Ayşe HÜR
Her hafta, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmalarından veya eylemlerinden esinlenerek yazı yazmaktan hoşnut değilim ama bir yandan da bu kaçınılmaz. Ne de olsa ülkemizin en büyük ‘kanaat önderi’ Erdoğan’ın ağzından çıkan Allah kelamı muamelesi görüyor. Son olarak bilmem kaçıncı kez yaptığı ‘Muhtarlar Toplantısı’nda, muhtarlara bu süreçte (?) çok iş düştüğünü (?) söyleyen Erdoğan, "Benim muhtarım, hangi evde kim var? Gelecek gayet uygun ve sakin bir şekilde kaymakamına, emniyet müdürüne bildirecek" dedi. Daha sonra bazı muhtarlar, bu amaçla bir sistemin altı aydır faaliyette bulunduğunu açıkladılar medyaya. Uzatmayayım, ben de bu hafta muhbirliğin tarihinde gezmeye karar verdim.
KAVALALI VE II. MAHMUD ETKİLEŞİMİ
16. yüzyıl devlet adamı Gelibolulu Mustafa Ali, Sasani hükümdarı Ardeşir’in uygulamalarını örnek gösterip gizli polis teşkilatı kurulmasını önermiş ama bu öneriyi yaşama geçirmek ancak yarım asır sonra mümkün olmuştu. Kaynaklara göre IV. Murad (ö. 1640) ilk kez muhbir (ihbarcı) kullanan padişah idi.
Ama ihbarcılık işinin sistematikleşmesine daha çok vardı. 19. yüzyıldan itibaren bu işin adı ‘jurnal’ oldu. ‘Jurnal’ Fransızca ‘journal’ kelimesinden geliyor ve ‘günlük’, ‘haber’ gibi olumlu veya nötr anlamlardan ‘gizlice bildirme’, ‘ele verme’, ‘kötüleme’ gibi olumsuz anlamlara uzanan geniş bir anlam yelpazesine sahip. ‘Jurnal’ terimine ilk olarak II. Mahmud Dönemi’nde (1808-1839), merkezin baş belası olan Mısır Valisi (Hıdivi) Kavalalı Mehmet Paşa’nın yazışmalarında rastlıyoruz. Paşa, önce haftada bir, sonra her gün rapor istemiş bu işle görevlendirdiklerinden. II. Mahmud, ordusuyla Kütahya’ya kadar gelen Kavalalı’yı sevmiyor ama bu icadını çok beğeniyor ve jurnalcilik işini sistemli hale getiriyor. Öyle ki, jurnal usulüne dair bir talimatname yayımlıyor.
(Solda Kavalalı Mehmet Ali Paşa’yı gösteren bir gravür, sağda Henri-Guillaume Schlesinger’in fırçasından II. Mahmud)
JURNALLER CERİDE NAZIRI’NA İLETİLE!
II. Mahmud Dönemi bildiğiniz gibi Sırp, Yunan isyanları, Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Tepedelenli Ali Paşa isyanları, Cezayir’in Fransızlar tarafından işgali gibi olayların yaşandığı sıkıntılı bir dönem. 1826’de Yeniçeri Ocağı’nın kaldırılmasıyla başlayan reformların bir parçası jurnalcilik.
Orhan Koloğlu’nun aktardığına göre II. Mahmud’un talimatnamesi (sadeleştirilmiş dille) şöyle: “Vilayet merkezleri, kaza ve kasabalarda yöneticiler ve ileri gelenler tarafından bir jurnal katibi atanacaktır. Bunlar, milletin malının korunması, refah ve halkın huzuru ile ilgili iyi ve kötü meydana gelen her türlü işin bilgisini toplamak, bunun için büyük ya da küçük her türlü işi kaydedip jurnali hazırlamak ve İstanbul’a ulaştırmakla yükümlü olacaklardır. Bu iş için nüfus defteri kayıt tutucuları da kullanılabilir. Jurnal katibi her gün meydana gelen davalar, hükümet işleri, kanunlar, evlenme, doğum, ölüm, hacca gidip-geliş, göç ve ticaret sebebiyle seyahat, ekinler, ürünler ve bütün gerçek ve açık hesapta olmayan şeyleri yazmakla görevlidirler. Bunlar bir üst makamda toplanacak ve sonunda vali ya da mütesellim tarafından Ceride Nazırı’na (Takvim-i Vekayi Nazırı’na) ulaştırılacaklardır.”
ABDÜLMECİD VE KAMUOYUNUN KEŞFİ
II. Mahmud’un jurnalcilikten muradının bilgi edinmek ve ona göre politikalarını düzenlemek mi yoksa devlete, sultana, düzene karşı gelenleri cezalandırmak mı olduğunu bilecek kadar veriye sahip değiliz. Ama halefi Abdülmecit’in (dönemi hakkında: “150. yıldöneminde Abdülmecit”, okumak için tıklayın) ilk dört yılına ait yüzlerce sayfalık ‘havadis jurnalleri’ni incelemiş olan Cengiz Kırlı, kaynakçada belirttiğim kitabı hakkında Toplumsal Tarih’in Temmuz 2009 tarihli 187. sayısında yayımlanan söyleşisinde şöyle özetliyor bulgularını: “Jurnaller İstanbul’da yaşayan veya geçici olarak İstanbul’a gelmiş olan sıradan insanların gündelik sohbetlerine kulak kabartan hafiyelerin, sohbeti yapanların kendi ağzından naklettiği raporlar. Sohbeti yapan kişinin ismi, hangi devletin tebaası olduğu, sohbetin hangi mekanda ve hatta hangi gün ve saatte yapıldığı gibi ayrıntılar da jurnallerde yer alıyor. Başka bir deyişle bu jurnaller halkın gündelik konuşmalarından fotoğraf kareleri. (…) Jurnallerin tamamı Türkçe olarak kaleme alınmış olmakla beraber İstanbul’da konuşulan farklı dillerde yapılmış azımsanamayacak sayıda sohbetin kaydı da tutulmuş. (…) Dolayısıyla, jurnallerin bütününe baktığımızda odaklanılmış belirli bir grup göze çarpmaz. Mümkün olduğunca geniş bir ‘kamuoyunun’ nabzı tutulmaya çalışılmış. Bu nedenle jurnallere yansıyan sohbet konuları büyük çeşitlilikler gösterebiliyor. Kıyamet alametlerinden duvar altında kalıp ölmüş bir küçük kızın annesinin feryadına, geçim sıkıntısından devlet ricalinin atamalarına, İngiltere ile Çin arasındaki Afyon Savaşı’ndan Fransız kralına suikast girişimine kadar dramatik, eğlenceli, kaygılı, umutlu ve meraklı her türlü sohbet jurnallerde yer almakta. 1840’lı yıllarda insanların ne konuştuklarına 170 yıl sonrasında kulak kabartmak için bu jurnaller gerçekten çok değerli bir pencere açıyor.”
ABDÜLAZİZ’İN TALİMATNAMESİ
Abdülmecit’in halefi Abdülaziz döneminde ise ‘jurnalciler’ adlı yeni bir memuriyet ortaya çıkıyor. Orhan Koloğlu’nun aktardığına göre 1871 yılında Tanzimat reformlarının takipçisi Ali Paşa’nın ölümünden sonra Sadrazam olan Mahmud Nedim Paşa şöyle bir talimatname göndermiş vilayetlere: “Şura-yı Devlet muavinlerinden ve ülkenin çeşitli yerlerindeki yetenekli ve ahlak sahibi kimselerden jurnalci namıyla Anadolu’nun üç kolu için her yöne üçerden dokuz ve Rumeli cihetine dahi altı memur seçilerek, her bir ya da iki ayda, biri birinin ardından ülkeyi dolaşarak şahit oldukları ve topladıkları ülke ve halk ile ilgili haberleri jurnal ederek parça parça Bab-ı Ali’ye göndermeleri ve dönüşlerinde genel görüşleri ile ilgili jurnallerini vermeleri istenecektir. Bu şekilde yapılan çalışmalar neticesinde alınacak tedbir ve yapılacak ıslahatlar sultan tarafından verilecek fermana uygun olarak Bab-ı Ali tarafından gerçekleştirilecektir.”
II. ABDÜLHAMİT’İN YILDIZ HAFİYE TEŞKİLATI
Abdülaziz’in 30 Mayıs 1876’da bir saray darbesi ile tahttan indirilmesi, 4 Haziran 1876 günü de öldürülmesi, yerini alan V. Murad’ın da 93 gün sonra ‘ruhi bunalım’ gerekçesiyle tahttan indirilmesi üzerine 31 Ağustos 1876’da tahta geçen II. Abdülhamit, kucağında birbirinden belalı pek çok mesele bulmuştu. Bosna-Hersek ayaklanması, Karadağ yenilgisi, Sırbistan’ın ve nihayet Rusya’nın Osmanlı’ya savaş açması yetmezmiş gibi, 1878 yılında Ali Suavi’nin ve Scalieri Aziz Bey komitesinin darbe teşebbüsleriyle zaten evhamlı biri olan padişah “Dış ve iç tehlikelere karşı gereken tedbirleri almak korkaklık alameti değil insanlık icabıdır” dedi ve Yıldız Sarayı’na kapandı. Ardından II. Mahmud döneminden beri gündemde olan jurnalcilik işinin deyim yerindeyse ‘suyunu çıkarttı’.
(Solda ‘Şehzade Abdülhamit’, sağda ‘Halife-Sultan II. Abdülhamit’
Yazının sonunda nedenlerini anlatacağım üzere, elimizde II. Abdülhamit döneminin jurnallerinin asılları yok. Öte yandan tüm jurnaller okunup tasnif edilmiş de değil. Yıldız Hafiyye Teşkilatı da kağıt üzerinde bir örgütlenme. Her şey Abdülhamit, onun adamları ve jurnalciler arasında geçiyor. Bu ilişkilerin kaydı da yok. Bu yüzden ikincil, üçüncül kaynakların yorumlarına dayalı olarak değerlendirme yapabiliyoruz. Bildiklerimiz şunlar:
Abdülhamid’in özel doktoru Mavroyani Paşa, 1891’de yayımlanan risalesinde ilk gizli teşkilatın İngiliz Elçisi Stratfort Cunning’in telkinleriyle kurulduğunu söylüyor. Paşa’ya göre Napolyon Bonapart döneminde Fransa’da gizli emniyet teşkilatını kuran Vidocq adlı kişinin tecrübeleri incelenmiş, Civinis Efendi adlı Korfulu ya da Kefalonyalı bir Rum, albay rütbesiyle polis şefi yapılmış. Polis Umumi Müfettişliği’ne de Kont Edouard Lefoulonu getirilmiş.
23 ‘CİHET’TE ÇALIŞAN BİNLERCE JURNALCİ
Orhan Koloğlu’na göre bunun dışında doğrudan Abdülhamit’e bağlı olan Yıldız Hafiyye Teşkilatı vardı. (Hafiyye, Arapça ‘gizli’ demek olan ‘hafa’ kelimesinden geliyor.) Bunun başına da Fransa’dan getirttig?i Mösyö Bonin’i getirilmişti. (Abdülhamit’in yabancı veya gayrimüslim uzmanlara yönelik ilgisi ayrı bir yazı konusu.)
İlknur Haydaroğlu’na göre Yıldız Hafiye Teşkilatı şu 23 ‘cihet’te çalışıyordu: 1)Yıldız, 2) Beşiktaş (Sarıyer’e kadar), 3) Bab-ı Ali, 4) Mekatib-i Askeriye, 5) Beyoğlu, 6) İstanbul ve Mevlevihaneler, 7) Üsküdar, 8) Çamlıca ve Zeşzadegan Kaşaneleri, 9) Bab-ı Seraskeri, 10) Fatih, 11) Medreseler, 1) Şeyhülislam Kapısı, 13) Adalar, 14) Liman İdaresi, 15) Makriköy (Bakırköy) ve Ayestefanos (Yeşilköy), 16) Şişli, 17)Tersane, 18) Yıldız Sergi Dairesi, 19) Anadoluhisarı-Kanlıca-Çubuklu, 20) Nefs-i Zaptiye, 21) Bilimum tekke ve zaviyeler 22) Kadıköy, 23) Beykoz.
Bir de ‘Ser Hafiye-i Hazreti Şehriyarı’ unvanlı, doğrudan padişaha rapor veren, polisten bağımsız reisler altında çalışan örgütlenmeler var. Örneğin Kabasakal Mehmet Paşa Takımı, Fehim Paşa Takımı, Beşiktaş Muhafızı Hasan Paşa Takımı, Yaver-i Şehriyarı Ahmet Celaleddin Paşa Takımı, Askeri Mektepler Müfettişi İsmail Paşa Takımı gibi. Anlaşılan o ki Abdülhamit bu ekipleri birbirinden bağımsız ve rekabet halinde çalıştırmış.
Jurnalciler ordusunun sayısı meçhul. 23 merkezde görevli 990 hafiyenin adını veren bir risale var. 1909’da jurnallerin tasnifinde çalışan Asaf Tugay’a göre tam olarak 1.058 kişiydiler. 1896’dan itibaren çeşitli devlet görevlerinde bulunan Süleyman Kani İrtem’e göre 30 bini aşıyordu. Sayı muhtelif ama bazı isimler var ki, bütün kaynaklarda geçiyor. Bunlar arasında Abdullah Cevdet, Mihran Efendi, Ahmet Ziya Bey, Apik Bey, Ahmet İhsan Bey, Ohannes Ferid Bey, Tevfik Bey, Ali Saip Bin Hüsnü Bey gibi önemli gazeteciler, İzzet Paşa, Münir Paşa, Celal Paşa, Zeki Paşa, Memduh Paşa, Selim Melhame, Baba Tahir gibi yüksek devlet görevlileri var…. (Keşke yerimiz olsa da Asaf Tugay’ın 1058 kişilik listesini buraya aktarabilsem… Hakikaten yazarın dediği gibi tam bir ibret vesikası.)
“ABDÜLHAMİT JURNALCİLERİ HOR GÖRÜRDÜ”
Abdülhamit Dönemi sansürü üzerine çalışan Cevdet Kudret Aksal’a göre II. Abdülhamit, jurnalcıları hem kullanır, hem de hor görürdü. Bir başka yazar Ahmet Semih Mümtaz’a göre “Gerçi jurnalcileri o da sevmezdi. Lâkin bin yalanın içinden bir dog?runun çıkacag?ını hayal ederek bu zararlı adamları terslemezdi. Hatta, ne olduklarını bildig?i için, bazılarının jurnallerini hiç açmaz, bir tarafa atardı.”
Gerçekten de, 1909’da tahttan indirildikten sonra Yıldız Sarayı’nda bir oda dolusu hiç açılmamış jurnal bulunduğunu yazar kaynaklar. Peki Abdülhamit’in amacı neydi derseniz, selefleri II. Mahmud ve bir ölçüde Abdülmecid gibi ‘kamuoyu yoklaması yapmak’ ve poltikalarını buna göre tayin etmek değildi öncelikli amacı. Abdülaziz’le başlayan, ‘cezalandırmak için bilgi toplamak’ fikrine daha yakındı ama Abdülhamit’in muhaliflerine karşı tavrı gayet yumuşak sayılabilir. Çoğu zaman maaşa bağlayarak sürgüne göndermeyi veya elverişsiz bir bölgede göreve atamayı tercih ederdi. Nadim olduğunu söyleyenleri affetmesi de hiç nadir değildi. (1894-1896 arasındaki Ermeni katliamlarını ayrı bir kategoriye alıyorum. Bu konudaki yazım: Okumak için tıklayın)
‘EL ÜFÜRÜK’ EBULHÜDA’NIN JURNALLERİ
Jurnalleri verenlerin kimliği, jurnallerin içeriği ve Abdülhamit’in tutumu konusunda fikir vermek için bir kaç örnek aktarayım: 1876’dan itibaren Abdülhamit’in ‘üfürükçüsü’ ve ‘muskacısı’ olan Sayyadîzâde Ebulhüdâ Efendi (ki kendisi Rufai Tarikatı’nın şeyhlerinden olup, Abdühlamit’in bir rüyasını tabir ettikten sonra yıldızı parlamıştı) asılsız jurnalleri, adam kayırmacılığı, yolsuzlukları ve usulsüzlükleriyle meşhurdu ama Kazaskerliğe kadar da yükselmişti. Ama bu yetmemişti, en büyük arzusu Şeyhülislâm olmaktı. Bu konuda en büyük rakibi olan Şazeli Tarikatı şeyhi Zafiri’yi gözden düşürmek için, padişahın bazen cuma namazını kıldığı Şazeli dergahının camiinde bir bomba patlatılacağına dair sahte bir jurnali Romanya’daki adamı aracılığıyla padişaha gönderecek kadar gözü kararmıştı. Padişah jurnali Ebulhüda’nın gönderdiğini tespit ettiği halde bir daha o camiye ayağını basmamış, Zarifi gözden düşmüş ama, Ebulhüda ayrıcalıklı konumunu sürdürmeye devam etmişti.
İ. Hakkı Uzunçarşılı, 1878 yılı sonunda, Mithat Paşa’nın Suriye’de vali olarak göreve başlaması ile beraber Deli Nusret Paşa, Süruri Efendi ve Mahmut Celalettin Bey gibi düşmanlarının Paşa’yı Saray’a jurnallemeye başladıklarını söyler. Öyle ki iddialar arasında Mithat Paşa hakkında Suriye’de hükümdarlığını ilan edeceği bile vardı.
GEDİKPAŞA TİYATROSU’NU KAPATTIRAN JURNAL
1859’da İstanbul’a çeşitli tarihlerde gelmeyi adet edinen Souillier Sirki için yapılan, sirkin 1864’te Maslağa taşınması üzerine Ermeni sanatçılar Hovan Kasparyan ve Karabet Papazyan ve topluluğu tarafından sözlü ve sözsüz pandomim gösterileri için kullanılmaya başlayan ve 1867’de ünlü tiyatro adamı Güllü Agop tarafından onarılan Gedikpaşa Tiyatrosu’nun ortadan kalkması, Ahmet Mithat Efendi’nin Çengi ve Çerkez Özdenleri adlı oyunda hem ahlaka aykırı hem de hanedana karşı halkı ayaklanmaya teşvik edici sözler bulunduğu yolundaki ‘jurnaller” sonucu olmuş, tiyatro 400 belediye çavuşu tarafından 1884’te bir gecede yıkılmıştı. (Tiyatro tarihimize dair şu yazımı da hatırlatayım: “Reisicumhur olabilirsiniz, fakat tiyatrocu olamazsınız”, Okumak için tıklayın)
TRABZON VALİSİ SEVİNÇTEN BANDO MIZIKA MI ÇALDI?
1892’de Trabzon Valisi Ali Bey hakkında, İstanbullu bir Rum olan Geogiades ile evli olduğu için yaşam tarzıyla halkı rahatsız ettiği, Ali Bey’in dans edip, kart oyunları oynadığı, içki içtiği belirtilmekteydi. 1894’teki büyük İstanbul Depremi sonrasında Ali Bey’in halefi Kadri Bey için yazılan 20 kadar jurnalden birinde “İstanbul’da Sultan II. Abdülhamit’in Yıldız Sarayı sallandı diye Trabzon’da Vali İbrahim Kadri Bey sevincinden bando mızıka çaldı” diye yazıyordu. Oysa Vali Bey, her hafta cumartesi günü bando çaldırırdı. Abdülhamit, kendisinden beklendiği üzere bu jurnale gülüp geçmedi ve ciddi bir soruşturma açtırdı. Ancak Kadri Bey’in 1903’e kadar görevde kalmasına ve her cumartesi bando mızıka çaldırmaya devam etmesine bakılırsa, Abdülhamit’i, kötü bir niyeti olmadığına inandırmayı başarmış olmalıydı!
“ÇERKES TARİHİ YAZIYOR EFENDİM..”
Yıldız Sarayı’nda mabeyn kâtibi olarak çalışırken, Çerkes tarihini yazmaya kalkan Hacı Mustafa Raşit Bey, 1886’daki Kahire’deki Çerkes Cemiyeti’yle ilişkili olduğu yolundaki jurnaller sonunda önce beş değişik yere sürüldükten sonra Trablus’a İstinaf Mahkemesi Reisi olarak gönderilmişti. (Abdülhamit’in Çerkes alerjisinin nedeni, büyük kardeşi sabık padişah V. Murad’ı hapis olduğu Çırağan Sarayı’ndan çıkarıp tekrar tahta geçirmek isteyen Ali Suavi’nin işbirliği yaptığı kişilerin arasında Saray’daki Çerkes kadınların olması idi.) Bu olayda muarızını maaşlı bir göreve atayan Abdülhamit’in bazı durumlarda maaşı kesmeden ama bir göreve de atamadan sürgünler yaptığını biliyoruz.
HEM JURNALCİ, HEM MAĞDUR ABDULLAH CEVDET
Askerî Tıbbiye öğrencisi iken 1889’da İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni kuran dört kişiden biri olan Abdullah Cevdet’in hem jurnal verdiğini hem de jurnal kurbanı olduğunu not edelim. Abdullah Cevdet aleyhindeki jurnaller ciddi bir yekun tutunca 1895’te Abdülhamit’e muhalefet suçundan tutuklanarak Trablusgarp’a gönderildi ama Abdülhamit’in yufka yüreği sayesinde, kısa bir hapislikten sonra Trablus Merkez Hastanesi’nde göz hekimliği yaptı, hastane yakınlarındaki evinde diğer sürgünlere hürriyetçi şiirlerini okudu. Ancak Trablusgarp’ın ‘cehennemi’ Fizan’a gönderileceğini haber alınca, 1897 yazında bir maltız kayığı ile Osmanlı Devleti’nin Trablusgarp’taki varlığının sembolü olan köhne Muzaffer korvetinin gözünün içine baka baka önce Tunus’a, oradan da Avrupa’ya kaçacaktı.
JURNALLERLE TRABLUSGARP’A
5 Aralık 1896’da İstanbul’dan kalkan Canik vapuru ile Libya’ya gönderilen Hacı Ahmet Efendi’nin başını da Abdülhamit’i devirmek için komite kurduğuna dair jurnaller yakmıştı. Jurnalcilere göre komitenin üyeleri arasında İstanbul Merkez Kumandanı Müşir Kazım Paşa, Ayan Meclisi üyesi Kürt Seyid Abdülkadir, Numune-i Terakki Mektebi Müdürü Nadir Bey de vardı. Nadir Bey sarhoşlukla ağzından birkaç söz kaçırınca, Abdülhamit’in hafiyeleri olayı derhal Yıldız’a bildirmiş, diğerlerine bir şey olmamıştı ama Hacı Ahmet Efendi, Trablusgarp’ın yolunu tutmuştu. Yanında Kocamustafapaşa’daki Bedevi Tekkesi Şeyhi Naili Efendi ile Humus’a sürülen kardeşi Hakkı Bey ile Bingazi’ye sürülen diğer kardeşi Yümni Bey de vardı. Bu ailenin suçu da Jön Türklerle ilişki içinde olmaktı.
ŞEREF KURBANLARI
Trablusgarp’a Şeref vapuruyla geldikleri için başlangıçta “Şeref Yolcuları”, bir süre sonra “Şeref Kurbanları”, kurtuluşlarından sonra da “Şeref Kahramanları” diye anılan grup ise hakkında en çok bilgi sahibi olduğumuz sürgünler. Babası Sadullah Koloğlu, 1947-1948 arasında Libya Başbakanı olan tarihçi Orhan Koloğlu’na göre (ki ailenin soyadı Kuloğullarından geliyor) jurnallerle tespit edilen çoğunluğu Tıbbiye Mektebi öğrencisi olan 77 kişi, 28 Ağustos 1897’de Şeref vapuruna bindirilmiş, ambara doğru yürürken güverte üstünü dolduran sırmalı nişanlı subaylara “Yuha!” diye bağırmışlardı. Çoğu padişaha bağlı memur ailelerinin çocuklarının çektiği bu “Yuha” saltanatın sona ermekte olduğunun bir işaretiydi.
Ancak Şeref Yolcuları dokuz aylık baskı ve beyin yıkama faaliyetinden sonra 21 Haziran 1898 günü valinin huzurunda “Bundan böyle padişaha sadakatle hizmet edeceklerine, fesatlarla meşgul olmayacaklarına, herhangi bir şekilde firar ederek Avrupa’da kötü yayınlar ile uğraşanlara katılmayacaklarına Vallah ve Billah” yemin ettiler ve “Padişahım çok yaşa” diye bağırdılar. Rivayete göre bazıları “Padişahım baş aşağı!” diye bağırmıştı. Sürgünlere eski rütbeleri verildi, asker olanlar orduda, mülkiyeliler vilayette, tıbbiyeliler hastanelerde Abdülhamit’i devirmek için çalışmaya devam ettiler…
HERZL, NEWLINSKI VE VAMBERY
Siyonizm düşüncesinin müellifi Theodore Herzl, Yahudilere bir yurt temin etmek için II. Abdülhamit’le görüşme girişimlerinden ilkini, Haziran 1896’da Abdülhamit’in hafiyelerinden Leh asıllı Kont Philipp de Newlinski aracılığıyla yapmıştı. Bir başka girişim, Haziran 1900’de Abdülhamit’in bir başka hafiyesi Macar Yahudisi Şarkiyatçı Arminius Vambery aracılığıyla yapılmıştı. 1901 sonu veya 1902 başındaki üçüncü girişim de muhtemelen Vambery aracılığıyla oldu. (Bu konuyu ilerde yazacağım için ayrıntıya girmiyorum.)
AHMET SAMİM VE EBUZZİYE TEVFİK’İN JURNALLERİ
17 Mart 1904 tarihli bir jurnal ise (1910’da İttihatçılarca öldürülecek olan), Sada-yı Millet gazetesi başyazarı Ahmet Samim Bey tarafından kaleme alınmış. Sadeleştirerek aktarıyorum: “Azori adında bir Suriyeli (Teyakkuz-ı Millet-i Arap) adında hükümdar aleyhinde gayet zararlı bir kitap yayımlamıştı. Padişahın kutsal çıkarlarına karşı olan bu olayı arz ederim…”
Bir başka ünlü gazeteci Ebuzziya Tevfik’in tarihini tespit edemediğim bir jurnali ise şöyle: “Çakmakçılar yokuşundaki ünlü Vali Hanı İranlıların istilası altında olup ter türlü teftiş ve aramanın dışındadır. (…) Bu Valide Hanında bir İran şirketinin matbaası vardır bu matbaada hiç kitap ayrımı yapılmadan basılmaktadır. Örneğin Ziya Paşa’nın Zaptiye Nazırı Hasan Paşa’nın dilinden yazdığı ünlü Zafer name Şerhi orada birçok kez basılarak ülkenin her tarafına dağıtıldı. Bu şirket Namık Kemal’in ‘Vatan yahut Silistre’ adındaki tiyatrosu ile ‘Zavallı Çocuk’ adındaki bir tiyatrosunu şimdiye kadar elli defa basmıştır (…) Bu matbaalar ayrıca toplumun ahlakını bozacak eserler de basmaktadırlar….”
BELÇİKALI BOMBACI JORRİS’E 500 ALTIN
Abdülhamit 21 Temmuz 1905 günü kendisine karşı bombalı suikast girişiminde bulunan Belçikalı anarşist Jorris’i bile affedip 500 altın ihsan ederek jurnalci yapmıştı. Jorris’ten beklenen Avrupa’daki Ermeni komitacılarını jurnallemekti. İleriki yıllarda ortaya çıkacağı gibi bu olayla ilgili olarak Ermeniler de jurnallemişti bombacıları. Hatta o sırada Osmanlı Devleti’nin Londra Sefareti’nde Üçüncü Sekreter olan Esat (Paker) Bey anılarında Padişah’ın kendisine hazırlanan suikasttan haberdar olduğunu, Abdülhamid’in bu konudaki istihbaratı Londa Sefiri Kostaki Muzurus Paşa’dan, Muzurus Paşa’nın da bir Ermeni’den almış olduğunu yazmıştı.(Ayrıntılı bilgi için: “1905 Bomba Olayı ve 1909 Adana İğtişaşı”, Okumak için tıklayın)
EMANUEL KARASU EFENDİ DE JURNALCİYDİ
Jön Türk hareketinin ünlü üyelerinden Emanuel Karasu Efendi’nin de iki jurnaline rastlanmış. Birincisinde sergiye gitmek bahanesiyle Avrupa’ya giden Tabip Rıfat ve Mehmed Aziz efendilerin “aslında fesada katılmak amacında oldukları ve bunlara müsaade edilmemesi” isteniyor. Karasu’nun ‘fesad’ dediği İttihat ve Terakki Cemiyeti’nin faaliyetleri. İkincisinde “Avrupa’da yayınlanan halkın düşüncelerini bozan gazetelerin Selanik’te umumi kahvehanelerde serbestçe okunduğu fakat bunların Polis Dairesince katiyen engellenmediği” yolunda. Bu gazetelerin de İttihatçılar tarafından yayımlandığını tahmin etmişsinizdir. İlginç olan Emanuel Efendi’nin 27 Nisan 1909’da Abdülhamit’i halleden beş kişilik heyette olması ve 1908, 1912 ve 1914 seçimlerinde İttihat ve Terakki Cemiyeti üyesi olarak Selanik Mebusu olması… Yani İTC aleyhine jurnalleri siyasi ikbalini önlememiş…
(Abdülhamit’i hal heyetinin beş üyesi: (Soldan sağa) Arif Hikmet Paşa, Emanuel Karasu Efendi, Esat Toptani Paşa, Aram Efendi ve Albay Galip (Pasiner) Bey.
BABASINI JURNALLEMİŞ EVLAT…
Jurnal işi öylesine dejenere olmuştu ki, 1905’te Beşiktaş Muhafızı olan Vasıf Paşa mealen şöyle yakınmıştı: ‘Artık bizim gözetleme memurlarımıza iş kalmadı. Sadrazam (Ferit Paşa) bu görevi kusursuz şekilde yapıyor, durmadan jurnal veriyor. Sadrazam görevine giderken yol üzerinde arabasından inip bir karakola girmesi bile padişaha ulaştırılıyor, o da Sadrazam’ı (Halil Rıfat Paşa) sorguya çekiyor. Yahut da biri misafir Alman İmparatoru’nun getirdiği örnek tüfek hediyelerinin kendisine suikast yapılması için kullanılacağını bildiriyor, padişah da hediye sunma programını iptale kalkışabiliyordu. Nazırın halini ve yaptığı işleri müsteşarı, müşteşarın yaptığı işleri kalem müdürü, onu da daha altındaki jurnalliyordu. Babasını jurnallemiş evlat, damadının felaketine sebe olmuş kayınpeder, taşradan merkeze, yerli görevlilerden sefaretlerde çalışanlara herkes birbirini jurnalliyordu…” (Yan başlık olarak Abdülhamit Dönemi sansürü hakkında şu yazıma bakılabilir: “Abdülhamit’in ‘muzır’la savaşı” Okumak için tıklayın)
1908 tarihli bir jurnale göre Adliye Nazırı Nazım Paşa'nın koruduğu Komiser Hüsnü ve polis memuru Şaban Efendilerin sorumlu oldukları bölgelerdeki umumhanelerden ayda altışar lira rüşvet aldıkları ayrıca gözlerine kestirdikleri namuslu kadınlarla tehdit yoluyla beraber oldukları, sonra da umumhanelere düşmelerine neden oldukları yazılı. Nazım Paşa’nın 1909’daki 31 Mart Olayı sırasında İttihatçı Ahmet Rıza Bey sanılarak linç edilmesinden anlaşıldığına göre Abdülhamit görevinden almamış Paşa’yı…
(1908 arifesinde II. Abdülhamit’i bir cuma selamlığında gösteren kartpostal.)
JURNALİN YANISIRA TELGRAF HATLARI
Abdülhamit’in istihbarat için sadece hafiye teşkilatı kurmadığını da söylemeliyiz. Yemen’den, Hicaz’dan İstanbul’a, Akdeniz ve Ege adalarına uzanan 30 bin kilometreden fazla telgraf hattı çektiriyor. Telgraf dili olan Mors alfabesini hızlıca Osmanlıcaya çevirtiyor, son model telgraf makineleri getiriyor, Fransa’ya telgrafçılık öğrenimi için öğrenciler gönderiyor… Bir Fransız telgraf mühendisi, “Türkiye yol ve demiryollarının gidemediği yerlere kadar telgraf hatlarını geren ilk ülkedir” diyor, bunları anlatırken…
Şeref Yolcuları’nın Trablusgarp’a adım atmalarından 11 yıl sonra aynı nesilden İttihatçı subaylar Makedonya dağlarında çektikleri “Yuha!” sonucu Abdülhamit’e ikinci kez Meşrutiyet’i ilan ettirdiklerinde jurnalcilik bitti mi bilmiyoruz. Bildiğimiz şunlar:
JURNALLERİN AKİBETİ
1909’daki ünlü 31 Mart Olayı’nı takiben Abdülhamit tahttan indirildikten sonra Yıldız Sarayı yağmalanırken, gazeteler jurnallerin basına açıklanması için büyük bir kampanya yürütmüştü. Bunun üzerine Meclis-i Mebusan konuyu görüştü ve Tedkîk-i Evrak Komisyonu oluşturuldu. Heyet tam jurnalleri incelemeye başlamıştı ki 31 Mart Olayı’nı bastırmak üzere Selanik’ten gelen Hareket Ordusu’nun Kumandanı Mahmud Şevket Paşa’nın emriyle jurnaller Harbiye Nezareti’ne taşındı. İddialara göre tam 330 sandık evrak gönderilmişti. Mahmud Şevket Paşa kendisine jurnallerin yayınlanmasını öneren birine sakalını sıvazlayarak “ne bilirsiniz benim de jurnalimin çıkmayacağını?” demişti. Tarihçi Mithat Sertoğlu’nun aktardığına göre hocası Profesör İsmail Hakkı Uzunçarşılı’dan dinlediği bir anekdot şöyleydi: İsmail Saib Sencer Efendi adlı biri Evrak Tetkik Komisyonu’ndaki görevini yaparken öyle önemli, öyle ‘muhalif’, öyle karakter sahibi diye bilinen isimlerin jurnallerine rastlamıştı ki, ilerde selam verecek adam bulamayacağı korkusuyla görevinden ayrılmıştı.
(Hareket Ordusu askerleri 31 Mart Olayı’ndan sonra Yıldız Sarayı’nda)
ENVER PAŞA JURNALLERİ YAKTIRIYOR
Tasnif heyetinden Asaf Tugay’ın İbret adlı kitabında anlatıldığına göre jurnaller uzun süre ciddiyetle tasnif edildi, her biri mühürlenerek numaralandırıldı, metinler büyük bir deftere geçirilmeye başlandı. Önemli jurnallerin ve önemli şahısların jurnallerinin fotoğrafları alınarak bunlardan dört adet albüm hazırlanmaya girişildi. Ama zamanla konu önemini yitirdi. Heyet Yarbay Galip Bey adında bir zatın reisliğinde on kadar zabit azadan ibaret kaldı. ve nihayet, 23 Ocak 1913’te Babıali Baskını ile İttihatçılar iktidara el koyduktan sonra Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın emriyle jurnallerin hepsi yakıldı. Böylece tarihimizin çok önemli bir dönemine ait değerli bir arşiv imha edilmiş oldu. (Babıali Baskını hakkında bilgi için: Okumak için tıklayın)
Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerinin başına gelenleri bir kaç kez konu etmiştim. O yazıları bulup okursanız (linklerini aşağıda veriyorum) kimi sadece ihmalkarlıktan ama çoğu kasıtlı olarak ne kadar önemli bilgilerin bizlerden kaçırıldığını anlarsınız. Erdoğan’ın muhtarlara yüklediği görevin benzerlerinin tüm Cumhuriyet tarihi boyunca birileri tarafından yapıldığını çeşitli vesilelerle fark etmiştik. Bunu da “En uzun yüzyılımız: Asr-ı Fişleme” (Okumak için tıklayın) başlıklı yazımda anlatmıştım. Son zamanlarda yaşadıklarımızdan anlaşıldığı üzere, fişleme, karalama, ihbarcılık, jurnalcilik asrımız daha epey sürecek gibi gözüküyor…
Özet Kaynakça: Cengiz Kırlı, Sultan ve Kamuoyu, Osmanlı Modernleşme Sürecinde ‘Havadis Jurnalleri’, (1840-1844), Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2009, Orhan Koloğlu, “Jurnal”, Osmanlı Ansiklopedisi (Tarih, Medeniyet, Kültür), C. 7, İz Yayınları, 1996, s. 60-64, Orhan Koloğlu, Abdülhamit Gerçeği, Pozitif Yayınları, 2007, Ali Said, Saray Hatıraları, Sultan Abdülhamid’in Hayatı, Nehir Yayınları, 1994, Ali Vehbi, Sultan Abdülhamid (Siyasi Hatıratım), Hareket Yayınları, 1974, Asaf Tugay, İbret, Abdülhamid’e verilen Jurnaller ve Jurnalciler, Okat Yayınları, 1967, Mehmet Ali Beyhan, “II. Abdülhamit Döneminde Hafiye Teşkilatı ve Jurnaller,” Türkler, Yeni Türkiye Yayınları, C. 12, 2002, s. 939,-950, François Georgeon, Sultan Abdülhamid, Çeviren: Ali Berktay, Homer Kitabevi, 2006, İlknur Haydaroğlu, “II. Abdülhamit’in Hafiye Teşkilatı Hakkında Bir Risale (I. Kısım)’, Tarih Araştırmaları Dergisi, XIX/30, 1998, s. 109-133,Süleyman Kani İrtem, Abdülhamid Devrinde Hafiyelik ve Sansür, Temel Yayınları, 1999.
Arşivlerimizin durumu hakkındaki yazılarım:
1) “Tarihten ve belgeden korkan devlet”, http://arsiv.taraf.com.tr/yazilar/ayse-hur/tarihten-ve-belgeden-korkan-devlet/2602/
2) “Taşnak arşivini bırak, Osmanlı arşivine bak”, http://arsiv.taraf.com.tr/yazilar/ayse-hur/tasnak-arsivini-birak-osmanli-arsivine-bak/728/
3) “Genelkurmay arşivleri ve Avustralyalılar”, http://arsiv.taraf.com.tr/yazilar/ayse-hur/genelkurmay-arsivleri-ve-avustralyalilar/4622/
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.09.2024
9.09.2024
17.11.2022
6.11.2022
7.06.2019
26.12.2017
21.03.2016
13.03.2016
6.02.2016
28.02.2016