Bülent KORUCU
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimleri yaklaştıkça hükümet kontrolündeki medyada heyecan artıyor.
Adalet Bakanlığı da seçimi hayat memat meselesi görüyor ve kazanmak için havucu da sopayı da sonuna kadar kullanıyor. Korkutma ve gözdağının yeterince etkili olmadığı görülmüş olmalı ki ‘teşvik primi’ devreye sokuluyor.
AK Parti, insanların hakkını pazarlıksız ve karşılıksız vermemeyi alışkanlık haline getirdi. Temel ve doğuştan herkesin sahip olması gereken hakları vermek için bile kâh Alevilerle masaya oturuyor, kâh Kürtlerle. Aynı rencide edici tavra şimdi yargı camiası muhatap. Maaşta seyyanen artış, idari hâkimlerin hukuk fakültesi okuma hakkı, sicil affı ve silah edinme gibi düzeltmeler için neden bugüne kadar beklendi; daha doğrusu niye seçimden sonrasını bekliyorsunuz? Her şeyi sığdırdığınız torba yasaya eklemek iki imzaya bakardı. Paşa gönlü istemeyen devlet memuru mahkeme kararını uygulamaz gibi bir hukuksuzluğa bile yer buldunuz, buna mı bulamadınız? Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmedebilen, trilyonluk davalarda kalem oynatan yargı mensuplarına ne kadar maaş verseniz, az. Ama neden şimdi? Hele silah alma hakkının bugünü beklemiş olması hepten can sıkıcı. Son yıllarda kaç savcı sokak ortasında infaz edildi, bakanlık harekete geçmedi. Demek ki oyları canlarından kıymetli!
Adalet Bakanlığı, seçim kampanyasını Yargıda Birlik Platformu (YBP) üzerinden yürütüyor. Platformun oluşumu bile tek başına ‘eski Türkiye’nin hortladığını gösteriyor. Eski Türkiye’de başta yüksek yargı olmak üzere koltuklar Ankara’da paylaşılırdı. Aksiyon Dergisi’nin 821. sayısında bu konuyla alakalı etraflı bir dosya var, ilgilisi bakabilir. 2010’a kadar son 20 yılda Yargıtay’a seçilen 405 kişinin yüzde 76’sı yani 310’u Ankara’da görev yapmış. Daha büyük bir yargı bölgesi olan İstanbul’dan bile sadece 42 kişi seçilebilmiş. Bütün seçilenlerin neredeyse yarısının kısa süre önce kurulan YARSAV üyesi olması dikkat çekiyordu. Şimdi YARSAV’ın yerini YBP alıyor, mantalite tıpa tıp aynı. YBP’nin kurucular listesine baktığınızda Ankara’nın ezici ağırlığı ortaya çıkıyor. 18 kişilik heyette bir İstanbul, bir de Edirne’den üye var. Kalan 16 kişinin sekizi bakanlık bürokratı, diğer sekizi ise Ankara adliyelerinde görevli. Anlayacağınız, eski Türkiye’yi boyayıp yeni diye satmaya çalışıyorlar.
YBP’nin bir de riskli seçim enstrümanı var: Alevilik. Platform sözcüsü bir savcı her gün bir hükümet gazetesi veya televizyonunda konuşuyor. Söze başlarken Alevi kimliğini vurgulama ihtiyacı hissediyor, yani Alevi hâkim ve savcıların oylarına göz kırpıyor. Kimsenin mezhep kimliği ile oy kullanacağına inanmam. Velev ki kullansa, istenmeyen kararı veren yargıcı ‘o zaten Alevi’ diye niteleyenlerin unutulduğunu zannetmiyorum. Sokak olaylarında hayatını kaybeden gençleri Alevi-Sünni diye ayıran ve ona göre tepki verenlerin de hatırdan çıkmadığı kanaatindeyim.
Bu arada basına akredite uygulayanlar arasına trajikomik biçimde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ da katıldı. 28 Şubat’ta sadece askeri alanlarda uygulanan ve bütün baskılara rağmen sivillere kabul ettiremedikleri bir ayırımcılığı kendilerine yakıştırıyorlar. Aslında meselenin temelinde korku var; soru sorabilen, itiraz edebilen gazeteci korkusu. Yukarıda yazdıklarımın soruya dönüşüp bakana tevcih edildiğini düşünsenize, kaçmakta haksız mı? Ayrıca 28 Şubat’ta akredite gazeteciler en azından timsah gözyaşı döker ve uygulamayı yarım ağız eleştirirdi. Bu dönemin ‘seçilmiş’ gazetecileri o kadar bile yapamıyor. Çünkü onlar teyemmüm, soru sorabilen gazeteciler ise su. Malum su görününce teyemmüm bozulur. Onlar da devletlûlar gibi bizimle aynı mekânı paylaşmaktan korkuyor. TRT’de Fikret Bila’nın karşılaştığı muamele tam da böyle bir şeydi; “şovumuzu bozuyorsun, doğaçlama repliklerle senaryo dışına çıkıyorsun” tepkisi. Yeni Türkiye gazeteciliğinin böyle kazalara tahammülü yok. [email protected]
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Sansür VAR!
10.07.2016 - AYM kavgasının perde arkası
4.02.2016 - 28 Şubat'ın konuşulmayanları
1.02.2016 - 28 Şubat deyince kızmayın o halde!
23.02.2016 - Perinçek mutlu, ya AK Partililer?
5.02.2016 - Bülent Arınç'ın özgül ağırlığı var mı?
2.02.2016 - Paralel avcılarına bir öneri!
29.01.2016 - Küfürlü siyaset!
22.01.2016 - Güvenlik zafiyeti yoksa…
15.01.2016 - Anayasa değil baba yasa!
1.02.2016
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Kayı boyu
sivilay apla bizim ulu önder sorunumuz yok . en büyük türk atatürk kızıl saçlı mavi gözlü. türkler de orta asyadan geliyor kızıl saç mavi gözlü. yani türk tarihi gerçekse türkmenistandaki siyah saçlı çekik gözlüler kim? barbaros hayrettin paşa kızıl ise sakallı bruce lee neden kızıl saçlı değil. oğuzistanın kayı köyü nerede ? oğuzistan nerede ? nerde oğuz asıllı osmanlı paşaları? bak ben türküm manyak değilim bak harita 4 boyutlu kızıl derililer kızıl sakallı mavi gözlü türktür