Gülay GÖKTÜRK
Pazartesi akşamı Habertürk'te taptaze bir tartışma izledim. Didem Yılmaz Aslan, Türkiye'nin Nabzı programında kapağı yeni açılan son derece önemli bir tartışmayı gündeme getirdi: Lice'deki son olaylardan hareketle, çoğulculaşan Kürt siyasetinin karşı karşıya olduğu sorunlar...
BDP'den AK Parti'ye ve Hüda-Par'a kadar konunun aşağı yukarı bütün tarafları oradaydı.
Hüda-Par temsilcisi daha çok konunun güncel yanı üzerinde duruyordu haklı olarak çünkü bu konuda mağdurdu. BDP'lilerin Lice'de seçim çalışması yapan Hüda-Par mensuplarına yönelik saldırısını anlatıyor; bunun tek saldırı olmadığını, benzeri olayların defalarca tekrarlandığını, bu olayların kamuoyuna yansıtıldığı gibi "karşılıklı saldırı" olmayıp, PKK'dan Hüda-Par'a yönelik tek taraflı saldırıların söz konusu olduğunu vurguluyor ve demokratik siyasetten yana olan herkesi şiddete karşı tutum almaya çağırıyordu.
Bu nokta, özellikle önümüzde uzanan seçim döneminin sağlıklı yaşanması açısından en acil noktaydı. Ne var ki ben, diğer tartışmacıların, Hüda-Par'ın somut ve haklı şikayetini yeterince dikkate aldıklarına tanık olmadım; daha ziyade bir geçiştirme söz konusuydu. Özellikle Demirtaş'ın son Lice olaylarıyla ilgili açıklamasına yöneltilen eleştiri cevapsız kaldı.
Görünen oydu ki, BDP yeni dönemde de PKK'nın bölgedeki prestijinden ve ağırlığında yararlanarak bölge halkı üzerindeki hegemonyasını sürdürmeye çalışıyor; bir başka deyişle Kürt siyasetindeki çoğulculaşma sürecine adapte olmakta zorlanıyordu.
Geçmiş deşilmeden...
Ama tartışma burada kalmadı, gerilere taa 90'lı yıllara kadar gitti. Ve ortaya çıktı ki, Kürt siyasetinin farklı aktörleri arasındaki ilişkilerin tarihi arka planı deşilmedikçe, bugün sağlıklı bir rekabet, sağlıklı bir siyaset platformu yaratmak çok zor.
İçinde PKK'nın, Hizbullah'ın, JİTEM'in, MİT'in, kimisinin adını yeni duyduğum birtakım cemaatlerin ve derin devletin bütün unsurlarının yer aldığı karanlık, kirli, karmakarışık ve acı dolu bir geçmiş bu... Hem iç infazlarla hem karşılıklı infazlarla, devletin manipülasyonlarıyla, gizli yapıların provokasyonlarıyla örülmüş bu geçmişle yüzleşmeden; içlerindeki acıları, öfkeleri ortaya dökmeden, nasıl olacak da bu siyasi akımlar aynı bölgede demokratik siyaset yapacak? Birbirinin çocuğunu-kardeşini öldürmüş, yıllarca birbirine kin beslemiş bu insanlar nasıl olacak da şimdi "centilmence" siyasi rekabete girecek?
Korkunç ihanetler, domuz bağlı cinayetler, oğlunu öldüren babalar, babalarını öldüren oğullar, işkenceli sorgular, dava arkadaşlarının birbirlerini arkadan vurması, devletin kah birinin kah ötekinin arkasına geçerek onları birbirine kırdırması, bütün bunlar öylesine derin yaralar açmış ki bölgede, "Hadi artık şiddeti bırakıp siyaset yapalım" demekle olmuyor.
Hakikatleri araştıralım derken
Ama öte yandan, "Hakikatleri Araştırma Komisyonları kuralım, her şeyi ortaya dökelim"demekle de olmuyor. Yanlış bir yöntemle ve yanlış bir ruh haliyle yapıldığı takdirde su yüzüne çıkan hakikatler, eski düşmanlıkların azıtarak su yüzüne çıkmasına, kabuk bağlamış yaraların deşilmesine de yol açılabilir. Beklenilen yüzleşme yapıcı değil yıkıcı bir rol oynayabilir.
Ben tartışmaya katılanların hiçbirinin, yüzleşme denen şeyin nasıl yapılacağını çok iyi bildikleri kanaatinde değilim. Hepsi de geçmişin yükünden kurtulmak istiyor ama bunun yolunu yordamını tam olarak kestiremiyordu.
Ama bu programın en önemli yanını Abdurrahman Kurt tartışmanın sonunda ortaya koydu:
"Dikkat ederseniz, burada konuştuğumuz şeyler Türkiye'de ilk defa bir televizyon programında konuşuluyor. Biz bunları şimdiye kadar sadece dar mahfillerde konuştuk. Şimdi ilk defa kamuoyunun önünde, onun hakemliğinde konuşuyoruz. Birkaç yıl önce bunu hayal bile edemezdik. Bu çok önemli bir başlangıçtır."
Ben de Kurt'a katılıyor, bu tip kapağı açılmamış konuların masaya yatırıldığı programların artmasını diliyorum.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.01.2016
8.02.2016
3.02.2016
31.12.2015
29.12.2015
27.12.2015
25.12.2015
22.12.2015
21.12.2015
18.12.2015