Fehim TAŞTEKİN
Kürdistan’da çakılan helikopter bölgenin Kürtlerle ilgili çelişkisine dair ne varsa bir kez daha ortaya serdi.
15 Mart’ta Duhok’un 40 km kuzeybatısında Çemankê nahiyesine bağlı Berkiyat köyünde düşen Eurocopter AS350 tipi helikopter, Rojava’daki Terörle Mücadele Güçleri’ne (YAT) bağlı askerleri taşıyordu.
Türkiye, Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) destek veren ABD’ye çakmak için fırsatı kaçırmadı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar "PKK/YPG destekçileri, teröristlere helikopter vererek bir kez daha suçüstü yakalandı" diye iğneledi.
Eleştirinin muhatabı IŞİD’e Karşı Uluslararası Koalisyon, helikopter ya da uçuşla ilgilerinin olmadığını savundu. Pentagon Sözcüsü Tuğgeneral Patrick Ryder da “ABD, SDG’ye helikopter temin ediyor mu” sorusuna "Bildiğim kadarıyla hayır" yanıtını verdi.
İç siyasi gerilimin sürdüğü Irak Kürdistan bölgesinde partiler helikopteri kavganın ortasına taşıdı.
Türkiye ile siyasi, ekonomik ve güvenlik alanlarında işbirliğini büyüten Kürdistan Demokrat Partisi’nden (KDP) gelen açıklamalar, Kürdistan Yurtseverler Birliği’nin (KYB) PKK ve SDG ile ilişkilerini hedefe koyuyordu.
İlk açıklamayı yapan Duhok Valisi Ali Teter ölenlerin yedisinin PKK’li olduğunu, düşen helikoptere eşlik eden ikinci helikopterin Suriye sınırına doğru izini kaybettirdiğini söyledi.
KDP’nin kontrolündeki Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi, Uluslararası Koalisyon, Irak hükümeti ve Türkiye’nin helikopterin kendilerine ait olmadığı bilgisini Erbil’le paylaştığını duyurdu.
17 Mart’ta Suriye Demokratik Güçleri (SDG), IŞİD’le mücadele kapsamında güvenlik ve askeri deneyimlerini paylaşmak için Süleymaniye’ye giden iki helikopterin kötü hava koşullarından dolayı düştüğünü ve YAT mensubu 9 kişinin öldüğünü açıkladı. Tartışmanın yönü hızla değişti.
KDP yasadışı uçuş suçlaması eşliğinde helikopterlerin KYB tarafından temin edildiği üzerinde durmaya başladı.
Başbakan Mesrur Barzani 18 Mart’ta yabancı konuklar için düzenlenen Newroz resepsiyonunda şunları söyledi:
“Güvenlik ve istihbarat kurumlarımız bir helikopterin düştüğünü teyit etti, ikinci bir helikopterin düştüğüne dair bilgimiz yok. Bu iki helikopter aslında KYB içindeki bir grup tarafından satın alındı ama nasıl SDG’nin eline geçtiğini bilmiyoruz. Federal hükümet ve Uluslararası Koalisyon’la birlikte çalışarak daha fazla soruşturma yürüteceğiz ve bu iki helikopterin neden ruhsatsız olarak burada uçtuğunu ortaya çıkaracağız."
Kürdistan Bölgesi Güvenlik Konseyi de “Süleymaniye’deki bir taraf, gizli ve gayriresmi bir şekilde DSG ile PKK ilişkilerinde aracılık yapmış ve birçok kez farklı yardımlarda bulunmuştur” açıklamasını yaptı.
KYB’nin yardımları sır değil de SDG’nin PKK ile ilişkisinde neden bir aracıya ihtiyaç duyduğu pek anlaşılmıyor. ABD’nin PKK’ye mesaj vermek için SDG ve KYB’yi kanal olarak kullandığı söylense gerçeğin üzerinden geçmiş olabilirler.
Middle East Eye, Türk kaynaklara dayanarak toplam dört helikopterin ABD tarafından yerel bir şirket aracılığıyla kiralandığını, bunların daha sonra KYB'ye verildiğini, Irak ve Suriye’de uçuşların Amerikan tarafının bilgisi dahilinde yapıldığını ve Ankara’nın bunları izleyebildiğini iddia etti.
Suçlanan tarafa gelirsek; IŞİD’e karşı Musul operasyonu sırasında ABD ile yakın çalışmış olan KYB resmi olarak inkâr ya da teyit edici bir pozisyona düşmeden SDG’yle dayanışma yolunu seçti. KYB lideri Bafıl Talabani kazada ölen YAT Komutanı Şervan Kobani ile fotoğrafını paylaşıp başsağlığı diledi. YAT’ın IŞİD’e karşı savaştaki rolünü övdü. Mesajla yetinmeyip 22 Mart’ta ölenlerle ilgili Kamışlı’da düzenlenen törene Terörle Mücadele Komutanı Vahab Halepçe ve yardımcılarını gönderdi. KYB Politbüro Üyesi Stran Abdullah, Rojava’ya yardımlardan şeref duyduklarını belirtip KDP’ye meydan okudu.
KYB ile SDG arasındaki işbirliğinin helikopter olayından zarar göreceğini öngörenler vardı. Fakat şimdilik eğilim aksi yönde.
Talabani hem ciddi bir liderlik krizi atlatan KYB içinde hakimiyetini sağlamlaştırmak hem de KDP’ye karşı elini güçlendirmek için dikkat çekici manevralar yapıyor. Bir taraftan SDG’yle dayanışma yoluna giderek Kürt denklemini lehine bozmaya çalışıyor. Diğer taraftan Bağdat’taki aktörlerle temaslarını artırıyor. Al Arab’a göre KYB’de liderliği paylaştığı Lahor Şeyh Cengi’yi tasfiye ettikten sonra 100’ü Bağdat’ta olmak üzere Iraklı aktörlerle 140 toplantı gerçekleştirdi.
KYB lideri geçen aralıkta Amerikalı komutan Matthew W. McFarlane ile birlikte Haseke'ye gidip SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi dahil özerk yönetimin lider kadrosuyla görüşmüştü.
Konuştuğum Suriyeli Kürt kaynaklara göre helikopterler IŞİD’le savaş çerçevesinde ulaşım amacıyla edinildi. Bu helikopterler zaman zaman yabancı konuklar ve yaralı askerlerin transferlerinde de kullanılıyor. Ancak tüm operasyonlar Amerikan güçlerinin bilgisi dahilinde yürütülüyor. Düşen helikopterler de Süleymaniye’deki eğitim programı çerçevesinde YAT personelini taşıyordu. Helikopterlerin güzergahını belirleyen de Amerikalılardı.
Bu bilgi işleyişi anlatması açısından önemli. Neden Musul güzergâhı değil de Türkiye’nin askeri operasyonlarına açık bir bölgeden gittikleri sorusu hâlâ yanıtsız.
Hava koşullarının uçuşa elverişli olmadığı teyit edilse de helikopterin düşürülüp düşürülmediğine dair soru işaretleri var. Ancak Türkiye’nin uçuşları izliyor olmasının arz ettiği riske karşın rotayı ABD’nin belirlemesinin sunduğu bir güvence de sözkonusu.
İkinci helikoptere ne oldu? YAT dışında yolcu var mıydı? Bu yolculuk Kandil-Rojava arasında bir mesajlaşma misyonunun parçası mıydı? Ya da Amerikalılardan Kandil’e bir mesaj mı götürülüyordu? Türkiye bu uçuştan ne kadar haberdardı? Seçim öncesi HDP’ye istikamet vermek için İmralı’da Abdullah Öcalan’a baskı yapan Erdoğan yönetiminin çabalarıyla ilgisi var mıydı? Soruları artırmak mümkün.
Aslında helikopterin gizemi etrafında dönen sorular Kürt sorunuyla ilgili tarafların yüzleştiği çıkmazlara da işaret ediyor.
- Suriye tarafında 9 YAT savaşçısının cenaze töreni Türkiye’nin askeri harekatlarla bitirmeye çalıştığı Kürt hareketinin daha güçlü ve daha organize hale geldiğini gösteriyor.
- Irak tarafında Pençe operasyonlar dizisinin PKK’yi çok zorladığı doğru ama sahadaki durum hedeflendiği ya da kamuoyuna sunulduğu kadar değişmedi. Gare fiyaskosu bir kenara toplamda Ankara’nın sunabileceği askeri bir başarı yok.
- Bütün baskılara rağmen Rojava ile Irak Kürdistan’ı arasındaki ilişkiler kesilemedi. KDP’yi Ankara’nın askeri seçeneğine göre hizaya getiren askeri-siyasi-istihbari müdahaleler Kürdistan’daki diğer siyasi bileşenler üzerinde aynı sonucu vermedi. Bu baskılar KDP-KYB çelişkisini daha fazla büyüttü. Kürdistan siyasi varlığı tehlikeye sokuldu. KDP, Rojava’ya abluka dahil pek çok önleme eşlik etti. Fakat KYB’nin Rojava’ya yardım kanalları açması engellenemedi. Kürdistani diğer partilerin tutumu da KDP ile aynı değil.
- Hulusi Akar aralıktaki bütçe görüşmeleri sırasında “24 Temmuz 2015’ten bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyinde toplam 37 bin, bu yılın (2022) başından itibaren ise 4 bin civarında terörist etkisiz hale getirilmiştir” demişti. Bu rakamların gerçek olduğunu düşünenler için anlatılacak fazla bir şey yok. Fakat devlet içinde bazı unsurların çıkmazı kabullendiği kulis bilgisi olarak kulağımıza geliyor. Bu yolun yol olmadığı, müzakare seçeneğine dönülmesi gerektiği, siyasi hesaplarla askeri operasyonların ülkeyi çıkmaza soktuğu, devlet yapısının tehlikeli boyutlarda dağıldığı ve artık bir restorasyona ihtiyaç duyulduğu yönünde fikirler uç veriyor. Hatta iddia o ki İYİ Parti lideri Meral Akşener’i Altılı Masa’ya döndüren, Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına kerhen rıza gösteren ve HDP’ye karşı rezervi kaldıran tercihlerde de bu tartışmaların payı var.
Şubatta öngörülen yeni askeri harekâta komuta kademesinde ‘seçim yatırımı’ diye karşı çıkanlar olduğu da öne sürülüyor. Tabii bütün planlamayı alt üst eden şey depremdi.
- İmralı üzerinde kurulan baskı ve manipülasyonla Kürt seçmenin iradesini ipotek altına alma hesapları çalışmıyor. Kürtler arasında paylaşılan bir öngörüye göre ocaktan önce Öcalan’a ciddi bir açılımla gidilseydi durum farklı olabilirdi. Ne var ki artık kimse Erdoğan’ın oyununa ortak olmak istemiyor. Öcalan’dan 2018’deki gibi ‘hileli’ bir mektup beklenmiyor ama ola ki bir mesaj çıkarıldı: Bunun Erdoğan’ı gönderme konusundaki iradeyi değiştirmeyeceği söyleniyor. Zaten HDP de rotasını belirledi.
- Bu meselenin dış çerçevesi de önemli: Yaklaşık iki yıldır ABD ve İngiltere SDG üzerinden PKK’ye ateşkes ilan edilmesi yönünde mesajlar gönderiyordu. Kandil buna Türkiye savaşı sürdürürken çatışmasızlığa geçmenin imkânsız olduğu yanıtını veriyordu. Fakat deprem felaketinin ardından PKK çatışmasızlık ilan etti. Bu seçim sürecine ilişkin taktiksel bir tercihi de yansıtıyor. Kürt tarafında barışa dair sözlerin Washington ve Londra’da ilgiyle izlendiğini biliyoruz. Beyaz Saray’daki Newroz kutlamasında İran’ı hedef alan ama PKK’den çıkma “Jin, Jiyan, Azadi” sloganı yankılandı. Başkan Joe Biden’ın davetlileri arasında Demokratik Suriye Meclisi’nin (MSD) temsilcisi Sinem Muhammed de vardı.
Kürtlerle nasıl bir yol alınacağı artık Türkiye’nin dış ilişkilerini belirleyen önemli bir parametre. Çatışma mı, barış mı? Erdoğan’ı göndermek isteyen muhalefet bloku hangisine oynuyor? Pek çok başkentte artık bu sorunun yanıtına bakılıyor.
Hasılı kelam ABD’nin helikopterle ilişkisini inkâr etmesi Kürtlerle kurulan denklemi değiştirmiyor. Gizemi ne olursa olsun helikopter Kürt’ün Kürt’le olan çelişkisine, ABD’nin NATO müttefiki Türkiye ile olan açmazlarına, bütün azametine rağmen askeri yolun çözümsüzlüğüne dair bir şeyler söylüyor. Anlayana...
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025
25.09.2025
15.09.2025
9.09.2025
1.09.2025
26.08.2025