Cemil KOÇAK
Hakan Erdem’in yeni kitabı, Torosyan’ın uyduruk anılarının usta bir tarihçinin elinde nasıl didik didik edilebildiğini gösterdi; yine de “anılar”ın 1947’de yayınlanması bende başkaca sorular da uyandırmadı değil.
Sarkis Torosyan’ın fantezi dünyası sayılabilecek “anılar”ı, Hakan Erdem’in usta tarihçiliği karşısında geldiği yere, yeniden tarihin tozlu raflarına kalkacak. Burası tamam da; acaba bu “anılar” niçin 1947 yılında yayınlandı sorusu pek sorulmadı. Ben bu soruya tamamen spekülatif bir yanıt vereceğim; elbette yanıtımın doğruluğundan asla emin değilim; ama tarihçinin bir görevi de, kesin olarak bilemese de, sorusuna yanıt bulmaya çalışmaktır. Hatta bazen soru sormak, yanıtın kendisinden daha önemlidir.
Sovyetler, Ermenileri 1945'te hatırlamıştı!
1915 sonrasında Ermenistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti (ESSC), Moskova’nın denetimi altında eski defterlerden hiç söz etme imkânı bulamamıştı. O zamanlar Türk-Sovyet ilişkilerinin altın günleriydi ve böylesine yaralayıcı olayları hatırlamak doğru olmazdı. Ne var ki 1945 yılında konjonktür değişmişti artık. Moskova, Türkiye’den üs ve toprak taleplerinde bulunmaktan geri kalmamıştı. Abidin Daver, Cumhuriyet gazetesinde şöyle yazıyordu: “Ermeni istekleri denilen şeylerin hulâsası şudur: Kars, Ardahan, Sovyet Ermenistanı’na ilhak edilmeli; Türkiye’de yaşayan Ermeniler Türk boyundurluğundan kurtarılmalı ve dünyada yaşayan bütün Ermeniler bu büyük Ermenistan’da iskân edilmeli imiş.”
Dışarıdaki Ermeniler Sovyetler Birliği muhalifi
Nitekim ABD’nin Moskova Büyükelçisi Harriman da, her ne kadar Türkiye’nin doğusunda hiç Ermeni bulunmasa da, SSCB içinde bulunan ESSC’yi temsil eden bir Ermeni yayılmacı hareketinin daha şimdiden varlığını hissettirdiğini belirtiyordu. Bu hareket güçlü bir şekilde devam ederse, ölümcül bir Türk öfkesinin taşmasına da neden olabilirdi. Sovyetler Birliği dışındaki bazı Ermeni gruplarının Sovyet aleyhtarı yaklaşımlarına karşın, tarihî Ermenistan sınırlarının yeniden oluşturulabilmesi ve ESSC’nin güçlendirilmesi için yapılacak bir seferin, ESSC dışındaki Ermenilerin de desteğini alabileceğini yazıyordu.
Türkiyeli Ermeniler Sovyetlere göçüyor
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Wilson, 1945 yılı sonunda, Sovyetler Birliği’nin açıklamalarına dayanarak, ESSC’nin yurt dışında bulunan Ermenilerin ülkeye göçmen olarak dönüşünü kolaylaştırıcı yardımda bulunacağını haber veriyordu. Bu arada Türk basınında yayınlanan haberlere bakılacak olursa, Türkiye’de yaşayan Ermeni asıllı Türk vatandaşlarından ESSC’ye göçmen olarak gitmek isteyecekler varsa, bunlar Sovyetler Birliği’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na müracaat etmekteydiler ve nihayet 200 kadar Ermeni asıllı Türk vatandaşı göçmenlik için kaydını yaptırmıştı.
Rus Konsolosluğu önünde uzun kuyruklar oluşuyor
Dışişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Feridun Cemâl Erkin, Wilson’a yaptığı açıklamada, kendisine ulaşan bilgilere göre bu sayının 200’ün çok üzerinde olduğunu söylemişti. Erkin, Sovyetler Birliği’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nun yeni göçmenlik kayıtları da yapmakta olduğunu ilâve etmişti. Sovyetler Birliği’nin İstanbul Başkonsolosluğu, Ermeni asıllı Türk vatandaşlarını ESSC’ye göçmen olarak kayıt etmek için hayli etkili bir kampanya yürütüyordu. Erkin’in tahminine göre, Sovyetler Birliği’nin amacı bir hayli yüksek sayıya ulaşan göçmeni ESSC’ye götürmekti. Wilson, Sovyetler Birliği’nin İstanbul Başkonsolosluğu’nun ESSC’ne göçmen olarak gitmek isteyen Ermeni asıllı Türk vatandaşlarının kayıtlarını alma sürecine ilişkin bilgi de veriyordu. Müstakbel göçmenler binaya teker teker alınıyor ve bu nedenle binanın bulunduğu sokakta uzun kuyruklar oluşuyordu. Bu sırada doruğa çıkan duygular, sokak olaylarına ve provakatörlerin eylemlerine neden oluyordu.
Wilson Ankara'yı uyarıyor
Wilson, Dışişleri Bakanı Hasan Saka ile yaptığı görüşmede bu konunun da ele alındığını yazıyordu. Wilson, Saka’ya Ermenilerle ilgili her türlü olaydan kaçınılması yolundaki ve bu nedenle çıkabilecek her türlü olayı engellemek gerektiği yönündeki ümidini bir kez daha açıklamıştı. Wilson, hiç kuşkusuz 4 Aralık 1945 Tan gazetesi olayına değinmeksizin benzer bir olaydan söz ediyordu. Wilson’un yalnızca Ermenilerle ilgili bir olaydan kaçınılması gerektiğini vurgulaması ve bu arada Tan gazetesi olayından hiç söz etmemesi anlamlıdır. Büyük bir ihtimalle Türkiye’de yaşanabilecek bir “Ermeni Olayı”, Tan gazetesinin başına gelenle karşılaştırıldığında, Batılı devletler arasında benzer şekilde suskunlukla karşılanamaz, görmezlikten gelinemezdi. Wilson, Ankara’nın bu konuda gereken önlemleri alması gerektiğini söylemişti. Saka da, her türlü önlemin alındığını ve hiçbir sorun çıkmayacağı konusunda içinin rahat olduğunu belirtmişti.
İsteyen Sovyetler’e gidebilir
Saka, Türk Hükûmeti’nin bir basın açıklaması hazırladığını ve bu açıklamasında, ESSC’ye göç etmek isteyenlerin özgür olduğunu ve pasaportlarını alabilmeleri için gereken bilgiyi edinebileceklerini belirteceklerini söylemişti. Saka, elindeki bilgiye göre yaklaşık 1.500 Ermeni asıllı Türk vatandaşının Sovyetler Birliği’nin İstanbul Başkonsolosluğu’na başvuruda bulunmuş olduğunu da haber vermişti. Saka’ya göre başvuranların pek çoğunun Türkiye ile ilişkisi bulunmuyordu. Bu kişiler, Türk vatandaşı olmakla birlikte, Türkiye’de ikâmet de etmiyorlardı. Saka’ya göre, bu kişiler Türkiye’de herhangi bir yatırımı bulunmayan maceracılardı. İçişleri Bakanı Hilmi Uran da, Türkiye’de yaşayan Ermeni asıllı Türk vatandaşlarının istedikleri takdirde pasaportlarıyla ESSC’ye göç edebileceklerini açıklıyordu.
'Ermeniler neden farklı muamele gördüklerini şimdi anlıyor mu?’
Vatan gazetesine göre, ESSC’ye göç etmek için İstanbul’da 160 Ermeni asıllı Türk vatandaşı kayıt yaptırmıştı. Hüseyin Cahit Yalçın’a göre, bu gelişme, Ermeni asıllı Türk vatandaşlarının “Türk vatanına ne kadar yabancı olduklarını açığa vurmuş olmaktan” ileriye geçemezdi. Yalçın, ardından da şu soruyu soruyordu: “Şimdi Ermeni arkadaşımız burada neden farklı bir muamele görmekte olduklarını anlıyor mu?” Yalçın’ın bu sorusu, aslında Türkiye’de yaşayan Ermeni asıllı Türk vatandaşlarına uygulanan ayrımcılığın açık bir itirafıydı. Âsım Us da, Vakit gazetesindeki yazısında “uzun zamandan beri ruhlarda uyumuş bulunan hisler söz halinde ortaya dökülüyor” diyordu. Us, “Ermeni [asıllı Türk] vatandaşlar[ı] 1914 harbinden bugüne kadar Türkiye’nin karşılaştığı tehlikeler içinde kendileri tamamiyle Türklerle beraber olmuşlar mıdır?” diye soruyordu. Ona göre, Birinci Dünya Harbi’nde “Türkiye Ermenileri’nden birçoğu düşman memleketlerin safına” geçmiş ve “Türk ordularını silâhla arkasından vuranlar” olmuştu. Millî Mücadele’de de “yine aynı şekilde Ermenilerden fenalık edenler” görülmüştü. Görüldüğü gibi, 1915 “Ermeni Meselesi” bir kez daha resmî bakış açısından dile getiriliyordu. Us şöyle diyordu: “Anlaşılıyor ki, Ermeniler arasında geçmişi unutmak istemeyen bir az[ın]lık cemaat arasında âdetâ zaman zaman bir Türk düşmanlığı varmış gibi bir manzara yaratmakta[dır]. Çokluğunun Türk idaresinden memnun olduklarına şüphe etmediğimiz Ermeni vatandaşlarımız, aralarından bu gayri memnunları ayırarak Ermenistan’a gönderebilirler ve böylece kendi kendilerini tasfiye etmiş olurlar.”
Aman yeter ki olay çıkmasın!
1946 yılının hemen başında Feridun Cemâl Erkin, Wilson’a Sovyet Gürcistanı ile Ermenistan’ından gelen toprak taleplerine karşı düzenlenen gösterilerin hiçbir şekilde düşmanca ya da provakatif karakterde olmayacağını söylemişti.Wilson’un özel bir sorusu üzerine Erkin, Ermenilere karşı hiçbir gösteri yapılmayacağına ilişkin güvence vermişti. Bu garantinin özellikle ABD’ye verilmesinin nedeni, muhtemelen ABD’nin Ermeniler konusundaki özel hassasiyetiydi. Türkiye’de yaşayan Ermenilerin güvenliği Washington açısından kamuoyu baskısı yaratabilirdi.
Torosyan’ın iddiaları Türk tezlerine o kadar da aykırı değil
Sanırım bu hava Torosyan’ı da harekete geçirmiş olabilir. Ermeni meselesinin bu sırada hareketleneceğini düşünmüş olabilir. Hele “anılar”ında yazdığı gibi, 1915’i İngiltere, Fransa, Rusya gibi emperyalist devletlerin ihanetine ve hainliğine bağladığına göre, bu durumda o sırada Ermenilerin gerçek dostu olarak yalnızca sosyalist Sovyetler kalıyordu. Moskova, 1945’de Ermenileri aradan geçen otuz yıldan sonra hatırlayan tek (üstelik sosyalist) ülkeydi. Yazar bu gelişmelerin kitabının satışını artıracağını da düşünmüş olabilir. Yanılmış olduğunu biliyoruz. Belki de soğuk savaşın bu aşamasında ABD’de Sovyet yanlısı olmak doğru bir politik tercih değildi!
Torosyan’ın “anılar”ı uyduruk; ama 1915 hakkındaki kanaati muhtemelen hakiki ve aslında bu katliamdan dolayı Türkleri değil de, emperyalistleri, İngiltere ile Fransa’yı esas suçlu ve “gerçek katiller” olarak itham ediyor. Türkler olsa olsa emperyalizmin “maşası”ydı ona göre, yani ancak ikinci derecede suçlu sayılabilirdi. Bir bakıma millî Türk tezine o kadar da aykırı değil yani, Torosyan’ın yazdıkları.
ELÇİLİĞİN ACİL TALEBİ
1946 yılının yaz aylarında Türkiye’nin Batum Başkonsolosluğu’ndan iletilen bu rapor; Batum’daki Ermeni gösterilerini yansıtması bakımından önemlidir; güvenlik bakımından memurların tabanca talep etmeleri de dikkat çekicidir. Belki biraz abartılmış olabilir, ama Sovyet yetkililerine rağmen bu türden bir “gösteri” elbette mümkün olamazdı!

Yazarlar
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.02.2016
3.02.2016
26.03.2016
19.03.2016
13.03.2016
5.02.2016
28.02.2016
20.02.2016
13.02.2016
7.02.2016