktidarları da o zaman bitti işte.
Dağlıca’da baskın yapılacağını bildikleri halde mevzileri boşalttıkları, askerlerin ellerine bozuk silahları verdikleri ortaya çıkınca bitti.
Baskından önce karakolun bütün ışıklarını yaktırıp “hedefi” pırıl pırıl bir hale getirdikten sonra düğüne giden karakol komutanına hiç yüzleri kızarmadan “madalya” taktıklarında bitti.
Aktütün’de bitti.
Hantepe’de bitti.
Hükümete tuzak kurduklarını ortaya koyan belgeler gün yüzüne çıkınca bitti.
Darbe planları açıklanınca bitti.
Ergenekon’la ilişkileri anlaşılınca bitti.
Darbe belgeleri kendi karargâhlarının gizli bölmelerinde yakalanınca bitti.
Dindarlara tuzak kurdukları anlaşıldığında bitti.
Kendi ülkelerindeki çiftlikleri bombalamak için keşifler düzenledikleri öğrenilince bitti.
Onlar “bittiğini” anlamadılar.
Tehdit ederek, yalan söyleyerek, çarpıtarak bu gelişmeleri bastırabileceklerini sandılar.
Kendilerine emanet edilen askerler öldüğünde bir kez bile istifa etmeyi düşünmedikleri halde çeşitli suçlardan sanık olarak hapse giren generalleri kurtarabilmeyi bir “onur sorunu” yapıp istifa ettiklerinde halkın kendilerini destekleyeceğini düşündüler.
Böyle bir “onur” anlayışı halkı sadece öfkelendirdi.
“Bilmemkaç tane general hapiste” diye şikâyet ettiler ama “bilmemkaç tane generali hapse giren bir ordu nasıl bir ordudur” diye sormayı hiç akıl etmediler.
Çünkü, o generalleri hapse gönderen eylemleri onlar suç olarak görmüyorlardı.
Darbe girişimlerinin yıllarca çok doğal karşılanırken şimdi neden “suç” olarak görüldüğünü hiç kavrayamadılar.
Darbe girişimlerinin utanılacak bir “suç” olduğunu kabullenemedikleri için darbe sanıklarına “resmî” ziyaretçiler yolladılar.
Darbe sanığı arkadaşlarıyla “dayanışmayı”, kendi halklarıyla bütünleşip dayanışmaktan daha önemli gördüler.
Ordunun, disiplinsiz, kötü bir ordu olmasına göz yumdular.
Siyaseti askerlikten daha fazla önemsediler.
Bunca hatanın sonunda da kaybettiler.
İstifa ettiklerinde, sadece istifa etmiş oldular.
Şimdi, yeni Türkiye’ye yeni bir ordu lazım.
Bunun için öncelikle askerî okullardaki eğitimin değişmesi gerekiyor, gencecik çocukların aklını “siz bu ülkenin gerçek sahiplerisiniz, siviller her an vatana ihanet edebilir” türünden safsatalarla doldurmaktan vazgeçmektir.
Böyle bir eğitimle yetiştirilen gençlerin yaşlılıklarını görüyoruz.
Darbe sanıklarını savunmayı, hukuku yok saymayı “onur sorunu” yapıyorlar.
Onurlu bir askerin asla halkına ihanet etmeyeceğini, darbe yapmayacağını bilen subaylar yetiştirmeliyiz.
Yetiştirmeliyiz ki Genelkurmay Karargâhı bir “suç” merkezi haline gelmesin.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018