Eser KARAKAŞ
AKP iktidarlarının Türkiye’ye çok büyük zararları oldu.
Ekonomide ve hukuk devleti alanlarında verdikleri zararlar kanımca daha kolay telafi edilebilecek zararlar çünkü bu iki alanın da küresel somut referansları mevcut, aklı başında bir kadro arkasına toplumsal destek de alarak bu sorunları çözebilir.
Ancak iki alan var ki, bu alanlarda yaratılan tahribatın boyutları zaman içinde ve çok sıkıntılı süreçlerle ortaya çıkacak.
Bunlardan birincisi muhafazakârlığın, ikincisi ise din kurumunun çöküşü.
Bu yazımı okuma zahmetine giren bir arkadaş “sana ne bu iki alandan, zaten senin kişisel dünya tercihlerinin en tepelerinde yer almıyorlar” diye sorabilir ama Türkiye için durum pek öyle değil.
Din, İslam, çok eski bir kurum, bizim toplumumuzla da ilişkisi yaklaşık on asırlık.
Osmanlı İmparatorluğunun son iki asrında ve cumhuriyet döneminde de din-toplum ilişkileri daha az sıkıntılı bir evreye kavuşmuş idi sanki; lütfen aklı başında biri din kurumunun bu toplum için önemini yadsımasın.
Din çok yerleşik bir kurum ve bu kurumun bir ölçüde getirdiği ahlaki dengeleme ortadan kalktığı zaman yaşanacakları göreceğiz çok yakın gelecekte; üstelik, ortada bu kurumu ikame edecek başka bir gelenek de pek yok.
Muhafazakârlık ise, kanımca dinden büyük ölçüde bağımsız bir gelenek, 19. yüzyılın ikinci yarısıyla daha çağdaş bir görünüm alıyor, bu akım Cumhuriyete de kısmen yansıyor; geçerken şunu da belirtelim, muhafazakârlığın din kurumu ile ilişkisi çok sınırlı ve zorunlu bir ilişki asla değil.
Muhafazakârlık da din kurumu gibi ülkemizde baş aşağı gidiyor ve bu çöküş süreci de kendini dindar (!) ve muhafazakâr (!) olarak tanımlayan bir parti iktidarında yaşanıyor.
xxx
Dindarlık ve muhafazakârlık üzerine söyleyecek çok şeyim olmayabilir ama bir küçük hatırlatmayı yapmadan geçemeyeceğim, dindar ve muhafazakâr birinin olmaz ise olmaz hasleti “haddini bilmektir”, had bilmeyi kıymetli bilmesidir.
Geçen hafta Artı Gerçek sitesinde gördüm, rahmetli Necmettin Erbakan’ın oğlu, galiba da tek vasfı bu, Fransız düşünür, yazar Simone de Beauvoir için “bu feminist yazar biseksüel bir erkek” ifadesini kullanmış.
Fatih Erbakan’ın hiç girmemesi gereken bu alana böyle balıklama dalmasının nedeni İstanbul Sözleşmesi ve bu sözleşmede refere edilen “toplumsal cinsiyet” kavramı muhtemelen.
Biraz yukarıda belirttim, dindar ve muhafazakâr olmanın olmaz ise olmazı haddini bilmektir, kullandığı bu ifade ile Fatih Erbakan bu özelliğin çok uzağında olduğunu ortaya koymuştur.
Simone de Beauvoir’ın cinsel tercihlerinin Fatih Erbakan’ı neden ilgilendirdiğini anlamam kolay değil doğrusu.
Beauvoir’ın kullandığı feminizm terminolojisi, varoluşçuluk üzerine falan söyleyecek bir iki kelimesi var ise, çok kuşkuluyum, buyurabilir.
CV’sine bir göz attım Fatih Bey’in, bir doktorası var (mühendislik galiba) ve siyasete atılmış.
Bu kariyer rahmetli babasının kariyerine benziyor biraz ama ne doktoranın kıymeti ne de siyasi başarıları galiba Necmettin Erbakan’ın düzeyine pek erişemiyor; özellikle de doktorası galiba.
Zaten bilimsel düzeyde yetkin, siyaseten başarılı biri Jean Paul Sartre’ın sevgilisi Beauvoir için çok anlamsız bir bağlamda böyle bir ifade kullanır mı?
Jean Paul Sartre öldüğü zaman Paris’te idim ve biraz da sosyal bir merak ile cenazeye katıldım ve izledim; dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Valery Giscard d’Estaing, sağcı bir Cumhurbaşkanı, Sartre’ın tabutu önünde saygı duruşuna katıldı.
Cumhurbaşkanına Sartre’ın (Komünist Parti eski üyesi) cenazesine neden katıldığı sorusuna d’Estaing aynen şöyle demiştir: “Sartre, c’est La France” (Sartre Fransa’dır).
Muhafazakâr olmak böyle bir şey olsa gerek, bizim sözde muhafazakârlara bir hatırlatma.
Benim naçiz görüşüm dindarlık ve muhafazakârlık seviyesi bir kuşaktan ötekine, bilimsel seviye gibi aynen, biraz irtifa kaybetmiş örneğimizde galiba.
Dindarlık ve muhafazakârlık seviyelerindeki azalmaya ilişkin bu nokta görüşüm galiba ve maalesef Türkiye genelinde kendine dindar ve muhafazakâr diyenler için de fazlasıyla geçerli.
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.08.2025
1.08.2025
23.07.2025
19.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
1.07.2025
15.06.2025
3.06.2025
30.05.2025