Ferhat KENTEL
12 Eylül 1980 darbesi tabii ki, öncesinde yaptığı “şartları hazırlama operasyonları ve katliamları”, daha sonra ise işlediği cinayetleri, işkenceleri, sürgünleri, yasakları, kitap yakmaları ve daha pek çok marifetiyle birçok cehennem özelliğine sahipti. Ancak 12 Eylül’ü 12 Eylül yapan temel özellik insanı ve hayatla bağlantısını yok etme, yıldırma, ezme, aşağılama ve bir daha kafasını kaldıramaz, soru soramaz, sorgulayamaz, direnemez hale getirme çabasıydı. 12 Eylül’ün ve tezgâhlayıcılarının karanlık ruhlarında yeniden üreyen bu makineleşmiş takıntı kendilerinden önce de vardı; sonrasında da devam etti.
Ancak 12 Eylülcüler ve benzerleri hiçbir zaman muratlarına eremediler. Çünkü insanlar yaşadıkça, bazen mırıldanarak, bazen haykırarak, bazen çok sofistike, bazen ise alabildiğine basit kelimelerle hayatlarını konuşturuyorlar.
Bu “konuşma”nın kendisi, her zaman alternatifler üretiyor. Kendilerini efendi zanneden sınıflar, zümreler, üniformalılar, beyazlar ya da siyah derilerinin üzerine beyaz maske takmış olanlar tarafından hâkim kılınmaya çalışılan söylemler, dogmalar, ezberler ve ideolojiler de bu alternatiflere tahammül edemiyorlar.
Dönüp dolaşıp “komünizm”den, “bölücülük”ten, “şeriatçılık”tan ve bunlara karşı güçlendirilmesi gereken “güvenlik”ten, “asayiş”ten bahsediyorlar ve onların bu “güvenlik” dili adeta takıntılı ve bulaşıcı bir hastalığa dönüştü.
İşte bu yüzden bugün bu memlekette, Ö.S. bir çöp kutusuna bomba koyduğu iddiasıyla gözaltına alındı ve “terör örgütü üyesi” olmakla suçlandı. Onunla birlikte tutuklanan Rıdvan S’nin “olayla en ufak bir alakası yoktur” demesine rağmen, 15 yaşındaki Ö.S. 14 aydır hâlâ tutuklu... Ö.S. için tutuksuz yargılanma talebi, dava dosyası hakkında bilgi sahibi olan ve bu talebi kabul eden hâkimin yerine konu hakkında hiçbir bilgisi olmayan başka bir hâkimin girdiği 6 eylüldeki ilk duruşmada Erzurum Çocuk Mahkemesi tarafından reddedildi...
İşte bu yüzden bugün bu memlekette, Fatma Tokmak, başkalarının verdiği işkenceye dayalı birkaç ifade ve bir itirafçının ifadeleriyle yargılandı; gözaltında 2,5 yaşındaki oğlu Azat’la birlikte işkence gördü. Yakalandığı kalp hastalığıyla boğuşarak, 1996 yılından bu yana süren hukuksuz yargılama labirentleri içinde süründürüldü. Fatma Tokmak, cezaevi koşulları nedeniyle daha da ağırlaşan hastalığı nedeniyle infazının ertelenmesine ilişkin yapılan başvurulara rağmen Adli Tıp Kurumu’nun raporu hâlâ açıklanmadı...
İşte bu yüzden bugün bu memlekette, üniversite öğrencisi Cihan Kırmızıgül puşisi sebebiyle 18 aydır tutuklu bulunuyor. 21 şubatta İstanbul Çağlayan’da bir grubun molotofkokteylli eylemi sonunda, aynı saatlerde boynuna puşi takılı halde durakta otobüs beklerken, “eyleme katılmış olabileceği” gerekçesiyle gözaltına alındı, savcının tahliye talebine rağmen tutuklandı ve Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne gönderildi...
İşte bu yüzden bugün bu memlekette, Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) üyesi, Gazze için ruhunu ortaya koymuş olan Muhammed Cihad Saatçioğlu, “Kürt sorununu çözme iddiasıyla yapılan askerî operasyonların” durdurulması talebiyle 21 ağustos günü Taksim’de katıldığı basın açıklamasından sonra Terörle Mücadele Şubesi tarafından mahkeme çıkışında gözaltına alındı ve “PKK’nin gençlik örgütü üyeliğinden” tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildi...
İşte bu yüzden bugün bu memlekette, “istihdam”, “kalkınmaya hizmet” retorikleriyle Ergene Ovası’ndaki tarım alanlarını zehir akıtarak mahveden “sanayicilerin” açtığı belalara yenileri eklenmesin diye Gerze’de dayatılan termik santrale karşı köylülerin sularını korumak için sürdürdükleri direnişe jandarma, polis ve panzerlerle saldırıldı. Kimyasal gaz, tazyikli su, cop ve plastik mermiler kullanıldı; saldırıda kan aktı, onlarca köylü yaralandı, atılan gazlardan ormanda yangın çıktı...
İşte bu yüzden bugün bu memlekette, futbolcu Arda, ettiği o muhteşem barış sözlerinden sonra, “hizaya sokuldu”; yaptığı açıklamayı “düzeltti”.
Ve bu düzeltmeye bu memleket durumunu sarih bir şekilde özetleyen bir cümle ekledi: “Konuştuğum için ülkemden özür dilerim.Bir daha konuşmam, kimse konuşmasın. Böyle devam etsin. Sorumluluk almasın, herkes işine baksın.”
Evet, aynen öyle olmasını istedi 12 Eylül’ün içi kararmış, çürümüş ve bizim de içimizi çürütmeye çalışan ruhu... O ruh “güvenlik”le uğraşsın; biz de “kendi işimizle uğraşalım” diye... Ama bilmiyorlar ki, biz çevreyiz, adaletiz, bizzat hayatın kendisiyiz... Ve de “işimiz” bu!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Hüsran Yaşayanlar İçin Yaşasın Düşman!
9.07.2024 - “Min selamûn kalben li Filistin!”
16.04.2024 - Ayasofya’dan Ram tapınağına ihtişam ve erkeklik
5.02.2024 - Siyaset asla sadece siyaset değildir
12.07.2023 - Özgürlük mücadelesi ve devlet tapıncı…
24.01.2023 - Bağlılık savaşında duyguları yaratmak
26.11.2021 - 2021’de sivil toplumu yeniden düşünmek
2.05.2021 - İrrasyonel çağ – duygusal aidiyetler
16.04.2021 - Erkeklik ve din
10.10.2020 - On yıl sonra “yetmez ama evet”
9.09.2020
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
Ad Soyad Giriniz...
konjoktürüne uygun olarak tarihi ele alan yarı-cahil: Hilal Kaplan! acilen yazmayı bırakıp, kitap okumaya bilhassa da tarih ve felsefe kitapları okumaya koyulmalıdır. Hamakatın basın üzerinden süreklice gözümüze sokulması algıda onu gazeteciliğe özgü bir durum haline getirmektedir.