Etyen MAHÇUPYAN
Öcalan’ın hareket alanını genişletmekte olan görüşmeler, Kürt meselesinin nihayet ülke bütünlüğünü koruyarak ve barışçı yöntemle çözülme ihtimalini ortaya çıkardı.
Bu inisiyatifin AKP tarafından aranması ve zorlanması şaşırtıcı değil. Daha önce defalarca yazdığım gibi, Kürt meselesini çözebilmek için Türk kimliğine mesafe alabilmek gerekiyor. Bunu becerebilmek ise özgüven aşılayan bir başka kimliğe yaslanmakla mümkün ve bu topraklarda söz konusu niteliğe sahip tek kimlik Müslümanlık… Dolayısıyla başlıktaki sorunun cevabı AKP ama bu potansiyel iradenin ardındaki esas dinamik İslami kesimin yaşamakta olduğu değişim. Aksi halde bugün Kürt kimliğine ve Kürtlerin haklarına farklı bir gözle bakılması en azından sosyolojik olarak mümkün olmazdı.
Gelinen noktayı anlamak ve AKP’nin Kürt meselesini çözüm yolunda ne tür muhtemel risklerle veya desteklerle karşılaşabileceğini öngörmek açısından, TESEV saha çalışmasının Kürt meselesini ilgilendiren sorularına bakmakta yarar var. Önce kültürel bir temel hakkı ilgilendirdiği ve daha az siyasi olabileceği varsayımıyla Kürtçenin alanını görmeye çalışalım. Konda’nın yürüttüğü çalışmada resmi dilin ve eğitim dilinin ne olması gerektiği soruldu. Şıklar basit olarak ‘sadece Türkçe’ ve ‘diğer diller olabilir’ şeklindeydi. Resmi dil konusunda tüm siyasi kimlik grupları ‘sadece Türkçe’ derken, demokratlar dışında hepsi aynı cevabı eğitim dili sorusuna da verdiler. Kısacası toplumun geneline bakıldığında Kürt meselesinin ‘kültürel’ denebilecek bir alanında bile çok umut verici bir tablo yok. Ancak detaya inildiğinde çok kritik bir detayla karşılaşıyoruz: Diğer dillerden biri resmi dil olabilir diyen milliyetçiler, muhafazakarlar ve Atatürkçüler birbirine yakın ve ortalama yüzde 8 civarında iken, İslamcılarda bu oran yüzde 24. Diğer dillerden biri eğitim dili olabilir diyen milliyetçiler, muhafazakarlar ve Atatürkçüler de yine birbirine yakın ve ortalama yüzde 19. Oysa İslamcıların cevabı yüzde 36,5 seviyesinde. Kısacası bu alanda demokratik bir açılımı destekleyecekleri aşikar olan ancak sosyolojik olarak çok ufak kalan demokratları dışarda bırakırsak, Kürt meselesinde çözüme gitmeyi meşru kılacak tek taban İslamcılar.
Eğer Kürt meselesinde çözüm yoluna toplumsal destek aranacaksa, bunun ilk etapta İslamcılar/demokratlar tarafından sağlanacağı anlaşılıyor. Ama bu koalisyon toplumun sadece 24,5’i. Acaba söz konusu süreçte muhafazakarların AKP şemsiyesinin gücü sayesinde bu koalisyonla bütünleştirilmesi mümkün mü? Saha çalışması bunun sınırlı kalacağına dair uyarı mesajı vermekte. Ancak iktidar açısından beklenmedik bir başka potansiyelin de kapısını açıyor.
Bunu irdelemek üzere daha ‘siyasi’ duran iki soruya bakalım. Barajın en fazla yüzde 4 olmasına daha ziyade ‘doğru’ cevabı vermiş olan iki siyasi kimlik var: İslamcılar ve demokratlar. Ancak daha ilginci İslamcıların ‘doğru’ cevabı ile Atatürkçülerinki çok yakın (sırasıyla yüzde 37,5 ve 38,5). Oysa muhafazakarların bu şıkka verdikleri destek sadece yüzde 20,5. Öte yandan yüzde 4’lük barajın ‘yanlış’ olduğunu beyan eden İslamcıların oranı yüzde 34,5 iken, bu rakam muhafazakarlar ve milliyetçilerde ortak olarak yüzde 50,5’i buluyor. Atatürkçüler ise ikisinin arasında yer alıyorlar (yüzde 41). Diğer bir deyişle eğer baraj sorusu Kürt meselesinde yapılması gereken reformların sembolik temsilcisi gibi ele alınabilirse, bu yolda AKP’nin kendi içinde sorun yaşaması ama buna karşılık laik cenahtan beklemediği bir destek alabilmesi mümkün. Belki Kılıçdaroğlu’nun AKP’ye ‘yeni kredi’ açtıklarını beyan etmesinin ardında kendi tabanıyla ilgili bu hassasiyetin farkında olması yatıyor.
Ama bu önermeyi, araştırmada kullanılan ve daha da siyasi olan bir başka soru üzerinden sınamakta yarar var. Soru yerel yönetimlerin vergi koyup koyamayacağıdır… Bunun birçoklarının zihninde bir tür özerkliği ima ettiğini biliyoruz. Yerel yönetimlerin vergi koymasını daha ziyade doğru bulan tek kimlik demokratlar (yüzde 42,5). Ama onun ardından İslamcılar (yüzde 37,5) ve hemen sonrasında da Atatürkçüler geliyor (yüzde 34,5). Buna karşılık milliyetçiler yüzde 29,5, muhafazakarlar ise yüzde 27 oranında bu şıkka destek veriyorlar. Yani yukardaki kanaat teyid ediliyor…
Kürt meselesini en fazla çözmek isteyenler demokratlar ama çözebilecek olanlar İslamcılar. İktidarda olmaları muhafazakarların bir bölümünü elde tutmayı sağlayabilir, doğru bir üslup ise Atatürkçülerin bir bölümünü çözümün parçası yapabilir. Bu da yeni bir cumhuriyete yumuşak geçişi mümkün kılar.
Yazarlar
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilTürkiye neden sanayileşemiyor: Sermayenin, güvenin ve kurumların zayıflığı öyküsü 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSuriye bir kere daha çözümü bozabilir mi? 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTElveda Lenin ve Düzce Belediyesi… 10.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasSokak çeteleri devlet kurumlarına karşı 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalHay'at Tahrir el-Şam'ın Evrimi ve Suriye'nin Geleceği 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanMüslüman dünyada yeni bir fıkhi yaklaşımın önü açılabilir mi? 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞAYM BAŞKANI AĞLIYORSA… 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNStratejik illüzyon! 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBağımlı finansallaşmanın anatomisi ve Türkiye’nin bitmeyen kırılganlığı 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTahmin ediyordum, artık netleşiyor galiba (Transfermarkt, karapara) 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEÇıkış yolu 8.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünMonroe Doktrini gibi bir Trump Doktrini… 7.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
25.10.2025
25.10.2025
15.03.2025
20.02.2025
15.10.2024
24.09.2024
19.09.2024
10.09.2024
2.09.2024
13.04.2024