Enver SEZGİN
Nihayet “Demokratikleşme Paketi” Başbakan Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.
Paketin hazırlanma sürecine en azından yeterli katılımın sağlanmadığı yönünde bir eleştiride bulunabiliriz. Bu eksikliğe değinebiliriz. Ancak artık paket açıklanmış ve şimdiden kamuoyu tarafından tartışılmaya başlanmıştır.
Bu pakette “Alevi Açılımı” gibi konuların yer almaması büyük bir eksiklik olarak değerlendirilebilir.
Kürt meselesini doğrudan ilgilendiren maddelerin içinde en anlamlı olanı “değişik dil ve lehçelerde eğitim ve öğrenim yapılması” konusudur. Ne yazık ki madde anadilde eğitimi “özel okullara” devretmektedir. Buna rağmen atılacak olan adımı ileriye dönük olumlu bir gelişme olarak değerlendirebiliriz. Çünkü Cumhuriyet tarihi boyunca bu ülke topraklarında ilk kez okullarda Kürtçe (elbette başka dillerde de) eğitim ve öğrenim yapılması imkânına kavuşuyoruz. Anadil eğitiminin devlet okullarında başlatılması, yapılacak en doğru hamleydi. Yalnızca böyle bir yöntemle Türkiye’de dil eşitliği sağlanabilir. Devlet ancak bu yolla tüm dillere eşit mesafede durabilir.
Eğitim konusunda iki sorun çıkacakmış gibi gözüküyor:
Birincisi, yüzbinlerce Kürt aile, çocuklarını devlet okullarında bile bin bir zorlukla okutabiliyor. Özel okul onlar için çok uzakta bir yerde duruyor. Bu durumda devlet işin bu kısmında devreye girmeli ve kolaylaştırıcı bir rol üstlenmelidir.
Öte yandan, 82 Anayasası Türkçenin dışındaki dillerde eğitim ve öğrenim yapılması önünde büyük bir engel oluşturmaktadır. Anayasa Mahkemesi’ne olası bir başvuru sırasında ne gibi bir karar çıkacağını şimdiden kestirmek güç gözüküyor.
Pakette yer alan en önemli maddelerden biri de “Andımız”ın kaldırılacak olmasıdır. 1933 yılında uygulamaya geçen ve Nazi Almanya’sından esinlenerek “uydurulan” bu ant(!) milyonlarca çocuğa zorla söyletilmektedir. Türk olmayan öğrencilere her gün “Türk oldukları için mutluluktan uçtukları” hatırlatılmaktadır. Evde ailesiyle Kürtçe konuşan bir çocuğa okulda her sabah, “sen evinde Kürtçe konuşuyorsun ama unutma ki sen Türk’sün” deniyor, işin aslı bu. Böyle olunca ne oluyor? Çocukların ikilem içinde sıkışıp kalması yetmiyor, bir de varlıkları birilerinin varlığına armağan ediliyor. Kaldırılması yerindedir.. Bir başka zulüm var ki buna da bir son vermek gerekiyor: Özellikle Kürtlerin yaşadığı yörelerin dağlarına taşlarına, şehirlerin orta yerine konulan “Ne mutlu Türküm Diyene” yazıları kaldırılmalıdır.
Geçen yıllarda Batman’a yaptığım bir seyahat sırasında ilginç bir manzarayla karşılaşmıştım. Sıcak bir pazar günü Cumhuriyet Meydanı’nda bulunan Atatürk anıtının önünden geçiyordum. Heykelin altındaki kaidenin üzerinde bulunan, kocaman “Ne Mutlu Türküm Diyene” yazısının altında birkaç işsiz insan oturuyordu. İş bekleyen bu adamlar güneşten korunmak için kaidenin gölgesinden yararlanıyorlardı. Garip bir resim oluşmuştu. Orada oturanlar Türk olmadıkları gibi, yüzlerinde her hangi bir mutluluk ifadesi de yoktu.
Köylerin eski isimlerine kavuşturulması herhangi bir başvuruya bağlı kalmadan değiştirilebilir, değiştirilmelidir. Çünkü pek çok köyün adı yakın tarihte değişikliğe uğramıştır ve eski isimler hafızalardaki yerini korumaktadır. Diğer yandan, il ve ilçeler ise bizzat oralarda yaşayan halkın tercihlerine bırakılmalıdır.
Pakette yer almayan bir başka konu ise ceza kanunundaki değişikliklerdir.
Geçen günlerde Diyarbakır’da görülen KCK Ana Davası’nın 59. duruşmasını izlemeye gitmiştim. Birkaç saatlik bir gözlemimden sonra bir kez daha bu davadan yargılanan pek çok insanın “yok yere” cezaevinde tutulduğuna kanaat getirdim. Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nun bazı maddelerinde kimi değişiklikler yapılarak bu mağduriyet ortadan kaldırılabilir. Sözkonusu yasalar neredeyse her eylemi “terör” olarak adlandırmaktadır. Böyle bir adım, büyük bir sorunu çözecektir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımı hangi barışı getirecek? Üç barış teorisi 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçTürk ve Kürt yalnızca seçmen değil aynı zamanda insan ve yurttaş 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTeostrateji yahut Din ve Dünya ilişkisinde kalibrasyon sorunu 7.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselIMF’in siyaseten can sıkıcı tavsiyeleri 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSürecin “kritik eşikleri” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye siyasetinin hastalığı: İmralı tartışmasında serinkanlılık ihtiyacı ve CHP'nin kararı 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi (7): Simit 27.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015