Aydın ENGİN
Dün bir Tırmık yazdım, başlığında “İzmir demokratik özerklik istediğinde…” dedim.
Aman Allahım, mail yağmurundan sırılsıklamım. Hayır, T24’deki Facebook paylaşımlarından, tweetlerden söz etmiyorum; kişisel mail adresime yağan mesaj, not, yorum ve değerlendirmelerden söz ediyorum. Üstüne T24’de herkese açık mesaj ve tweetleri eklerseniz halimi daha iyi anlarsınız.
Aldı beni bir düşünce. Acaba İzmir yerine Kastamonu, Erzurum, Kırklareli filan deseydim aynı “okur tepkisi sağanağı”na tutulur muydum?
Tepkiler derken, olumsuz tepkilerden değil; olumlu (çoğu öyleydi) ve olumsuz (eh, birazı da böyleydi) tepkilerden söz ediyorum.
Aslında demokratik özerklik terimini sıkça ve benimseyerek Kürt siyasal hareketi kullanıyor ama aslında bunun Türkiye’nin tümünü kapsayacak bir öneri olarak ele alınıp tartışılmasına vesile olmak istemiştim.
Anlaşılan o kimi okurlar için bunu iyi becerememişim…
* * *
Bu yazıda becermeye çalışayım…
Özerklik eski dilde muhtariyet demek, batı dillerinde otonomi deniyor. Bir bölgenin çok temel konular, meselâ dış politika, savunma dışında merkezi devletçe tarafından değil, yerel yönetimler eliyle kendi kendini yönetmesine dayalı bir sistem.
Dünyada epey örneği vardır. Hepsini saymak mümkün değil. Bir kaç örnek verelim: İspanya’da Bask bölgesi, başkenti Barselona olan Katalanya, Birleşik Krallık’ta İngiltere, İskoçya, Fransa’da Korsika adası, İtalya’da Sardunya ve Sicilya adaları, Sırbistan’da…
Vazgeçtim… Daha Avrupa’dayız ve daha onlarca özerk bölge var…
Üstelik biz özerkliği değil demokratik özerkliği tartışmaya çalışıyoruz.
Arada fark var mı?
Elbet var.
Özerk bölgeler çoğu kez etnik, dinsel nedenlerden dolayı var oldular.
Oysa demokratik özerklik dediğimizde etnik ya da dinsel ya da benzer bir vurgu yapmıyoruz.
Gerçi Öcalan tarafından çok sık kullanıldığından, ayrıca Kürt siyasal hareketince de yakın hedef olarak benimsendiğinden çoğu kişi demokratik özerkliği sadece Kürtlere özgü bir talep olarak algılıyor.
Oysa terimdeki vurgu “özerklik”ten çok “demokratik” sözcüğünde.
Türkiye gibi devlet tapıncının güçlü olduğu; vatan için “ana” denirken devlet için “baba” denmesinin altında yatan otoriterliğin günlük yaşam gerçeği olarak algılandığı ülkelerde devlet denen aygıt varoluşunu yurttaşlara hizmet değil, yurttaşlara hükmetmek olarak kavrar.
Nitekim 12 Eylül Anayasasını yapanlar işi, Anayasanın girişine ”kutsal Türk devleti” yazacak kadar azıtmışlardı, Aynı Anayasa (ki yamanarak, kesilip budanarak epey değişti ancak özünü koruyor) devletin yurttaşa karşı görevlerinden değil, yurttaşın devlete karşı görev ve yükümlülüklerini sıralar.
İşte demokratik özerklik bu sistemi tepetaklak etmekten ibarettir. Yani sınırlı bazı görevleri (dış politika, savunma vb.) merkezi devlete bırakıp geri kalan tüm (evet tüm) yaşam alanlarında yetkileri yurttaşın eline vermektir.
Türkiye Cumhuriyeti’nin dizginlerini elinde tutanların (kemalist ya da siyasal islamcı farketmiyor) asla yanaşmadıkları “Avrupa yerel yönetimler şartı” bu yönde bir adımdır. Ancak demokratik özerklik daha ötesini içerir. Özü: Yurttaşların kendi bölgeleri, kentleri, kasabaları, köyleri, mahalleleri, sokakları, yaşam alanları ile ilgili kararları kendilerinin vermesidir.
* * *
Bu kimleri ürkütür, kimleri dehşete düşürür ?
Kuşkusuz öncelikle bilinçleri devlet tapıncı ile bulanmış milliyetçileri (=ulusalcıları)…
Dahası merkezi devletin olanaklarından ceplerini ve egolarını şişiren devlet asalaklarını…
Dahası yönetimde ağırlık devletten yurttaşa kayarsa “cahil halk”ın bunu beceremeyeceğini düşünen seçkincileri (=elitistleri)…
Dahanın da dahası: Demokrasiden nefret eden, eşit haklı yurttaşlar ülkesi olmaktan ölümüne korkanları…
Özellikle sonuncular demokratik özerklik sistemine geçen bir Türkiye’de demokrasinin göstermelik olmaktan çıkıp halkın kendi kendini yönetmesine giden çok etkili bir adım olduğu görüyorlar ve bunun “Dağdaki çobanla, Hakkari’deki Kürtle ben bir mi olacağım yani” gibi budalaca böbürlenmelere etkili bir şamar oluşturacağını seziyorlar.
Korkuları bundandır…
* * *
Ben, demokratik özerklik İzmir’den başlasın derken İzmir’le sınırlı bir öneri üretmedim ki…
İyi anlaşılması için ne yapayım?
Sayayım mı ?
Buyrun:
İzmir’de, Muğla’da, Erzurum’da, Kastamonu’da, Kırklareli’nde, Şırnak’ta, Konya’da, Çorum’da, Trabzon’da,Mersin’de, Zonguldak’ta…
Üffff yoruldum…
Ama anlaşılmıştır. Devamını siz getirin artık.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
31.01.2022
29.01.2022
28.01.2022
18.01.2022
17.01.2022
3.01.2022
24.12.2021
13.12.2021
6.12.2021
4.12.2021