Ahmet TAKAN
Hamaset ile akılcılık… Hamaset ile gerçekçilik…
Ülkece bir kez daha çok sıkı bir sınavdan geçiyoruz…
ABD’nin Hasımlarıyla Yaptırım Yoluyla Mücadele Etme Yasası (CAATSA) kapsamında Türkiye’ye sınırlı bir şekilde yaptırım uygulama kararı aldı. Buna göre, Savunma Sanayii Başkanlığı ve Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, yaptırım listesine alındı. Listede ayrıca, Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı ve Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Yiğit, Savunma Sanayii Başkanlığı Hava Savunma ve Uzay Daire Başkanlığı’ndan Serhat Gençoğlu ve Mustafa Alper Deniz de bulunuyor. ABD’nin ürün ve teknolojileri için ihracat lisansı ve yetkilerinin verilmesi yasaklandı. Herhangi bir uluslararası finansal kuruluşun SSB’ye 10 milyon doları aşan kredi ve borç vermesi kısıtlandı ve SSB yetkililerinin ABD’ye girişleri de yasaklandı.
Yaptırım listesi 12 madde. Daha bunlar hepsi de değilmiş!..
★★★
Bizdekiler buralardan her zamanki gibi esti köpürdü… Okyanus ötesinden ise yapılan açıklamalarla bizimle kafa bulundu;
Ucundan azıcık göstermişler!..
Yapılan açıklamalardan sadece bir kaçına bakmak yeterli;
Yaptırımın detaylarını bilen ABD’li bir yetkili Financial Times’a “Yaptırımlar ABD ve Türkiye ordusunun ilişkisine zarar vermemek için incelikle tasarlandı” dedi.
Diplomaside dalga geçmenin bundan daha ağırı nasıl olabilir ki?..
İncesi buysa kalını nasıl olacaktı acaba!..
Pentagon;
“Türkiye önemli ve değerli bir NATO müttefikimiz fakat bu sorun ikili ilişkilerin gelişmesi için çok büyük bir bariyer oluyor”
Allah’tan önemli müttefikiz!..
Dertleri ne?.. Türkiye’nin Rusya’ dan satın aldığı S-400’ler…
★★★
Çok çetin bir sınavdan geçerken çıkarmamız gereken çok acı dersler de var;
-AB, ABD’den böyle bir yaptırım kararı geleceğini biliyordu. Merkel akıllı davrandı… Onun için liderler zirvesinde “Yaptırım işini ABD’ye bırakalım o ne derse onun izinden gideriz” demişti. Öyle de oldu!.. Akıllı siyasetçi örneği!..
-Trump, 2019 ve 2020 savunma bütçe yasalarında olan CAATSA yaptırımlarını giderayak imzaladı. Trump ile Biden birbirine ne kadar düşmanmış gibi gözükse de Amerikan devletinin dış politikadaki ulusal çıkarları gereği Trump, Biden’ın elini rahatlattı, Türkiye’ye karşı koz verdi. Biden diyecek ki; “Yapacak bir şeyim yok. Amerikan yasası CAATSA hükümleri gereği bu yaptırımlar ancak S-400 ortadan kalkarsa kaldırabilirim.”
–Trump giderayak topu Tayyip Erdoğan’a attı…
Erdoğan’ın önünde 2 seçenek var;
1- Önceki söylemlerinin arkasında durup artık derhal S-400’leri aktive edecek ki bu sefer CAATSA’daki 12 yaptırım maddeleri de yürürlüğe girecek, Türk ekonomisi -İran’dan beter- komple yaptırım/ambargo sarmalına girecek…
2- S-400’leri (ABD Dışişlerinin açıklamasında belirtildiği şekliyle) ABD’nin uygun göreceği şekilde elden çıkaracak veya kullanım dışı bırakacak.
★★★
S-400 alım süreci Türkiye’nin çok kaotik bir ortamında gerçekleşti. Sonrasında çok şey değişti. Türkiye, geri adım olur fiyasko derler vs. diye düşünmeden S-400 konusunu sıfır tabanlı olarak baştan ele alıp kararını yenilemeli. İçinde bulunulan ekonomik durum, korona salgını nedeniyle iyice artacağı belli olan sosyal-ekonomik kriz ve huzursuzluk, dış politikada maalesef yanlış hamleler nedeniyle çevremizde oluşan kuşaklar hepsi dikkate alınmalı. İçi boş lakırdılara ve hamasete kulaklarımızı tıkarsak gerçekler böyle diyor !..
★★★
İşin gerçek uzmanına da kulak verelim. Dış politika, güvenlik, savunma analisti emekli Deniz Kurmay Albay Cahit Armağan Dilek, bugünleri çok önceden görmüştü. Şöyle diyor;
–Amerikan devletinin Trump’ı giderayak bu kararı aldırmasının ana nedeni; Türkiye’nin S-400 konusunu aktive ederim, edeceğim, test edeyim, hazırlıklar devam ediyor vs. gibi daha fazla oyalamasını veya kendince pazarlık konusu yapmasını istememesi. Pozisyonunu netleştirmesini istiyor. ‘Batı içinde yer alacak mısın yoksa kendi yoluna mı gideceksin? Karar ver’ diyor. Çünkü, Biden ile birlikte koltuğa oturur oturmaz ABD artık Avrupa ile İkinci Dünya Savaşı sonrası gibi yeni bir ortaklığa gidiyor. Daha doğrusu, NATO çerçevesinde 2030 vizyonuyla Çin ve Rusya’ya karşı yeni bir yapılanmaya gidiyor. Biden’ın seçilmesini Avrupa’nın en güçlü ülkesi Almanya bile sevinçle karşıladı, hemen hemen bütün Avrupa ülkeleri ABD ile yeniden birlikte olacağız dediler. Trump, boş inatla Almanya’daki Amerikan askerlerini azaltma kararı almıştı. Almanya, Amerikan askeri azalmasın diye adeta yalvardı. Ve ABD’nin 2021 savunma bütçesinde asker azaltma yasaklandı. Avrupa, ABD’nin askeri desteğine muhtaç.
–Bir NATO müttefikinin diğerine yaptırım uygulaması kendi başına ağır bir diplomatik hamle… Yaptırımın içeriği oldukça ağır. Doğrudan Türkiye’nin son yıllarda öne çıkan gücünü savunma sanayini hedef almış. Kişileri boş verin ama SSB’na lisans yetkilendirme yasağı, borç/kredi alamama hükmü çok ağır. Çünkü Türkiye’nin bütün savunma güvenlik projelerini SSB yürütüyor ihaleye çıkıyor, kredileri vs.yi ayarlıyor. Bu yaptırımlar muhtemelen halen devam eden projeleri etkilemeyecektir şu aşamada ama henüz proje aşamasındakiler duracaktır. Şunu bilelim. Aslında halen bazı kritik parça bazlı örtülü ambargo veya geciktirme süreci perde arkasında zaten yaşanıyor. Bu durum daha da genişleyebilir. Avrupa ülkeleri de büyük olasılıkla ABD kararını takip edecekler benzer kısıtlama ve yaptırımlar gelecektir. Eğer Türkiye her şeyi göze alıp S-400’ü aktive ederse bu komple bir ekonomik/siyasi/silah/askeri ambargoya döner. 1974 ambargosunu mumla ararız.
–Biz CAATSA yaptırımlarını konuşuyoruz ama asıl yaptırım F35’lerin verilmemesi. Milyarlaca dolarlık iş hacmini kaybettik. 20 yıl önce planladığımız hava kuvvetlerinin kuvvet yapısını zaafa uğrattık. Türkiye S-400 almanın fayda ve mahzurlarıyla F-35 alamamanın fayda ve mahzurlarını analitik olarak incelemedi. Bu uzun süreli kapsamlı uzman değerlendirmesi gerektirir.
–Farkına varılması gereken kritik husus şu: Ortaklıklar/ittifaklar oluşturabilmek yeni dünya düzeninin kuvvet çarpanı. Bu yeteneğe sahip olmak yeni düzeninde söz sahibi yapacak. ABD ve Avrupa’nın en önemli avantajı bu. Rusya ve Çin askeri ve ekonomik anlamda güç olabilirler ama ortaklık oluşturmakta ittifakları etkinleştirmede çok zayıflar. Türkiye de mevcut haliyle bölgesinde ve küresel anlamda yalnızlaşmış durumda. Sağdan saysak Azerbaycan, soldan saysak Pakistan…
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.12.2021
10.11.2021
13.10.2021
12.10.2021
9.09.2021
31.08.2021
4.08.2021
13.07.2021
6.07.2021
2.07.2021