Atilla YAYLA
Filozof kelimesi Türkçe'de genellikle müspet çağrışımlar yapar. Filozofların üstün kavrama ve akıl yürütme kabiliyetine sahip olduğu varsayılır. Bu vasfın onlara otomatikman insanî ve ahlâkî değerlere derinden bağlı ve hoşgörülü olma niteliğini kazandırdığına da inanılır. Gerçekten böyle midir?
Her filozof geniş bilgiye, derin bir kavrama ve tahlil kabiliyetine ilâveten ahlâkî değerlere de kuvvetli bir bağlılık gösterir mi?
Hayır. Filozof olmayan insanlar arasında olduğu gibi filozoflar arasında da zayıf karakterli, ahlâkî değerleri kolayca çiğnemeye hazır insanlar bulunur. Ne var ki, filozoflar diğer insanlardan iki bakımdan ayrılır.
İlk olarak, başka insanlarda yakışıksız/yanlış bulunan özellikler/davranışlar onlarda renkliliğin işareti olarak görülebilir. İkincisi, filozoflar birçok insanı etkileme ve peşlerinden sürükleme gücüne malik olduğundan, sıradan insandaki kötü özellikler, davranışlar filozoflarda pek çok insana zarar verecek felaketlere dönüşebilir, en azından onlara destek sağlayabilir.
Bütün bu söylenenlerin tecessüm etmiş bir örneği olarak Fransız Filozof J. J. Rousseau’ya işaret edebiliriz. Rousseau’da bulunan yalancılık, vefasızlık, asalaklık, sorumsuzluk ortalama bir insanda tezahür etse diğer insanlar onunla belki selamı sabahı bile keser ve yollarını ayırırlardı. Ancak, Rousseau tüm bu kanıtlı özelliklerine rağmen düşünce tarihine geçti, felsefe derslerine demir attı.
Bu garip Fransız’ın teorileri de, Fransız İhtilâli üzerinden iyilikten çok kötülüğe yol açtı. Siyasî muhaliflerin ideolojik olarak şeytanlaştırılmasına ve kriminalize edilmesine onun siyasî felsefesi büyük katkılarda bulundu.
Şüphe yok ki, filozoflar kötülükleri bizzat ifa etmedi. Eline silah alıp insan öldürmedi. Bizzat işkence yapmadı. Oraya buraya bomba yerleştirip patlatmadı. Aslında bazıları bunları istiyordu, içinde militan bir ruh vardı, ama tabiatları ve yetişme/yaşama biçimleri buna izin vermezdi. Buna karşılık, bu sayılanları onlar adına/hesabına başkaları yaptı ve ilgili filozoflar bazen farkına varılan, bazen varılmayan şekillerde yapılanları onayladı ve destekledi.
Filozofların kötülüğe fikrî ve fiilî destekleri epeyce ihmâl edilen bir araştırma konusu. Bu bakımdan araştırmacıların/ yazarların onlara pozitif ayrımcılık uyguladığını söylemek gerekir. Çok şükür, zaman zaman bu pozitif ayrımcılığa kafa tutanlar çıkıyor ve biz de onlar sayesinde filozofların tarihin karanlıklarına gömülmek istenen karanlık yönlerinden haberdar oluyoruz.
Bu isimlerden biri olan Yvonne Sherratt’ın Hitler’in Filozofları adlı mühim çalışması Özge Eldaş tarafından başarıyla Türkçeye aktarıldı ve Say Yayınları tarafından yayınlandı. Tipik bir akademik çalışma olmayan kitap, Hitler’e, Alman nasyonal sosyalizmine çeşitli seviyelerde destek veren Alman filozofların izini sürüyor.
Bu izlerden bahsetmeden önce, bir noktaya dikkat çekmekte fayda var. Türkçeye “philospher” kelimesini çoğu zaman filozof olarak çeviriyoruz, ancak, bu, bazı durumlarda kafa karışıklığına yol açabilir. Kelime aynı zamanda felsefeci/felsefe çalışan anlamına geliyor. Her filozof felsefe çalışıyor ama her felsefe çalışan filozof değil. Örneğin, felsefe bölümlerinde çok sayıda felsefe çalışan çıkar, ama filozof pek azdır.
Dolayısıyla, kitap, aslında, anlam itibariyle, Hitler’e destek veren filozofların ve felsefecilerin peşinden gidiyor, içinde ismi geçen tüm filozoflar birer felsefeci ama her felsefeci bir filozof değil.
Kitapta en başta vurgulanan şey, Hitler’in kişisel özellikleri. Hitler, felsefeyi seviyordu. Sanatla da –resim ve mimari- ilgiliydi ama felsefeye ayrı bir sempatisi vardı. Bu yüzden, o kendisi için “filozof lider” tabirini kullandı. Sevenleri ve takipçileri de aynı yolu izledi.
Hitler’e “filozof diktatör” de denmişti. Hitler’in bir diğer özelliği kitapları ve kitap okumayı da sevmesiydi. Avusturya’da (Linz şehrinde) birkaç kütüphaneye üye olduğu ve buralarda zaman harcadığı biliniyor. Kitaplara sevgisinin fizikî bir boyutu da mevcuttu.
İyi baskılı ve güzel ciltli kitapları temin etmeye, elinin altında bulundurmaya çalışırdı ve kendisine zaman zaman verilen bu tür hediyeleri memnuniyetle karşıladı. Kavgam adlı kitabını da felsefî bir kitap olması amacıyla yazdı ve öyle gördü.
Kitabın yazılma yeri hapishaneydi. Hitler hem gelecekle ilgili planlar yapma hem de kitap okuma fırsatı bulduğu kısa süreli (1 yıllık) mahkûmiyetinde muhtemeldir ki felsefî bakımdan da zirveye çıktığına inandı.
Ancak, Kavgam’ı sadece bir felsefe kitabı, bir otobiyografi olarak değil aynı zamanda bir propaganda aracı olarak tasarladı. Nitekim kitap zamanla Nazilerin İncil’i hâline geldi. Yeni evlenenlere ve askerlere hediye olarak verilmeye başladı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye’nin en iyi/kötü dönemi hangisiydi? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENPogromlar, darbeler, acılar ayı Eylül.. 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir 12 Eylül Sabahı 12.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİN2016 belediye ablukaları ve 2025 darbesi 9.09.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMesele CHP Değil! 8.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAAçlığı yönetemeyenler aç hayvanlarla uğraşıyor: Ülke yangın yeri 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBİR ÖĞRETMEN YETİŞTİRME HİKAYESİ 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava: Beklentiler, Gelişmeler, Olasılıklar 5.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKParti kapatma! Kayyum veya emanetçi ata yeter… 4.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezHangisi doğru? 3.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019