Atilla YAYLA

Atilla YAYLA
Atilla YAYLA
Tüm Yazıları
Risk almak!
3.02.2016
1886

 İnsan risk alır mı, almaz mı? Alırsa, neler onu risk almaya iter, neler risk almaktan caydırır? Psikolojinin, iktisadın ve beşerî tecrübe birikiminin bu konuda diyecekleri var. Ayrıca, kültürel çalışmalar toplumları bu bakımdan karşılaştırmamızı mümkün kılacak veriler üretmekte. Günlük hayatta hiçbir şeyin insan hayatından daha değerli olmadığını söyleriz. Bunun tercümesi insan hayatının paha biçilemeyecek kadar değerli olduğudur. 


İnsan hayatı elbette çok değerli. Hatta bir anlamda kutsal. Bir insanın bir başka insanın hayatını elinden alamayacağını bunun için söyleriz. Bu yüzden tüm hukuk sistemlerinde özellikle kasıtlı ve keyfî insan öldürme en ağır suç olarak düzenlenir ve cezalandırılır. Bunun tersi asla düşünülemez. Öldürmeyi serbest bırakmak insan cinsinin yok oluşuna gidecek yolu açmak anlamına gelir. Bir insanın başka bir insanın canını elinden almasının yanlışlığı tüm inançlarda, kültürlerde ortaktır. Bununla beraber, iş insanın kendi canına geldiği zaman tablo çok değişebilir. 

İnsan hayatının paha biçilemeyecek değerlerde olduğu fikri/ iddiası bilinçli bilinçsiz çok sık yalanlanır, yanlışlanır. Hayat her zaman bazıları cana mal olabilecek risklerle dolu. Her insan ve uygar toplum bu riskleri azaltmaya çalışır. Ancak, bazı durumlarda bile isteye yüksek risk yaratabilecek faaliyetlere girişilir. Araba yarışları, dağcılık, kayak, boks gibi sporlar yüksek derecede risklidir. İnsan daha uzun vadede etkisini gösteren, yani birikerek işleyen riskleri yaratan faaliyetler de gerçekleştirir. Sigara tüttürmek, aşırı yiyecek tüketmek, alkoliklik bunların en bilinenleri. 

Şüphe yok ki, insanın risk alma eğilimi fakirlik - zenginlik, yaşlılık - gençlik, kadınlık - erkeklik gibi faktörlere de bağlı. Fakirlerin ve gençlerin, en azından hesaplanmamış risk anlamında, zenginlerden ve yaşlılardan daha fazla risk alması beklenir. Fakirler insan canı çantada keklik sayıldığı için cana yönelik riskleri daha az hesaba katar. Aynı şeyi gençler, vücudun ve dünyanın imkânlarını, sınırlarını yaşlılar kadar bilmediği için yapar. Erkekler de risk almaya kadınlardan daha yatkındır. Risklerin türü ve derecesi yaşanan çağın genel özelliklerine de bağlı. İki asır önce otomobil yarışlarında ölme riski yoktu. Oburluktan çatlama riski bugünküne nispetle çok daha azdı. Gelecekteki hayat şartları da büyük bir ihtimâlle yeni riskler ortaya çıkartacaktır. 

Aslında çıkarttı da. Bunlardan biri Selfie (özçekim yapma) riski. Tüm dünyada bir selfie salgını var. Akıllı telefonu olan hemen herkes neredeyse her gün selfie çekmekte. Bazılarıysa her an selfie peşinde. Her gün facebook, twitter, instagram gibi sosyal medya platformlarında milyonlarca selfie paylaşılıyor. Selfieye özellikle gençler düşkün. İlginç, herkesin beğeneceği, hiç kimsenin benzerini yapmadığı veya yapamayacağı selfieler çekmek bazı gençlerde bir ihtirasa, bir hastalığa dönüşmüş vaziyette. Gökler, yalçın dağlar, yüksek binaların tepeleri ve bazen özel hayatın en mahrem anları ve alanları selfie malzemesi oluyor. 

Bu selfielerin bir kısmı açık tehlikeler yaratıyor. Bu yüzden selfie ölümü denen bir ölümlü kaza türü ortaya çıktı. 2014’ten bu yana 49 kişi özçekimde öldü. Ölenlerin demografik kompozisyonu yukarda riskler hakkında yapılan tahlilleri doğruluyor. Ölenlerin çoğu 20-21 yaş grubundan ve yüzde 75’i erkek. Yani gençler ve erkekler bu heveste ölüme daha yakın. Sıfır riskli bir hayat imkânsız. İnsanların hayatı paha biçilemez bir değer verdiği de yanlış. Uygarlık riskleri azaltmanın (bazı bakımlardan artırmanın) yolu. İnsana zevk ve heyecan veren, icatların ve keşiflerin önünü açan risklere de toplusmal hayatta ihtiyaç var. Galiba en doğrusu hesaplı risk almak.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar