Bayram ZİLAN
16 Nisan referandumu kampanyalarında kurulan cümlelerin ana teması “Cumhurbaşkanlığı sistemiyle Türkiye’nin paradigma değiştireceği” idi. Bu aynı zamanda kökten bir paradigma değişimini de ima ediyordu. Zira parlamenter sistemin defektif yanları Türkiye’nin dünya ölçeğinde geri kalmasını sağlıyor ve Türkiye’yi zayıflatıyordu.
Başkan Erdoğan, tüm eleştirilere rağmen, etrafındaki bazı siyasetçilerin bile karşı çıktığı Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminden hiçbir zaman vazgeçmedi. Kimileri başkanlık sisteminin Başkan Erdoğan’ın tarzı siyasetine son yıllarda girdiğini düşünse de aslında gerçek böyle değil. Başkan Erdoğan, 90’lı yıllardan itibaren başkanlık sistemini savunan ve mevcut parlamenter sistemin hastalıklarını doğru teşhis eden bir isim olarak karşımızda duruyor. Arşivler, Başkan Erdoğan’ın başkanlık sistemi ile ilgili gelecek tasavvurundaki istikrarını ve kararlılığını ispatlıyor.
Başkan Erdoğan, siyasete girdiği ilk yıllardan itibaren “başkanlık sistemiyle Türkiye’yi iki dar gömlekten kurtaracağının” farkındaydı.
Türkiye’nin yırtıp atması gereken dar gömleklerden ilki “Sömürgeci dar gömleği” idi…
İkincisi ise “Batılı/Kemalist ittihatçı gömlek”!
Bu dar gömlekleri Türkiye’ye giydiren iki kanatın temsilcileri yüzyıl boyunca işbirliği yaptı ve Türkiye’nin bu zengin coğrafyada zayıf ve cılız bir ülke olarak var olması için el ele verdi.
Türkiye, yüzyıl boyunca değişime kapalı, uluslararası rekabette etkisiz, edilgen, “zayıf ve muhtaç” bir ülke olarak varlığını sürdürdü.
İçerde gündemi belirlenen, kaosla, terörle, ekonomik krizle, bürokratik oligarşiyle, arkaik teamüllerle uğraşan, dışarıda ise sufle talimatları yerine getiren, Batı’nın emrine amade bir Türkiye oldu.
Bu paradigmayı değiştirmeye çalışan Erbakan, Özal gibi siyasetçiler olsa da bu dar gömlekleri yırtıp atacak ve paradigmayı kökten değiştirecek bir lider çıkmadı.
İşte Başkan Erdoğan’ı yüzyılın lideri yapan da tam olarak bu!
Başkan Erdoğan, Abdulhamid’ten bu yana “çevre”yi abluka altına alarak “merkezileşen” iç ve dış ittihatçılığı yenmeyi ve Türkiye’yi iki dar gömlekten kurtarmayı başardı.
Başkan Erdoğan, kökü 150 yıl öncesine kadar giden parlamenter sistemi değiştirerek tarihe geçti. Parlamenter sistemin koalisyonlara gebe bıraktıran defosundan içeri sızan ve Türkiye’ye yön veren uluslararası müesses nizamın önünü Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile kesti.
Diğer taraftan devlet içerisinde merkezileşerek çevreyi püskürten ve bunu yaparken insan hakları ihlalleri gerçekleştiren, hukuku çiğneyen, evrensel değerleri aşındıran Batıcı jakobenlerin merkezi işgal etme misyonları son buldu. Baskı altına alınan tüm çevreler nefes aldı. Merkeziyetçilik bitti. Sözgelimi halkın tepesine konumlandırılan (coğrafik olarak da böyledir) Çankaya Köşkü halka açıldı. Papyonluların cirit attığı, Beethoven’in 9.senfonisinden başka bir şeyin çalınmadığı ve kadehlerin tokuşturulduğu elitist Cumhurbaşkanlığı, muhtarlara, köylülere, başörtülülere, Alevilere, Gayri Müslimlere, ezcümle tüm “Cumhuriyet ötekilerine” açıldı. Kadeh ve senfoni seslerinin yerine Kuran-ı Kerim sesleri gelmeye başladı. Elitlerin Cumhurbaşkanlığı halkın Cumhurbaşkanlığına, köşk külliyeye dönüştürüldü.
Şimdi Başkan Erdoğan liderliğinde Türkiye baştan aşağı yenileniyor.
Paradigma değişiyor.
Türkiye, uluslararası alanda rekabet eden, gündem belirleyen, sözü dinlenen ve bizzat sınır dışındaki operasyonlarıyla sahada ve masada söyledikleri itibar gören bir ülke olma yolunda emin adımlarla ilerliyor.
Dışa bağımlı savunma sanayi anlayışı tamamen değişiyor.
Kendi İHA, SİHA, yerli silah, tank ve topunu üreten bir ülke haline geliyor.
İhtiyaç duyduğu helikopterleri üretiyor ve ürettiği helikopterlerin bir kısmını ihraç ediyor.
Türkiye, bugün birçok ülkeden helikopter siparişi alan bir ülke konumunda.
Başarılı Enerji Bakanlığı dönemi geçiren Berat Albayrak marifetiyle “milli enerji” dönemini başlatan ve yerli enerjide çığır açan, kendi yeraltı ve yerüstü zenginliklerini ortaya çıkarmak için birçok proje başlatan, kendi kömürünü, borunu, madenlerini ve petrollerini önceleyen bir ülkeyiz şuan.
Devleti önceleyen, vatandaşı öteleyen, hantal çalışarak Türkiye’yi hem içerde hem de dışarıda çelimsizleştiren, girişimciliğin önünü tıkayan, özel sektörü canından bezdiren, “bugün git/yarın gel”ci bürokratik hantalizm tarihin çöp sepetine atılıyor.
Yerine milleti önceleyen, kırtasiyeciliği bitiren, imza süreçlerini minimuma indiren, hızlı çalışan, bugünün işini yarına bırakmayan, hizmet odaklı, girişimcilerin önünü açan ve teşvik eden, yatırımları ve yerli üretimi destekleyen bir bürokrasi modeli geliyor.
Başkan Erdoğan önderliğinde Türkiye, iki dar gömlekten kurtulmuş oldu.
Yüzyıllık kara paradigma yerle yeksan oldu.
Sömürgeciler ve müstemlekeler kaybetti!
Türkiye kazandı.
Kendisini bu topraklara ait hissedenler kazandı!
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.05.2024
7.05.2024
3.05.2024
29.04.2024
26.04.2024
18.04.2020
25.02.2020
12.02.2020
19.01.2020
15.01.2019