Ahmet ALTAN
Tayyip Erdoğan’la ilgili ilk haberler geldiğinde birden içim kasıldı.
Ameliyat olmuştu.
Ağır bir hastalığı olduğu söyleniyordu.
Bizim devlet hâlâ Sovyetik bir devlet olmaktan vazgeçmediği, kendi halkına bir türlü açık ve şeffaf davranamadığı için Erdoğan’la ilgili söylentiler dilden dile, kulaktan kulağa dolaşıp duruyor.
Bu söylentiler ne doğrulanıyor, ne yalanlanıyor.
Hastalığı siyasetten çekilmesine yol açacak mı, şu anda bilmiyoruz.
Birçok insan gibi çeşitli nedenlerden dolayı Erdoğan’a kızarım.
Birçok insan gibi çeşitli nedenlerden dolayı da Erdoğan’ı severim.
Ama sağlığıyla ilgili söylentileri duyduğum anda ilk hissettiğim, doğrusu ya sevgi ve üzüntüydü.
Bütün nobranlığına, hoyratlığına, patavatsızlığına, zaman zaman ortaya çıkan ilkelliğine rağmen duruşundaki, cesaretindeki, kabadayılığındaki sahiciliği seviyorum.
Ve, hâlâ bir şeyleri çözmesini en çok umduğum siyasetçi o.
Sağ ve salim olduğunda kızılması kolay bir adam Erdoğan ama bir sorunu, bir derdi olduğunda onun için üzüntü duyulması da kolay bir adam.
Umarım ciddi bir derdi, bir sorunu yoktur, çabucak iyileşir, sahneye döner ve bizi öfkeden delirtir.
Bir an önce sağlık haberlerini bekliyoruz.
Bizim ona yönelteceğimiz çok eleştirimiz, onun yapacağı çok iş var daha.
Ülkenin geldiği bu aşamada Türkiye’nin ve Erdoğan’ın acil olarak halletmesi gereken ciddi sorunlar bulunuyor.
Bütün ekonomik göstergeler, önümüzdeki birkaç yılı zor geçireceğimizi gösteriyor.
En iyimser tahminlere göre büyüme hızımız yüzde dörtlere düşecek.
Morgan Stanley Bank dün açıkladığı tahminde büyüme hızının 2012’de yüzde 2,7 olarak gerçekleşeceğini ileri sürdü.
Geçmişe baktığımızda, büyüme hızının yüzde dördün altına düşmesinin siyasi iktidarları çok derinden ve dipten sarstığını görüyoruz.
İktidardaki AKP’nin, büyüme hızının düşmesi, ihracatın azalması, işsizliğin artması durumunda bugün sahip olduğu büyük desteğin en azından bir kısmını kaybedeceğini tahmin etmek zor değil.
Hele beklenen kriz öyle iki üç yıl sürerse hoşnutsuzluk katlanarak artar.
AKP, bugün muazzam bir desteğe sahip.
Bu destek ve Erdoğan’a kalabalık halk yığınlarının duyduğu büyük sevgi, AKP’ye önemli sorunları çözmesi için çok büyük bir fırsat ve imkân veriyor.
Bunları çözmek de bugünkü koşullarda atla deve değil.
Neşe Düzel’le konuşan Dengir Mir Fırat, Kürt sorununu çözmek için öyle anayasa değişikliklerini falan beklemeye gerek olmadığını, birkaç yasanın değişmesiyle bu sorunun büyük ölçüde rahatlayacağını söyledi.
Terörle Mücadele Kanunu’nda, Türk Ceza Yasası’nda, Siyasi Partiler Yasası’nda yapılacak değişiklikler hem siyasi iklimi yumuşatacak, hem de topluma ümit ve güven verecek.
Çözümün önünü açacak.
AKP’nin, sahip olduğu destekle bugün bunları yapması o kadar zor değil.
Ama ekonomik kriz derinleştiğinde, hoşnutsuzların sayısı arttığında, bu parti desteğini kaybetmeye başladığında, büyük sorunları çözmesi de zorlaşacak.
Ve, ne bu parti, ne de Türkiye çözümsüz kalmış bir Kürt sorununu ekonomik krizle birlikte taşıyamaz.
Ekonomik krizle Kürt sorunu birbirini besleyip büyütür.
Türkiye krize, siyasi sorunlarını çözemeden girerse, krizden çıkması da hem daha güçleşir hem de daha uzun sürer.
Çözülmesi gereken işlerin çözülmesinin tam zamanı.
Kovboy filmlerindeki o meşhur “çölden önceki son kasaba” gibi biz de “krizden önceki son duraktayız”, bütün hazırlığımızı burada yapıp krize öyle girmeliyiz.
Krize girdiğimizde bu toplumun sırtında mümkün olduğu kadar az yük olmalı ki krizin etkisi ve ağırlığı daha da artmasın.
Biz dünyanın yaşadığı krizin girdabına gireceğimiz için kriz yaşayacağız, krizi önleme imkânımız yok ama sorunları çözme imkânımız var.
Bu imkânı da çok gecikmeden kullanmalıyız.
Bu çağdışı, toplumda düşmanlığı ve güvensizliği arttıran yasalar şöyle ya da böyle mutlaka değişecek, bunu geciktirmenin, toplumu büyük zorluklara sokmanın bir anlamı yok.
Erdoğan çabucak gelsin de şu “kriz, siyaset” ilişkisini bir düşünsün.
Kendini kavi tutsun, çabuk iyileşsin, çabuk dönsün.
Unutmasın ki onu bekliyoruz.
Hem kızarak, hem severek.
Yazarlar
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları




























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.05.2020
21.01.2020
6.02.2019
28.11.2019
23.11.2019
11.11.2019
21.03.2020
25.09.2018
19.09.2018
26.08.2018