Ahmet AY
İptal ya da erteleme olmaz ise iki gün sonra Irak Kürdistan Bölgesel Yönetiminde bağımsızlık referandumu yapılacak.
Televizyonlarda, gazetelerde söz konusu referandum ile ilgili konuşan kimi yorumcuyu dinleyince aklıma geçenlerde Amerika’da yaşananlar geldi. Amerika’da yapılan ankette Amerikalıların yüzde 78’i “Kore’yle savaşalım/Kore’yi vuralım” demiş. Ayrıca ankete katılanların önüne bir harita konarak ankete katılanlardan Kore’nin yerini göstermeleri istenmişti.
Sonuç, Amerikan halkına yakışır oranda çıkmış!
Tahmin ettiğiniz gibi Amerikalıların yüzde 85’i Kore’nin yerini gösterememiş, daha enteresanı ise % 55’i Kore’nin bulunduğu kıtayı da bilmemiş.
Tabi, bizde maddi hatalar bu kadar vahim olmasa da yorumlar bundan daha arsızca.
Mesela bir yorumcu gecenin geç saatleri olduğu için uyukluyor muydu ne, “Gireriz abi, 2 saatte Basra’ya varırız.” derken, beri taraftaki gecenin şerefine, “Kıbrıs’ı ne yaptık? 1983’te bir günde fethettik!?!” dedi. 1974 Barış Harekâtından bahseden analistimizin hal-i pürmelâli bu.
“Aşiret ve terör devleti kurulamaz, postal yalayan Barzani’yi muhattab almayacaktık. Derhal Meclis’ten tezkereyi çıkaralım, sonra da kafasına vura vura referandumdan vazgeçirtelim.” diyen kişi de analiz yapıyordu!
Bu bilmem neyin analistlerini muhattab alıp “Kürtçü dinci!” olmak istemiyorum, lakin 1924 anayasasını dayatan kafanın hala canlı ve etkili olmasına üzüldüğümü ifade etmeliyim.
Türklerle kaderi ve kederi bir olan Kürtlerin ümmetle kardeşliğini ve tarihini bilmeyenler, öz be öz Türk olan Uz ve Peçenekler’in Malazgirt’te Sultan Alparslan’ın karşısında Bizans saflarında yer alırken, Kürtlerin Selahaddin’i Eyyubi’nin dedesi Şadi Bey öncülüğünde Müslüman Türk kardeşlerinin saflarında kan verip Anadolu kapılarını Türklere açtıklarını da bilemezler.
Bunlar, Barzani’nin dedeleri Osmanlı halifesi için, “Halife-i Ru’i Zemin’e kılıç çekmem” dedikleri için dönemin muktedir devletleri Büyük Britanya ve Fransa tarafından cezalandırıldığını, bugün yaşananların hala o cezanın kalan kısmı olduğunu da bilmezler.
Gelelim referanduma.
Barzani ile Irak Merkezi hükûmeti arasındaki sorun giderilmez ise kanaatim odur ki referandum yapılacak, yapılsın. Türkiye’nin hassasiyetini en iyi anlayanlar Barzani ve Irak Kürtleridir. Fakat şöyle bir oyunla karşı karşıya olduğumuzu dikkatlerden kaçırmamız halinde Atlantikçi senaryonun gerçekleşmesine hizmet etmiş oluruz:
Küreselcilerin uzun süredir başaramadığı Türk-Kürt çatışması bu referandum sonrası gerçekleşebilir. Şimdi Amerika Birleşik Devletleri’nin 3 bin tır silahı YPG’ye vermesinin sırrı sizce de netleşmeye başlamadı mı? Tabi ki YPG aldığı silahlarla dünyanın en güçlü ordularından biri olan TSK’ya karşı bir varlık gösteremez, ama Türkiye’nin Suriye ve Irak Kürtleri ile “savaş”ın açacağı ağır tahribatın 946 yıllık kardeş iki halkta nasıl bir kalp ve hayal kırıklığı yaratacağını öngörmek gerek. Çünkü daha şimdiden nice gönüller tahrip edildi.
Allah korusun Türkiye’nin IKBY’yi vurması ile Irak Kürtleri 100 yıl gerileyebilir, lakin on asırdır süren dünyanın en essah kardeşliğinin alacağı yara da bin yıl sonra bile kabuk tutmaz.
Burada Mesut Barzani çok ince hesaplar yapmalı:
1946’da kurulup 6 ay sonra dağılan Mahabad Kürt Cumhuriyetinin duçar olduğu duruma benzer bir sonun Kürtler üzerinde bırakacağı tahribatı iyi hesaplamalıdır.
Referandum Merkezi hükûmete karşı petrol geliri şantajı isebunun doğuracağı hayal kırıklığını dikkate almalıdır.
Musul-Kerkük yani petrol-gaz olmasa kimse bu coğrafyayı bilmeyecekti, o zaman bu kentlerle ilgili “kondominyum”a gidilebileceğini söyleyebilir M. Barzani. Ayrıca alkışların kendisini yanıltmamasını dilerim. Böylesi süreçlerde duygusallığa değil, verili duruma bakma mecburiyeti vardır.
Dünya yeniden kuruluyor, Atlantikçilerin bölgedeki hükmünün eriyeceği döneme giriyoruz, bu yüzden güçlü ve sağlam ittifaklar olmadan devletler ayakta kalamaz.
Gönlümden geçen şık, yapılacak ise referandum sonrası eşitlik ve hakkaniyet ölçeğinde Türkiye ile birleşmeleri.
İmkânsız mı?
Biz çabalayalım, O (cc) muhal olanı mümkün kılar.
Yazarlar
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
22.04.2019
13.04.2019
8.02.2019
27.03.2019
25.03.2019
6.02.2019
21.02.2019
6.02.2019
4.02.2019
26.01.2019