Akın ÖZÇER
Fransa’da meydana gelen ve sokaktaki insanı rasgele hedef almış olan hepimizin lanetlediği kör terör eylemleri ülkenin sosyal ve siyasi dengelerini alt-üst etmiş durumda. Halkın seçtiği sosyalist bir Cumhurbaşkanı’nın önerisiyle 1955 yılından kalma Acil Durum (Etat d’urgence) Yasası’nın, Sağ’ın, hatta aşırı Sağ’ın bazı önerilerini de içerecek şekilde güncellenerek ve geçerlilik süresi 12 günden 3 aya kadar uzatılarak Meclis ve Senato’dan büyük bir çoğunlukla geçirilmesi bu alt-üst olma halini açıkça ortaya koyuyor. Senato’daki oylamada 8’i “evet” oyu kullanan, 11’i çekimser kalan Komünist grubun Başkanı Eliane Assassi’nin açıkladığı gibi, asıl alt-üst olan, meşru güvenlik ihtiyacı ile özgürlükleri kısıtlayan önlemler arasındaki nazik denge.
Kabul etmek gerekir ki bu yasa hükümete ve idareye çok geniş yetkiler veriyor. Güvenlik güçleri “kamu düzeni için tehdit oluşturdukları değerlendirilen” dernekleri feshedebiliyor; toplantı ve gösterileri yasaklayabiliyor, kişileri gözetim altında tutabiliyor. 1955 Yasası’nda yer alan “görsel ve yazılı basının kontrol altına alınması” hükmü metinden çıkarılmış ama buna karşılık, terörizme ve terör eylemlerine övgüde bulunan İnternet siteleri ve sosyal medya hesaplarının bloke edilmesi mümkün olabilecek.
Altının çizilmesi gereken bir başka nokta, terörle mücadele amacıyla öngörüldüğü belirtilen Acil Durum Yasası’nda “terörist” ya da “terörizm” kavramlarına yer verilmemiş olması. Yasa tanımını yaptığı teröristleri değil, “kamu güvenliği ve düzeni için tehdit oluşturan kişileri” hedef alıyor. Kimlerin kamu güvenliği ve düzeni için tehdit oluşturduğuna ilişkin değerlendirme güvenlik güçlerince yapılacağına göre, sadece teröristler ve onlara yardım ve yataklık edenler değil, mutlaka terörle bağlantısı olmayan çok daha geniş bir insan grubunun da kontrol altına alınması söz konusu. Çünkü güvenlik güçlerinin bu yasa sayesinde her hangi bir nedenle şüphe duyulan kişileri tutuklamak için mükemmel bir gerekçeye sahip olduklarına kuşku yok.
Aslında AB’ye aday ülkelerin karşılamakla yükümlü oldukları Kopenhag siyasi ölçütleriyle bile örtüşmeyen Acil Durum Yasası, sömürgeci Fransız yönetimine karşı savaşan (1954-62) Cezayirli bağımsızlıkçıları baskı altına almak amacıyla çıkarılmıştı. Terörizmle mücadele yasaları varken, demokratik özgürlükleri kısıtlayan ve Fransa için ayrıca kirli bir sömürgeci geçmişi hatırlatan bir yasanın raftan indirilmesi normal bir ruh halini yansıtmıyor.
Milli Meclis’teki oylamada “hayır” oyu veren 6 kişiden biri olan sosyalist Doubs milletvekili Barbara Romagnan’ın belirttiği gibi, ilki 1986’da çıkmış ve 11 Eylül New-York ve 11 Mart Madrid saldırıları ertesinde revize edilmiş terörle mücadele yasaları güvenlik güçlerine zaten önemli imkânlar veriyor. Terör eylemlerine karışanlar için gözaltı süresinin 4 güne kadar uzatılması, gözaltındaki kişilerin avukatlarının 72 saatlik gözaltı süresinden sonra devreye sokulması, kişinin rızası alınmadan ev araması yapılması gibi. Ayrıca 30 Kasım 2014 tarihli yasa, cihatçı olduğundan şüphelenilen yabancıların, tek başına bile hareket ediyor olsa sınır dışı edilmesine imkân veriyor. Bu yetkilerin terörle etkin bir mücadele için neden yetersiz olduğunun izah edilemediğini belirten Barbara Romagnon, kararların bir yargıç değil de hükümet tarafından alınmasına izin veren hükümlerde mutlak bir sorun gördüğünün altını çiziyor.
Yasaya “hayır” oyu kullananlardan eski gazeteci, şarkıcı ekolojist milletvekili Noël Mamère, bu terör eylemleriyle Fransa’ya “biz korkmuyoruz, bizi yok ettiğinizi sandınız” mesajının verildiğini vurguluyor ve terörle mücadelenin olağanüstü önlemlerle sürdürülemeyeceğini dile getiriyor. “Daha da kötüsü” diye ekliyor Mamère, “Hukuk Devletimizin zayıf olduğuna ilişkin kanıt arayan İslam Devleti’ne (Daesh) bu yasayla teslimiyet mesajı veriyoruz.”
Yasa’ya günler öncesinden karşı çıkan İran asıllı sosyalist milletvekili Pouria Amirshahi ise“demokrasi için soğukkanlılığı kaybetmemek” gerektiğini vurguluyor. Ona göre, kamusal özgürlükleri ciddi şekilde kısıtlayan Acil Durum Yasası, Başbakan Valls’in daha bir yıl önce söylemiş olduğu gibi, “Cumhuriyet’in ruhuyla bağdaşmıyor.” Cumhuriyet’in elbette kendini savunması gerektiğini ama bunun için Fransa’nın yeterli yasal imkânlara sahip bulunduğunu belirtenAmirshahi “özgürlükten önce güvenlik” yaklaşımının ise demokrasinin özünden ödün vermek olduğunun altını kalın çizgilerle çiziyor.
Sorunun kökeninin jeopolitik olduğunu belirten Amirshahi, Daesh gibi yapıların oluşum ve büyümesinin bölgedeki devletlerin iflasından, yozlaşma ve çalkantılardan kaynaklandığını, o bakımdan Fransa’nın bölgedeki ittifaklarını ve buna bağlı olarak silah ticaretini gözden geçirerek önlem alması gerektiğini vurguluyor.
Amirshahi ayrıca Fransa’nın banliyölere yönelik politikasını da revize etmesi gereğine işaret ediyor. Buralarda yaşayan sadece küçük bir azınlığın radikalize olduğunu vurgulayan İran asıllı politikacı, tribünlere yönelik banliyö söylemlerinden vazgeçilmesi ve burada yaşayan insanları kapsayan sosyal dayanışma ve özel eğitim politikaları yürütecek uzmanlar için de en az polis ve jandarma için olduğu kadar yeni istihdam alanları yaratılmasının öneminin altını çiziyor.
Gerçekten de Fransa (ve diğer AB ülkeleri) büyük kentlerin kenar mahallelerinde yaşayan ve toplum tarafından dışlanan vatandaşlarını kapsayan sosyal politikalar üretmek ve bunun için de “Xénophobie” ve “Islamophobie” ile mücadele etmek zorunda. Aksi takdirde, Fransa’nın övündüğü “özgürlük, eşitlik ve kardeşlik” dövizi, atasözleri gibi, kitaplarda ve afişlerde kalmaya mahkûm olur. Fransız vatandaşlarının, bütün farklılıklarıyla sadece yasalar önünde değil aynı zamanda toplum nezdinde de eşitliği sağlanamazsa, eşitlikten, kardeşlikten ve alelacele çıkarılan Acil Durum gibi yasalarla özgürlükten de söz etmek mümkün olmaz ne yazık ki.
Acil Durum Yasası’nın Fransız demokrasisine onarılması kolay olmayan bir darbe indirdiğini kabul etmek gerekir. İnternet ve sosyal medya hesaplarının bloke edilmesi ve derneklerin kapatılmasıyla ifade, gösterilerin iptali ile toplantı özgürlüğü zedeleniyor. Hükümete ve emri altındaki güvenlik güçlerine tanınan yetkilerle hukuk devleti “polis devleti” lehine zayıflıyor. Acil Durum’un yürürlükte kalacağı üç aylık süre çok uzun ve Cumhurbaşkanı Hollande’ın konuşmalarından bu süre dolduğunda uzatılma olasılığının da bulunduğu anlaşılıyor.
Fransa’nın demokratik bir ülke olduğu ama terörle mücadelenin özgürlüklerin böylesine askıya alınmasını mecbur kıldığı, dolayısıyla halkın güvenliği için katlanılması gereken bir durum olduğu doğru bir söylem değil. Bir ülkenin demokratik olup olmadığını belirleyen anayasal ve yasal düzenidir; demokratik bir geçmişe sahip olması değil. Üç ay sonra uygulanmadan kaldırılacak olsa bile Acil Durum Yasası gibi özgürlükleri ciddi şekilde kısıtlayan bir yasanın gerek duyulduğu zaman uygulanmak üzere Fransız hukukunda yer alması ülkenin demokrasi düzeyini düşürür elbette.
Aslında sosyalistlerin bu Yasa’yı raftan indirerek güncellemesi, oy kaygısıyla Sağ ve aşırı Sağ’ın “daha az demokrasi” ve “daha az Avrupa” temeline dayanan milliyetçi, egemenlikçi yaklaşımını kendi politikalarına uyarlama çabasını yansıtıyor. Nitekim son anketler Paris saldırılarının oylarını yükselttiği Ulusal Cephe’nin (Front National) 6-13 Aralıkta yapılacak bölgesel seçimlerin ilk turunda yüzde 27 ile önde gittiğini, Sosyalist Parti ile ılımlı Sağ’ın listelerinin birer puan farkla aşırı sağcıları izlediğini gösteriyor.
Sosyalistlerin birçok konuda başında eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin bulunduğu Cumhuriyetçiler (Les Républicains) cephesinden daha modern ve demokrat görüşlere sahip olduğunu söylemek mümkün. Ne var ki Cumhurbaşkanı Hollande’ın önderliğinde Sağ ve aşırı Sağ’a doğru bir viraj alınması sadece sosyalistlerin değil, Fransa’nın da demokratik geleceğini tartışmalı hale getiriyor.
Bu durumda, demokratlar olarak, Fransa’nın bu gidişatından kaygılanmamızı ve başlıktaki soruyu yöneltmemizi doğal karşılamak gerekir kuşkusuz.
Yazarlar
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları




























































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.11.2025
30.10.2025
19.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
28.09.2025
21.09.2025
8.09.2025
3.09.2025
29.08.2025