Berat ÖZİPEK
TÜRKIYE’nin izlediği dış politika sadece ülke içindeki statükocuların tepkisini çekmiyor. Global statükonun sahipleri de ondan rahatsız.
İran’ın “İslamcılığı” artık onları rahatsız etmiyor. Onun “anti-emperyalist” söylemleri de. Çünkü Devrim’le dile getirip sonra terk ettiği ahlaki ideallerinin yerine koyduğu “gerçekçi” politikalar, ne kadar radikal olursa olsun, global düzenin felsefesine ret anlamına gelmiyor.
Esad’ı desteklemekle elde ettiği “ulusal çıkar”, onun daha iyi bir dünya adına alternatif olma iddiasını yok ettiği sürece global statükoya tehdit teşkil etmiyor; hatta onu besliyor.
Rusya da ne kadar agresif bir dış politika izlerse izlesin, kendisinden korkulan bir güç olduğu ölçüde o da bu düzene tehdit teşkil etmiyor.
“Ben çıkarıma bakarım” şeklinde özetlenebilecek bir dış politikası var (gerçekten çıkarlarına hizmet edip etmediği bir yana) ve Suriye’ye baktığında, eli kanlı diktatörün tarumar ettiği bir ülke değil, bir uçak gemisi görüyor. Böyle olduğu sürece ABD’nin de ondan çok rahatsız olması gerekmiyor; çünkü ondan korkan ABD’ye yaklaşıyor ve belki de ABD kendisine itiraz edebilecek ülkeleri bazen onun eliyle terbiye ediyor.
Büyük ölçüde ABD ve Avrupa Birliğini oluşturan devletlerin belirlediği statüko, kendi birliklerini oluştururken atıfta bulundukları doğal hukuk ve insan hakları gibi değerlerle adaletsiz bir düzenin birleşimini ifade ediyor.
Özellikle, bu değerleri hiç zorlanmadan paranteze almaya başladıkları günümüzde bu böyle. Haberlere göre AB dışişleri bakanları, Mısır’da yaşananın darbe olup olmadığını bir kez daha tartışıp yine karar alamamışlar.
İNSANİ DURUŞU KORUMAK
Böyle bir ortamda, dış politikada Batılı devletlerin savunuyor göründükleri demokrasi ve barış gibi değerleri gücü ölçüsünde sahiden savunan sadece Türkiye var. Elbirliğiyle sıkıştırılmasının sebebini de burada aramalı.
Ahlak ile dış politikayı ayırmayan, darbeye darbe, diktatöre diktatör diyebilen ve bunun gerektirdiği tutumu dolara endekslemeyen o. Ve ben ilk defa kendi ülkemin dış politikasından utanç duymuyorum.
Hatalar yapıyor elbette, bazen büyük laflar ettiği oluyor, bazen diğer aktörlerin hamlelerini hesap edemediği oluyor ama bunlar dış politikaya rengini veren temel felsefeye veya öze ilişkin hatalar değil.
Sığınmacılara kapıları sonuna kadar açan, en insani standartlardaki kampları kuran ve Afrika’ya sahiden el uzatabilen ülke olma onuru, düzen bozucu bir potansiyel taşıyor.
Bugün aslında Ortadoğu ve İslam coğrafyasında Türkiye üzerinden sıkıştırılan bu yaklaşım.
İçte de, başka bir ülke veya lider bu politikayı izliyor olsaydı coşkuyla alkışlayacak, hatta bunun teorisini oluşturmaya çalışacak olanlar, sırf hükümete, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a duydukları öfke, sınıfsal refleks veya ideolojik önyargı gibi sebeplerle görmüyorlar bu gerçeği. Hiç değilse, “evet, Mısır’da bir darbe olmuştur ve sadece Türkiye darbeye darbe demiştir” diyebilecek kadarcık bir hakkaniyet bile zor geliyor.
“Kalpsiz bir dünyanın kalbi, ruhsuz ahvalin ruhu” demişti Marx, “afyon” olarak gördüğü dinden söz ederken. Şu an Türkiye’nin uluslararası “arena”da temsil ettiği insani duruşu tarif için kullanılacak en iyi ifade bu.
Ortadoğu coğrafyasında bu insani duruş, çıkış için en makul seçeneği ifade ediyor. Eğer o ezilirse veya kımıldayamaz hale getirilirse, bugün pek çok devletin egemenleri rahat bir nefes alacak.
Dilerim Türkiye, bu paha biçilmez, değer merkezli çizgisini sürdürebilmeyi mümkün kılan gücünü korur ve hatalarının muhasebesini yaparken, bu insani duruşu muhafaza etmeyi de başarır.
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.07.2025
13.07.2025
28.06.2025
21.05.2025
20.02.2025
16.01.2025
8.01.2025
20.11.2024
8.11.2024
30.10.2024