Eser KARAKAŞ
Neresi doğru ya da olumlu ki diye de sorabilirsiniz ama yine de detaylar önemli.
Bugünkü yazımda iki farklı konuya değineceğim.
Birincisi tarımdaki istihdam artışı.
İkincisi ise kamu bankalarının ellerinde bulundurdukları hazine kağıtlarının (tahvil) miktar ve oranının büyük bir hızla artışı.
Birinci konuyu yani tarımdaki istihdam artışını (Kaynak TÜİK) duyduğunuzda “bunun neresi olumsuz” diye aklınıza bir soru takılabilir ama Vehbi’nin kerrakesi tam da öyle değil.
“Vehbi’nin kerrakesi” sözünün hikayesi ilginçtir, meraklılarına araştırmalarını öneririm.
Nisan 2021 ve Nisan 2020 arasında tarımsal istihdamda 255 bin kişilik artış var.
Ekonomik kriz dönemlerinde tarımsal istihdam en sorunlu alanı oluşturuyor.
Kriz dönemlerinde tarımsal istihdam işsizliği düşük gösterirken, büyüme dönemlerinde ise gerçek toplam istihdam artışını yansıtmıyor.
Kriz döneminde tarım dışı istihdam düşüyor, işini kaybeden kişinin şayet tarım kesiminde ailesi varsa yanına sığınıyor, sabahları aile ile birlikte tarlaya çıkılıyor ama toplam üretimde bir artış yok yani gizli işsizlik; TÜİK anketine ise bu kişi son bir haftada çalıştım diye yanıt veriyor oysa tipik bir gizli işsiz ama tarımsal istihdam yükselmiş görünüyor.
Büyüme geri döndüğünde ise aynı kişi ailesinin yanından tarım dışı kesimde eski istihdam alanına dönüyor, yeniden gerçek üretime dönüyor ama istihdam istatistiklerinde sanki tarımsal istihdamdan tarım dışına bir kayma gibi görünüyor yani istihdam artışı görülmüyor.
Tarımsal istihdam artışı görüntüsü gerçek işsizliği saklayan bir faktör.
Tarımda bunun dışında da bir büyük gizli işsizlik potansiyeli daha var.
Türkiye ve Fransa, her iki ülke de senede yaklaşık yetmiş milyar avroluk tarımsal üretim yapıyorlar, Türkiye bunu beş milyon tarımsal istihdam ile Fransa da altı yüz bin kişilik istihdam ile gerçekleştiriyor.
Tamam, Fransa’nın tarımsal üretimi içinde çok yüksek katma değerli mallar var, konyak gibi, şarap gibi, istiridye gibi ama bu farkı bu katma değer meselesi ile açıklayabilir miyiz, emin değilim.
İkinci mesele kamu bankalarının ellerinde tuttukları hazine kağıtları.
2017 senesinde kamu bankaları 102 milyar TL hazine tahvili ellerinde tutarken (toplamın yüzde 18’i) her sene muntazam bir artış ile 2021 Nisan ayı sonu itibariyle kamu bankalarının ellerinde tuttukları hazine tahvil stoku 456 milyar TL’ye ve toplamın artık yüzde 36.4’sına geliyor.
Anlaşılan kamu bankaları bir yüksek otorite (!) tarafından hazine kağıtlarını almak için görevlendirilmiş bulunuyor.
Bankalara ve dahi kamu bankalarına bu tür görevler vermek çok tehlikeli.
Hoş, kamu bankaları ülkemizde başka ne gibi işlere bulaşmışlar, durum ortada.
Demirbank hikayesini unutmayın.
Demirbank’a da, üstelik bir özel banka, siyasi otorite hazine kağıtlarına talep olsun diye hazine kağıdı alma görevi veriyor, bankanın bilançosunda hazine kağıtları anormal boyutlara çıkıyor.
Finans teorisinde malum bir denklem var, tahvil fiyatı ile faiz oranı arasında ters ilişki mevcut, faiz oranı artarsa tahvil fiyatı düşüyor çünkü faizler artınca elinde sabit faizli tahvil tutanlar bu kağıtlardan kaçıp yüksek faizli kağıtlara dönmek istiyorlar ve kağıtlar çöküyor, çöpe dönüyor.
Demirbank’ın başına da bu geldi.
Bugün gelinen noktada Merkez Bankası'nın elinde artık kurları döviz satarak baskılayacak kaynağı yok, tek silahı faiz.
Ama faizler daha da artarsa kamu bankalarının tümünün başına Demirbank’ın başına gelenler gelecektir bankacılık hukuki çerçevesi dahilinde.
Bizden naçiz bir uyarı.
Kamu bankalarına Demirbank gibi el konmaz ama bankacılık bankacılıktır, birileri mutlaka bedeli ödeyecektir, kamu bankalarında bedeli de vergi mükellefi ödeyecektir.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
28.10.2025
23.10.2025
14.10.2025
8.10.2025
23.09.2025
8.09.2025
1.09.2025
29.08.2025
25.08.2025