Akif BEKİ
Böyle kıyaslamaları okuyunca sizin de nevriniz dönüyordur.
İnfaz indirimi düzenlemesiyle, uyuşturucu suçlarının kanundaki cezası fiilen kaldırılacak, kağıt üstünde bırakılacak da...’Terör, darbe, casusluk’ ve benzeri suçlara sokulduğu için konuşmanın, yazmanın cezası paketten yararlandırılmayacak, neyse hiç ellenmeden olduğu gibi mi kalacak?
Ve bu af, karambolde korona bahanesiyle yutturulacak ha!
Tahammülü zor. Fakat tepenizi hemen attırmakta acele etmeyin. Kazın ayağı pek de öyle olmayabilir.
AK Parti grubu, yeni infaz düzenlemesini MHP’yle istişare etmişti. CHP ve İYİ Parti gruplarıyla da görüşüyorlar.
Paketin ne getirip ne götürdüğünü ancak olgunlaştırıldaktan sonra konuşabiliriz.
Yine de önden söylenebilecekler yok mu, var.
En önemli uyarı, ceza hukuku otoritesi Prof. Adem Sözüer’den geldi bana sorarsanız.
Sözüer, cezaevlerindeki şişkinliğin sebeplerini doğru analiz etmeye çağırıyor.
1999 Rahşan Affı ve 2012’den bu yana infaz düzenlemeleriyle getirilen dolaylı kısmi aflar niye ters tepti?
Kalıcı, sistematik çözümün yolu, dolduruşa gelmeden bu soruya gerçekçi cevap vermekten geçiyor.
BİR: SALGIN TEHDİDİ KILIF DEĞİL GERÇEK
Bugün cezaevi nüfusu 300 bine yaklaşıyor. 200 bini mahkum, 100 bin kadarı da tutuklu kategorisinde.
Düşünün ki 13 Ocak 2016 itibariyle içeride 179 bin 611 kişi olduğu söyleniyordu. Toplam kapasite ise 180 bin 176’ydı.
Adalet Bakanlığı tarafından Meclis İnsan Hakları İnceleme Alt Komisyonuna sunulan rakamlar böyleydi.
Yani bundan 4 yıl önce, ceza ve tutukevlerimizde topu topuna sadece 565 kişilik boş yer kalmıştı.
Üstelik o tarihten sonra 15 Temmuz darbe girişimi yaşandığı ve FETÖ sanıklarına yer açmak için Ağustos 2016’da KHK ile yeni bir doldur-boşalt düzenlemesi yapıldığı halde...
‘4 yıl önce 180 bin sakinle cezaevleri dolup taşmak üzereydi, bunun üzerine yeni cezaevi projeleri hızlandırıldı, şartlı tahliye ve denetimli serbestlik düzenlemeleriyle eskilerinin mevcudu azaltıldı, yine de bugün içeridekilerin sayısı 300 bine yaklaşıyor, neredeyse iki katına çıkmış’ dersem belki sorunu zihninizde canlandırabilirsiniz.
Kapasite zorlanmamış hayır, çok üstünde bir yük bindirilmiş görünüyor. Sürdürülemeyeceği ortada, salgın tehlikesi de başgösterince neşter kaçınılmaz.
İKİ: ÖNCEKİ AFLAR NİYE RAHATLATAMADI?
Epeydir konuşulan ama sürekli ertelenen son infaz düzenlemesi, içerdekileri ölümcül virüsün insafına terk etmeme mecburiyetiyle nihayet raftan indirildi. Kitlesel ölümler göze mi alınsaydı!
Fakat paket hangi suçları kapsayacak, kimleri dışarıda bırakacak?
Prof. Sözüer, en başta eşitsizliğe yol açma tehlikesine dikkat çekiyor. İkinci olarak da cezaevlerinde bugünkü kapasite aşımına yol açan hataların tekrarlanma riskine...
Şöyle sıralayabiliriz:
Bütün uyarılara, hak hukuk hatırlatmalarına rağmen, Kavala ve Altan örneklerindeki gibi tutuklu yargılamada ısrar edilmesi. Zorunluluk halinde başvurulacak bir tedbirken tutukluğun, bir gözdağı verme aracı ve peşin cezalandırma yöntemine dönüştürülmesi...
Gazeteci, yazar ve siyasetçilerin ‘ibret olsun diye ikisini Taksim meydanında sallandır, bak bir daha cesaret eden oluyor mu’ mantığını çağrıştıran bir kolaycılıkla hapse tıkılması...
İyi hal şartlarının, kamuoyunun nabzına göre yanlış uygulanması...
Hukukun toplumsal duyarlılığa yani popülizme kurban edilmesi, kimi suçlarda ayarın kaçırılması, ceza süreleriyle infaz oranlarının ölçüsüzce arttırılması...
Popülizm uğruna koşullu salıverme, adli kontrol ve denetimli serbestlik rejiminin hakkıyla ve eşitlik ilkesi bozulmadan tatbik edilememesi...
Sonuç; cezaevi mevcudu seyrelecekken katlanmış, infaz düzenlemeleri amacına ulaşamamış ve bugün balık istifiyle üst üste tıkıştırma yüzünden mahpuslar bir felaketin eşiğinde.
Nereden saldıracağı belli olmayan bir bulaşıcı hastalık tehdidi yüzünden, cezaevlerinde bir kez daha alarm zilleri çalıyor şimdi.
Biz ise hala hangi suçlu ve sanıklar kanun önünde eşit hangileri değil, adamına göre kim çıksın kim istisna tutularak içeride kalsın tartışmasıyla uğraştırılıyoruz.
ÜÇ: TORBACIYA VAR DA GAZETECİYE YOK MU?
Zaten baştan tutuksuz yargılanması gerekenler, hiç içeride olmaması icap edenler düzenleme bile beklenmeden hemen bırakılmalı, haklı bir beklenti, eyvallah da...
Bu talebin haklılığı, toptancı ve yanıltıcı kıyaslamalarla başkalarına haksızlığı savunmadan dile getirilemez mi?
200 bin mahkum, 10 kadar suçtan yatıyormuş. Çoğu da mükerrer. Afla çıkıp aynı suçtan tekrar dönenler...
Ama kim infaz indiriminden yararlanamamalı denince, en son bile akla gelmiyor bu sınıftakiler.
Hangi suçlar istisna tutulacak, neye göre belirlenecek?
Uyuşturucu suçlarından yatanlar, 80 bin civarındaymış. Çoğu hapis yerine terapiye, tedaviye gönderilecek içici, kullanıcı, bağımlı. Hepsine tedarikçi, satıcı, torbacı muamelesi yapılacaksa cezaevi yoğunluğu nasıl rahatlatılacak?
Sözüer’in Cumhuriyet’e yaptığı değerlendirmeden anladığım bu.
“Kimi suçların cezasını yine kâğıt üstünde bırakacak, kimi suçları da istisna sayıp cezaevi dolduracak bir düzenleme Rahşan Affı’na dönebilir” diye uyarıyor.
İçmekten, kullanmaktan içeri atılanlar da zehir çetesi üye ve yöneticileriyle birlikte örgütlü suçtan istisnaya ayrılsın, infaz indiriminden yararlanamasın mı istiyoruz?
Yoksa istediğimiz; konuşmaktan, yazmaktan başka eylemi olmayanların infaz indiriminden istisna tutulmaması mı?
Paket cana zarar vermiş toplum düşmanı suçları bile kapsarken ‘devlete karşı’ diye kodlanan siyasi suçları kapsam dışı bırakma ihtimalindeki çelişkiye mi vurgu?
Öyleyse, istisna rejimini savunmak yerine Sözüer gibi eşitlikçi yaklaşmak en doğrusu.
Tutarsızlığa, eşitsizliğe, adaletsizliğe işaret için formüle edilen popülist sloganlar, istisnacıların işine yaramasın da sonra!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.06.2025
10.05.2025
8.05.2025
1.05.2025
30.04.2025
25.04.2025
22.04.2025
8.04.2025
3.04.2025
28.03.2025