Gülay GÖKTÜRK
Cumhurbaşkanlığı seçimine beş kala gelen yeni çözüm paketi CHP ve MHP’de ciddi bir paniğe sebep oldu.
Hani çıkmayan candan umut kesilmez derler ya, Kürt hareketinin AK Parti’yi desteklemeyeceğine dair az da olsa bir umutları vardı. Özellikle son zamanlarda HDP’ye iyiden iyiye hakim olan sol artığı kadrolara ve onların izledikleri AK Parti düşmanlığı siyasetine baktıkça, “neden olmasın” diye hayaller kurmalarını da yadırgamamak lazım. Neyse bu başka bir konu...
Şu anda ise tam bir hayal kırıklığı içinde bağır bağır bağırıyorlar: Bu paket kirli bir pazarlığın sonucudur; Kürtler’e verilmiş bir rüşvettir, gayrimeşrudur, vesaire...
Aslında eğer bu bir pazarlıksa, CHP’nin bu pazarlığı boşa çıkarması o kadar kolay ki... Tasarıyı desteklersiniz, böylece Kürt sorununu çözebilecek tek partinin AK Parti olmadığını somut olarak göstermiş olursunuz, böylece AK Parti’nin elinden de Kürt kartını alıverirsiniz, olur biter...
Zaten Kılıçdaroğlu da Diyarbakır’da yaptığı görüşmelerde sürecin yasal zemine oturtulmasını gerekli buluyorum dememiş miydi? CHP’li sözcüler her fırsatta “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Kürtler’in bizi desteklememesi için bir sebep yok. Biz değiştik” demiyorlar mıydı...
Hadi o zaman, işte size bir fırsat!
Bu çözüm paketine, Kürtlerin çözüm için AK Parti’ye muhtaç olmadıklarını gösterebilmeniz için Erdoğan’ın size sunduğu bir fırsat olarak da bakabilirsiniz...
Siyaset pazarlıktır
Gelelim “kirli pazarlık” meselesine...
Ben Ak Parti’yle BDP arasında doğrudan cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olarak herhangi bir pazarlık yapılıp yapılmadığını elbette bilemem. Her iki taraf da olmadığını söylüyor ama velev ki öyle olsun...
Bir seçim arifesinde herhangi bir sosyal grubun ya da çıkar grubunun, iktidara taleplerini iletmesi ve bu taleplerin yerine getirilmesi karşılığında oy vereceğini söylemesi kadar normal bir şey yoktur. Böyle olmayacak da nasıl olacak? İnsanlar kime oy vereceklerine nasıl karar verecek?
Pazarlık siyasetin doğasında vardır. Önemli olan pazarlığın konusudur; onu temiz ya da kirli, meşru ya da gayrı meşru yapan pazarlığın kendisi değil, konusudur.
Herhangi bir parti, oy için bazı çıkar gruplarıyla gayrı ahlaki bir pazarlığa girişirse ya da toplumun bir kesiminin oylarını kapmak için kendi ilkelerine, programına ve siyasi çizgisine aykırı bir vaatte bulunursa, yanlış olan odur.
Bizim örneğimizde ise durum tam tersi.
AK Parti bu süreci dün başlatmadı. Çözüm süreci yıllardır ilmek ilmek dokunan ve adım adım ilerleyen bir süreç. İktidar bu politikayı ortaya koyarak kendi tabanında oy kaybetme dahil çok büyük siyasi riskler aldı. Ve bugün gelinen noktada görüşmelerin yasal bir zemine oturtulması sürecin ilerlemesi için atılması gereken bir adım.
Cumhurbaşkanlığı seçimi bu adımın atılması için bir ivme yaratmışsa, zamanı biraz öne almışsa, ben buna sadece “hayırlara vesile oldu” derim.
Keşke başka toplum kesimleri de aynı şeyi yapsaydı.
Mesela, keşke Aleviler de Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi hükümetle sıkı bir pazarlığa girselerdi, “Cemevlerini ibadethane olarak tanı, zorunlu din dersini kaldır, biz de sana oy verelim” diye şartlar öne sürselerdi.
Stratejik ittifak
Son olarak, MHP ve CHP’ye tavsiyem, AK Parti’nin Kürtler’le olan ittifakına bir an önce alışmalarıdır.
Zira bu tablo sadece Cumhurbaşkanlığı seçimlerine has bir tablo değil. Görülebildiği kadarıyla Kürt siyasi hareketiyle AK Parti uzun dönemli stratejik bir ittifaka doğru ilerliyor ve bu ittifakın çok sağlam bir toplumsal temeli var: Eski Türkiye’nin mağdur ettiği iki büyük toplum kesiminin dayanışması...
Ak Parti, Türk-Kürt geniş muhafazakâr kitlelerin siyasi temsilcisi olarak, PKK-BDP de etnik bilinci ön planda tutan Kürtlerin siyasi temsilcisi olarak, Yeni Türkiye’nin inşası için ittifak yapma ihtiyacındalar.
Tıpkı, CHP ve MHP’nin “eski güzel günlere” dönüş için güçlerini birleştirme ihtiyacı içinde oldukları gibi...
Kısacası, Cumhurbaşkanlığı seçimine giderken karşımızda gördüğümüz ittifaklar tablosu son derece normal.
Tam olması gerektiği gibi...
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Başkanlık bu pespayeliği de ‘düzeltir’ mi?
10.01.2016 - Dokunulsun mu, dokunulmasın mı?
8.02.2016 - Yine aynı komisyon
3.02.2016 - 'Nişantaşı tepinirken ağlar Güneydoğu'
31.12.2015 - HDP kendisini kapattırmaya çalışıyor
29.12.2015 - Sadede gelelim
27.12.2015 - DTK çözüm hamlesi yapacakmış!
25.12.2015 - Washington-Moskova arasında
22.12.2015 - Kürt Paketi
21.12.2015 - Çözüm Masası’na dönülsün, diyenlere
18.12.2015
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları

























































Ad Soyad Giriniz...
Muslumanlik artik Turkler icin ayakbagi haline gelmeye basladi. Ulusal cikarlarimiza donuk tehditlere karsi en ufak tepkimiz muslumanlik tepkileriyle karsilaniyor. Maalesef taraf gazetesi de bu soylemlere alet oluyor. Turk din alimlerinin bu konuda daha aktif rol ustlenmeleri gerekir.
Tarafsız
Başbakanı eleştirmek siz yazarlar arasında yarış haline geldi. İçinde bulunduğumuz ülkemizin koşulları göz önüne alınırsa , gelmiş geçmiş hiç bir ikdidar liderinin Başbakan kadar doğru çizgide hareket ettiğini görmüyorum . Onu çizgisinden saptırmak isteyenler , bir gün o çizgiye geleceklerdir. Ben AKPLİ değilim AMA, yiğidi öldür hakkını ver.
tarafsız
BU siteye yazı yazan sözüm ona yazarların yazarlığından ( hepsi değil) şüphe ederim. Siz yazar mısınız yoksa ,bozar mısınız ? bir sürü felaket tellalları, bozguncular ne istiyorsunuz?