Alper GÖRMÜŞ

Başka diyarlardaki iyi örnekleri onaylayarak aktarırken pratikte bunları hiç takmamakla malûl bir ahlakımız var. İnsanda “madem güzel, madem doğru, sen neden yapmıyorsun” diye bağırma duygusu uyandıran bu kötü pratik hiç değişmiyor.
Gazeteciler de öyle… İsrail-Hamas çatışmasıyla bağlantılı taze ve ‘yandaş’ örneğe gelmeden önce, gerçekten de hiçbir şeyin değişmediğini göstermek için, eski dönemin ‘yandaş’ basınından bir örneği hatırlatarak başlamak istiyorum.
Gazetemiz Sabah, tarih 31 Ağustos 2001… Yarım sayfanın tümüne yayılan bir ‘basın etiği’ güzellemesi:
Başlık: “Fransız Cumhurbaşkanının çıplak pozları Fransız basını tarafından yayımlanmadı. Chirac iyi ki Türk değil.”
Spot: “Fransız medyası, paparazzilere çırılçıplak yakalanan Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın fotoğraflarını etik kaygılarla yayımlamadı. Benzer bir durum Türkiye’de yaşandığında ise cumhurbaşkanı, bakan, artist, şarkıcı fark etmedi.”
Habere iki çerçeve unsur eşlik ediyordu. Birinci çerçevede Basın Konseyi Başkanı Oktay Ekşi’nin tıpkı Sabah gibi Fransız basınını takdir sözleri, ikinci çerçevede ise -sıkı durun- “Türkiye’den paparazzi manzaraları” başlıklı bir bölüm yer alıyordu. Ve burada -inanmak zor ama- tıpkı Sabah’ın kendi haberinin spotunda dendiği gibi “Cumhurbaşkanı, bakan, artist, şarkıcı hiç fark etmeden” Türkiye’den geçmişte çıplak, yarı çıplak halleriyle gizlice görüntülenen cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, artist, şarkıcı fotoğrafları tekraren yayımlanıyordu.
Perhiz-turşu misalinin bu aşılamayacak örneğini o zamanlar Kürşat Bumin ve Ümit Kıvanç’la birlikte hazırladığımız Medyakronik’te ele almıştık. Gazetelerden bize bilgi uçuran gazeteci meslektaşlarımızdan biri birkaç gün sonra beni aradı. Sabah’ın yazıişleri toplantısında gündeme gelmiş eleştirimiz, “adamlar haklı” demişler ama tabii kıkırdamalar eşliğinde… Eh, yayın yönetmenlerinin “ne etiği kardeşim, şurada dükkân açtık patronumuza para kazandırıyoruz” dediği şımarıklık yıllarıydı, daha fazlası da beklenemezdi.
Şimdi gelelim bana bu haberi hatırlatan taze örneğe…
Önceki gün (18 Ekim) CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın ‘Tarafsız Bölge’ programına takıldım. Moderatör Hakan, programın bir noktasında Washington’dan gelen bazı görüntüleri izleyicilerle paylaşmak ve CNN Türk’ün Washington muhabiri Yunus Paksoy’a bağlanmak için katılımcıları susturdu. Görüntüler ABD Kongre binası önünde İsrail karşıtı gösteri düzenleyen 700 kadar Yahudiye aitti. Göstericilerin öforisi o kadar yüksekti ki 300 kadarı polis barikatını yararak Kongre binasının içine girmiş ve polis tarafından tutuklanmıştı.
Stüdyodaki havayı aynen aktarıyorum…
Ahmet Hakan: Ya Yunus, bi son dakika gelişmesi olmuş galiba, Amerikan Kongresi’nin içinde Yahudiler bi gösteri yapmış, hem o görüntüler gelsin hem de bir anlat n’olur, nasıl olmuş bu olay?
Yunus Paksoy: Bu programın ilk bölümünde söz etmiştim Beyaz Saray’ın kapısına kendisini zincirleyen Yahudilerden… Aynı grup bunlar. Jewish for Peace, Barış için Yahudiler grubu bu. Şuydu Kongre önündeki mitingin adı: Yahudiler Gazze’de Ateşkes Diyor.
Ahmet Hakan: Yunus ben şunu anlamadım, bunlar İsrail karşıtı mı yanlısı mı? (İlahi Ahmet Hakan, “Gazze’de ateşkes” isteyen İsrail yanlısı Yahudi mi olur? -A. G.)
Yunus Paksoy: Bunlar Siyonizm karşıtı.
Ahmet Hakan: Ha, Siyonizm karşıtı, yani İsrail’in yaptıklarına itiraz eden Yahudiler di mi bunlar.
Yunus Paksoy: İsrail devletine ve Siyonist politikalara karşı gelenler… Hatta orada hahamlar da var.
Bir katılımcı: Ve şu anda İsrail’in yaptıklarına karşı.
(…)
Ahmet Hakan: Hastane katliamından sonra daha da etkinleştiler di mi?
Yunus Paksoy: Önce de vardı fakat onun da etkisi oldu.
(…)
Ahmet Hakan: Bunlar, İsrail’in şiddet politikasına karşı çıkan, bir an önce ateşkesin sağlanmasını talep eden solcu Yahudiler.
Yunus Paksoy: Diyebiliriz.
Ahmet Hakan: Helal olsun valla. Bravo, helal olsun. Vicdanları ayaklanmış Yahudiler bunlar.
Bir katılımcı: Bunların sayısının çoğalması lazım.
Bir katılımcı: Gömleklerinde “Bizim adımıza değil” yazıyor. Bravo.
(…)
Yunus Paksoy: Bu Yahudilere karşı anında bir linç başlıyor. Bunlar Hamas yanlısı, bunlar Hamas’a destek veriyor, terörist propagandası yapıyor… Siz sesinizi çıkardığınız an Hamas yanlısı görünüyorsunuz. Ondan dolayı çok zor aslında. Ahmet beyin de dediği gibi bunları tebrik etmek lazım. Bu riski almak… Gerçekten helal olsun o Yahudilere.
Bir katılımcı: Bu kadar mı hepsi acaba?
Ahmet Hakan: Daha ne olsun? Bir kişi bile olsa helal olsun.
Bir katılımcı: Ben bu tür lafları pek kullanmam ve hiç kullanmam biliyorsunuz, fakat bu insanlara, yani doğruyu yapan bu insanlara Hamas yanlısı falan diyenlere geri zekâlı derim.
“Bu suça ortak olmayacağız” bildirisinde ne olmuştu?
11 Ocak 2016’da Türkiye’de, sonradan “Barış İçin Akademisyenler bildirisi” diye adlandırılacak bir bildiri yayımlandı. Wikipedya özetiyle:
“Barış İçin Akademisyenler bildirisi veya ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisi, Türkiye’de 2015-16’da Türkiye-PKK çatışmasının bir parçası olarak gerçekleşen çatışma ve operasyonlar sırasındaki sokağa çıkma yasaklarının ve şiddetin sona ermesi için çağrı yapan bir bildiridir. 11 Ocak 2016’da 1128 akademisyenin imzasıyla yayımlandı. Takip eden hafta içerisinde imzacı akademisyenlere destek olmak amacıyla gelen yeni imzalarla birlikte bildirinin nihai imzacı sayısı 2212’ye ulaşmıştır.
“Bildiri yayımlandıktan sonra [imzacı akademisyenler] 64. Türkiye Hükûmeti başta olmak üzere siyasi otoritelerin ve hükûmet destekçisi medyanın sert eleştirilerine maruz kaldı. Akademisyenlerin birçoğu hakkında adli soruşturma başlatılarak işlerine son verildi ve üç imzacı akademisyen tutuklandı. Daha sonradan çok sayıda imzacı, darbe sonrası tasfiyelerine dahil edilerek akademiden ihraç edildi. Barış İçin Akademisyenler inisiyatifi, 2016 yılında Aachen Barış Ödülü’ne layık görüldü.”
Şimdi, önceki gün CNN Türk stüdyosundaki programa katılanlar “Barışçı Yahudiler” ile “Barışçı Akademisyenler”i karşılaştırsalar ne derlerdi? Aralarından kaçı, insanların kendi devletlerini haksız bulma hakkını savunmaktadır? Zamanında kaçı -Yunus Paksoy’un cümlesindeki örgüt adını değiştirerek soruyorum- “Bunlar PKK yanlısı, bunlar PKK’ya destek veriyor, terörist propagandası yapıyorlar” deyip susturulmalarını ve cezalandırılmalarını onaylamıştır? Cevap belli, değil mi?
Bu ikili tutum, başka bütün devletlerin zaman zaman haksız pozisyonda olabileceği fakat Türkiye Cumhuriyeti Devleti için asla böyle bir şey denemeyeceği varsayımından kaynaklanıyor. Türkiye’nin herhangi bir savaşta haksız olma ihtimali var mı? Birilerinin böyle bir ihtimali öne sürme hakkı var mı? Hayır, yok.
O gün CNN Türk stüdyosundaki zevatın içine düştüğü çelişki işte bu mutlak ve ‘aşırı’ haklılık duygusundan kaynaklanıyordu.
İnsan acımasızlığının da kaynaklarından biri olan bu haklılık türüne dair düşüncelerimi bir sonraki yazıda aktaracağım.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025