Gülay GÖKTÜRK
Fırsat bekliyorlarmış. Soma faciası ile birlikte, başka düşmanlıkların yanı sıra özel sektör düşmanlığında da bir patlama yaşanıyor; devletçilik hortluyor, yeniden göklere çıkarılıyor.
Eğer bu madenler özel sektöre devredilmeseymiş, bu kaza olmazmış...
Oysa devlet işletirken oldu benzeri kazalar. 1942'den sonra madenlerde meydana gelen 3000 ölüm devletçilik dönemindeydi.
Özelleştirmelerden sonra işverenin maliyeti nasıl olup da bu kadar indirdiği hesaplanırken iş güvenliği kalemlerinde yapılan tasarruflar konuşuluyor sürekli. Bunlar besbelli ki doğru ama unutmayalım ki özelleştirmenin getirdiği en büyük tasarruf bu kalemler değil. Ben zamanında Zonguldak'ta verilen rakamları hatırlıyorum. Yer üstünde çalışan işçi sayısının yeraltında çalışan ve doğrudan üretim yapan işçilerin sayısının neredeyse iki katına çıktığı günleri... Yerüstündeki bu aşırı şişme, şu ya da bu partinin veya bölge siyasetçilerinin "torpil alanı" haline gelmişti ve binlerce yarı işsiz, aşağıda ter dökenlerin sırtından maaş alıyordu.
Bu tablo devlet işletmelerinde gördüğümüz tipik hantallaşma ve verimsizlik tablosuydu ve bu işletmelerin zarar etmesinin de temel sebebiydi.
Şimdi, özelleştirmeden sonra, devlet iyi denetim yapamadığı için ya da ihale kanunumuz sakat olduğu için veya mevzuatta eksiklik olduğu için ya da sendika gerçek anlamda sendika olamadığı için karşılaştığımız bu tablonun faturasını özelleştirmeye kesmek ve yine o "devlet çiftliği"günlerine geri dönüşü savunmak dar görüşlülüğün daniskasıdır.
Geriye dönüş hayallerini bir yana bırakırsak, ciddi bir revizyon için asıl durulması gereken sorunlarımızı da görebiliriz.
Eser Karakaş, Star'daki yazısında asıl sorunu şöyle formüle ediyor: "Bu tablo, özel sektöre dayalı ama piyasa kavramına yani rekabete, standartlara, katı kurallara mesafeli bir sistemin sonucudur. (...) Özel sektöre, özel sektör patronlarına, girişimcilik kavramına çok sıcak bakan tüm siyasi iktidarlar, 1923'ten 2014'e kadar, aynı sıcak bakışı piyasa kavramından, bu kavramın kaçınılmaz gereklerinden esirgediler. Oysa özel sektör girişimciliğine dayalı bir siyasi/ekonomik modelde piyasa hem en etkin kaynak dağılım mekanizması (zenginlik üretme) hem de sisteme kural getirici, disiplin getirici, rekabet getirici bir unsurdur."
Taşeronluk meselesine gelince...
Taşeronluğun çalışma hayatında en büyük haksızlıkların yaşandığı; işçi sınıfının en mağdur kesiminin yer aldığı alan olduğu doğru. O yüzden de en acil reforma ihtiyaç duyulan alandır taşeronluk sistemi... Ama bu da bizi, taşeronluk sistemine prensipte karşı çıkma noktasına getirmemeli.
Özellikle devletin taşeron firma kullanması açısından...
Devletin gerçekleştirmek durumunda olduğu hizmetleri parçalara ayırıp her biri için özel sektörden hizmet satın alması, kendi kadrolarıyla, yani devleti şişirerek kendisinin yerine getirmesinden daha makuldür. Aynı şekilde, özel sektör kuruluşlarının da ana faaliyet alanları dışındaki işleri, bu konuda uzmanlaşmış başka firmalara taşeron olarak yaptırmayı tercih etmesi, hem şirket bazında hem de bütün ekonomi açısından daha rantabl, daha verimli bir çözüm olabilir.
Ne var ki, taşeronluk böyle işlemiyor Türkiye'de... Taşeronluğun ülkemizdeki işleyişini"sermayenin arsızlaşması" olarak tanımlayabiliriz.
Arsızlaşma, çünkü üretim içindeki işgücü maliyetini çağdaş endüstriyel ilişkiler biçiminin kabul edemeyeceği kadar düşük tutmaya çalışıyor. Taşeronluk sistemi de, iş yasalarının güvenceye aldığı işçi haklarını yok etmek için; yasaya karşı takiye yapmak için araç olarak kullanılıyor.
O yüzden de taşeronlaşma konusunda çok ciddi bir reform acil ihtiyaç olarak karşımızda duruyor.
Ama ne gariptir ki, her ağızlarını açtıklarında "taşeronlaşmaya hayır" diye bağırıp duranlar, şu anda hazırlanmakta olan taşeronluk yasasına en ufak bir ilgi göstermiyor; bu yasanın en iyi biçimde çıkması için hiçbir katkıda bulunmuyorlar.
Her zamanki gibi, "en keskin", "en solcu", "en radikal" tutumu alıp "hayır"dan başka bir şey demiyor; böylece farkında olmadan en pasif, en statükocu pozisyona düşmüş oluyorlar.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Başkanlık bu pespayeliği de ‘düzeltir’ mi?
10.01.2016 - Dokunulsun mu, dokunulmasın mı?
8.02.2016 - Yine aynı komisyon
3.02.2016 - 'Nişantaşı tepinirken ağlar Güneydoğu'
31.12.2015 - HDP kendisini kapattırmaya çalışıyor
29.12.2015 - Sadede gelelim
27.12.2015 - DTK çözüm hamlesi yapacakmış!
25.12.2015 - Washington-Moskova arasında
22.12.2015 - Kürt Paketi
21.12.2015 - Çözüm Masası’na dönülsün, diyenlere
18.12.2015
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
























































Ad Soyad Giriniz...
Duygularima tecuman olmussunuz. Tesekkurler.