Ferhat KENTEL
Yiğit Özgür Uykusuz dergisinde gene nefis bir karikatür çizmiş. Sayfanın tepesinde görülebileceği gibi, karikatürdeki adamımızın (anlaşılan “sosyolog” !) sıkıntılı bir vaziyette ettiği lâf, “Bazen sosyolojik analiz yapasım geliyor, bazen de kaka… Ekseriyetle kaka…”, şu günlerdeki ruh halime tam denk düşüyor.
Gezi olayları sırasında hiçbir yerde yazmıyordum ve anlaşılan Serbestiyet’te yazmaya başlayıncaya kadar içimde epey “analiz” birikmiş! Gezi etrafında dönen saçma sapan tartışmalar (“eski Türkiye”, “karşı-devrim”, “komplo” vs.) karşısında bu analizler, gecikmeli de olsa –biraz- “öfkeye” paketlenmiş olarak Serbestiyet’e taştılar.
Gezi hakkında yazacaklarım bitmedi (birileri bundan hiç hoşlanmıyor ama aklımdan ve elimden yazmamak gelmiyor, kusura bakmasınlar). Tabii ki, benim yazmam ya da yazmamam önemli değil; Gezi daha çok uzun konuşulacak. Çünkü taşıdığı anlamlar öyle bir-iki aklı evvelin “âbi, anladım ben bu işi!” demeleriyle tüketilebilecek gibi değil.
Ama Serbestiyet’te yazmaya başladığımdan beri, özellikle şu “cemaat-AKP çatışması” gibi görünen olaylar zinciri vesilesiyle Türkiye’de hayat, daha doğrusu siyasal hayat öyle bir yerlere savruldu ki, yavaş yavaş benim öfkem yerini garip ve gereksiz bir şekilde sükûnete bıraktı. Pencereden dışarı bakıp, “analiz yerine ekseriyetle kaka”dan yana tercih kullanan adam gibi yani…
Ne oldu, nasıl oldu? Derin ilişkiler hakkında çok şey bilenlerin, ortalıkta uçuşan söylem kavgalarından taraf seçebilenlerin yarattığı toz dumana fazla aldırmazsanız, öyle görünüyor ki, bütün hatlarıyla, içindeki karanlık odalar da dahil olmak üzere devlet çırılçıplak…
Düşünsenize her şey ortalıkta… Yolsuzluk; gizli saklı ambargoyu delme hikâyeleri; durdurulan devlet TIR’ları, TIR’ları durduran başka devlet kuvvetleri; başbakanlarını istifaya davet eden bakanlar, üstelik ekonominin motor gücü olan inşaatçılığın kalfası konumundaki bir bakanın -nedense- hasır altı edilen konuşması; Fethullah Gülen gibi şimdiye kadar mülayim ve duygusal görünen bir adamın ekranlardan taşan öfkesi, beddualar, soruşturma yapan savcılar, savcıları engelleyen güvenlik birimleri; bu savcıların daha önce Ergenekon, Balyoz vb. “eski rejimin” / vesayetin tasfiyesinde rol oynamış olmaları; TSK’ya kumpas; düne kadar yüze binbeşyüz desteklenen Ergenekon, Balyoz davalarında “aa, hata olmuş galiba!” durumları; polise müdahale, “söz dinlemeyen polis”, “yargıya müdahale”, “yürütmeye müdahale”; savaşan “komplo” teorileri, kutuplaştırma yaratmaya çalışan “komplolar” ve “komplo”dan dem vuranların ve rakiplerinin amansız savaşları ve karşılıklı kutuplaştırma çabaları eşliğinde komplonun parçası olmaları… Düne karşı birlikte hareket edenlerin, birbirlerinin sırtlarını sıvazlayanların bugün birbirlerini bir kaşık suda boğacak hale gelmeleri… “Dün”ün işbirliği ve ortaklığının bir anda havaya savrulması…
Tamam, “devlet içinde tabii ki devlet olmaz.”
Yani ortalıkta bol bol güçler ayrılığı falan gibi laflar dolaşıyor. Yok, yargı yürütmeye darbe yapmış, yok Erdoğan yargıya darbe yapmış… Sanki devlet bu tertemiz “yasama”, “yürütme” ve “yargı” erklerinin kitabına uyarmış gibi… Devlet dediğiniz şey bol miktarda “bel altı” darbelerin serbest olduğu bir savaş alanıdır.
Bu “yasama-yürütme-yargı” tekerlemesi yurttaşlık bilgisi dersindeki kulağa hoş geliyor da… Devlet zaten, içinde devlet gibi olmaya çabalayan, devleti ele geçirmeye çalışan bir sürü gücün savaş alanıdır. Dün nasıl darbeciler, istihbaratçılar, işadamları, vatan için olduğunu söyledikleri kurşunları atan katiller, lobiler, inşaat, enerji, medya patronları… bunların hepsi devletin ta kendisidir. Türkiye’de muhafazakârı, sağcısı, İslamcısı, Alevisi, sosyal demokratıyla, hükümetlerin de her zaman polise, bürokrasinin diğer köşe bucağına adam sokma çabaları; sınavları kendi adamlarının girebilmeleri için tasarlamaları tam da devletin içindeki “devlet” olma çabalarına işaret eder. Devlet işte bu güç ilişkilerinin yansıdığı bir denge halidir.
Ama işte öyle görünüyor ki, yaşadığımız günlerde çoğunlukla adeta gizli bir anlaşmayla görünmez kılınan ve ağır âbilerin “devlet sorumluluğu”, “tuğlayı çekersem herkes duvarın altında kalır”, “sırlarım benle beraber mezara gidecek” türünden mavralarının artık çok fazla cilalanacak tarafı kalmadı ve bu denge hali darmadağın oldu.
Bu işte kim suçlu? Devlet içinde devlet olanlar mı? Peki hangisi? Fethullah Gülen Cemaati mi? Onların ön plana çıkıyor olması en güçlü olanlar olmalarından mı kaynaklanıyor? Peki diğerleri? Peki, bütün bu “güçler savaşı” nasıl açığa çıktı? Ya da nasıl bu kadar ağır bir şekilde provoke oldu ve de gizlilik falan kalmadı ortalıkta?
Bu işte kim suçlu? Görmediğimiz, gizli saklı koridorlarda devlet olmaya çalışanlar mı? Onlar yurttaşlık bilgisindeki tanımı bozdukları için, yurttaşlık bilgisine göre suçlu olabilirler ama sosyolojik olarak sadece diğerleri gibi toplumsal ve siyasal güçlerdir. Bu güçlere karşı demokratik alternatifi yükseltecek, devleti demokratik bir yapıya çekecek olan hükümet değil midir?
Yani devlet içindeki bir yapı KCK tutuklamalarıyla “Kürt barışını bozuyorsa”, hükümet bunu desteklemek değil, engellemek zorunda değil midir? Reklamı uzattığı için RTÜK tarafından ceza verilen Samanyolu TV’de ırkçı propaganda eşliğinde, kamuoyunda “nefret söylemi”ni geliştirerek derin mesajlar veren “Şefkat Tepe” adlı dizi sadece “fikir ve ifade özgürlüğü” adına gösterilmeye devam ediyorsa bir sorun var mıdır, yoksa bu tür diziler Kürt sorununa karşı “milliyetçi” ittifaklar için gerekli mi görülür?
Türkiye toplumunun son yıllarda en önemli demokratikleşme potansiyelini taşıyan Gezi hareketini çığırından çıkaran, Gezi’ye karşı kutup inşa etmeyi kurtuluş olarak gören hükümet değil midir? “Eski rejimin ayaklanması / komplosu” söylemlerinin arkasına saklanmak yerine; gerçekten “modern” devlet gibi davranmak mümkün değil miydi?
Evet, belli ki, birileri AKP’yi devirmek ve çok kötü ümüğüne basmak istiyor.
Evet, tabii ki, ne yapıp edip bu devirmeye karşı, bütün hırsızlıklara, yolsuzluklara rağmen demokrasiyi savunmak gerekiyor.
Tabii ki, bu dalaş içinde bir yerlerde ellerini ovuşturan ve darbe için fırsat kollayan birilerine karşı sivil siyaseti, bir gün sadece demokrasiyle bütün bu yolsuzların yollanabileceği fikrini savunmak gerekiyor.
Bütün bu durumun arkasından acaba “Çok kafa ütülediniz! Biraz kenara çekilin bakalım” demek üzere şimdilik vuruşları saymakta olan silahlı birilerine karşı savunmak gerekiyor.
Peki, devletin içine girmiş olan alternatif güçlerin “komplolarına” benzer bir komplonun parçası olmak zorunda mıydı “devletin gerçek sahibi” olan bir hükümet?
Alın işte durum tam da MebuseTekay’ın dediği gibi…
“Adalete güvenini kaybetmiş bir toplum ürkütücüdür”… Evet ama ürkütücü olmasının ötesinde durum öyle bir aşamada ki, bir zamanların şehirler arası terminallerindeki helalara benziyor.
http://serbestiyet.com/yurttaslik-bilgisi-dersinin-devleti-ve-ekseriyetle-kaka-1/
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020