Erol KATIRCIOĞLU
Nisan 2012’de bu konuyu yazmıştım Taraf’ta, “İDO Bunu Yapabilir mi” diye sormuştum. Cevabım da yapmaması gerektiği ve yapması hâlinde de “kanunlara da, vicdana da İslam’a da” aykırı bir iş yapmış olacağı şeklindeydi. Konu, “Acelen varsa biraz daha fazla para ödeyerek geç karşıya!”kıvamında bir “müşteriler arasında ayrımcı fiyat uygulamasıyla” ilgiliydi. Sanırım benim gibi başkaları da yazdı bu konuyu. Daha sonraları Rekabet Kurumu da sanırım benzer şikâyetler üzerine, Temmuz 2012’de konuyu yeniden ele almış. Doğrusu nasıl bir karara varmış farkında değilim. Ama son günlerde konu tekrar alevlenince sorunun çözülmediğini anladım.
Öncelikle söyleyeyim ki İDO’nun özelleştirilmesi yanlış bir özelleştirmedir. Zaten işin yanlışlığı konunun son günlerde yeniden gündeme gelmesinin sebebi olan bir başka şirketin (Negmar) Eskihisar-Topçular hattında çalıştırmak üzere gemi satın almasına, diğeri de Bursa Belediyesi’nin Bursa-İstanbul arasında benzer şekilde deniz otobüsü çalıştırmak istemesine karşılık olarak İDO’nun yaptığı açıklamalardan anlaşılıyor.
Bir kere hemen şunu söyleyelim. 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu’nun amaç maddesinde, devlete ait ya da devlet kabul edeceğimiz çeşitli kamu kuruluşlarına ait işletmelerin, “Ekonomide verimlilik artışı ve kamu giderlerinde azalma sağlamak için özelleştirilmelerine ilişkin esasları düzenlemektedir” diyor. Hemen soralım İDO bu maddeye giriyor muydu? Bence girmiyordu. İDO ne verimsiz ve ne de zararlı çalışan bir işletmeydi. Ama ona rağmen özelleştirildi. (Burada yerimi verimli kullanmak için Başkan Kadir Topbaş’ın da benimle aynı kanaatte olduğuna dair sözlerine hiç girmiyorum).
İkinci olarak, İDO, bir özelleştirme prosedürüne uygun özelleştirildi mi? Buna da olumlu cevap vermemiz mümkün değil. İki nedenle:
Bir; 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu’nun 2. maddesinin d fıkrası şunu söylüyor: Özelleştirme uygulamalarında, “Oluşabilecek tekelci bir yapının olumsuz etkilerinin önlenmesi” ilkesi esas alınır.
İki; 4054 sayılı Rekabet Kanunu’nun 7. maddesi: “Bir teşebbüsün hâkim durum yaratmaya (...) yönelik olarak, ülkenin bütünü yahut bir kısmında herhangi bir mal veya hizmet piyasasındaki rekabetin önemli ölçüde azaltılması sonucunu doğuracak şekilde (...) diğer bir teşebbüsün mal varlığını yahut ortaklık paylarının tümünü veya bir kısmını (...) devralması hukuka aykırı ve yasaktır.”
Rekabet Kurumu’nun “Mesleki Daire Görüşü” bu tekelleşme olasılıklarına dikkat çekip İstanbul Belediyesi’ne durumu bildirdiği hâlde sözkonusu hatlarda “tekelci bir imtiyaz” anlamına gelen bu özelleştirilme hem rekabet yasasına ve hem de özelleştirme yasasına aykırı bir biçimde gerçekleştirildi.
Bunun da ötesinde sektöre girmek isteyen başka işletmelere karşı İDO’nun iskelelerini kullandırmamak biçimindeki tavrı da yasalara aykırıdır. Bu nedenle de Kocaeli Büyük Şehir Belediyesi’nin hangi nedenlerle Negmar şirketine izin vermediğini merak ediyorum. Çünkü bu iskeleler, deniz taşımacılığı yapan bir şirket bakımından “zorunlu unsur”dur ve bu nedenle de İDO’nun bu iskelelerin kullanılmasına rıza göstermesi gerekir. Biliyorum bu da nereden çıktı diyecek okurlarım olacaktır ama cevap olarak bu okuyucularıma, Rekabet Kurumu’nun telekomünikasyon piyasasında hâkim durumda olan Türk Telekom’a açmış olduğu internet sağlayıcı şirketlerin ihtiyacı olan altyapıyı kullandırmamasına ilişkin soruşturmada ifade ettiği şu satırları okumalarını tavsiye ederim.
“Zorunlu unsur doktrininin uygulama esasları olarak dört koşullu sistematik bir test yapılması yerinde olacaktır. Bu koşullar;
1. Giriş yapılmak istenen varlığın (zorunlu unsurun) bir tekelci teşebbüs tarafından kontrolü,
2. (Giriş yapmak isteyen) bir rakibin pratik olarak ve makul bir şekilde ilgili varlığı/ ürünü/ tesisi/ altyapıyı (zorunlu unsuru) kurmasının/ üretmesinin imkânsız olması,
3. Tekelci teşebbüsün giriş yapmak isteyen rakibi reddetmesi,
4. İlgili zorunlu unsurdan faydalanmanın imkânlar dâhilinde olması şeklinde sıralanabilir.”
Bu koşulların İDO bakımından da geçerli olduğu iddia edilemez mi? (Uzmanlara da Port of Roscoffdavasını hatırlatayım).
Son olarak bizim basınımızda da yankılanan İDO’nun İngiliz ortağı Sir Brian Souter’le ilgiliFinancial Times’a konu olan haberde, bizim basınımızın nedense çevirmediği bir cümleye de değineyim. “Souter Yatırım, İstanbul belediyesinin sağladığı dökümantasyonla ‘hattın belirli bir süre münhasır kalacağına inandırıldıklarını söyledi’ demiş. Ben de merak ettim bu “münhasırlığın”nasıl verildiğini.
Bilen varsa beni ve toplumu bu konuda aydınlatabilir mi?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
29.05.2025
21.05.2025
13.05.2025
1.04.2025
6.03.2025
20.02.2025
12.02.2025
5.02.2025
29.01.2025
16.01.2025