Güldalı COŞKUN
EKRANIMA düşen atletli Kılıçdaroğlu fotoğrafını gördüğümde, önce fotoşop sandım. Biraz araştırdığımda Hürriyet Gazetesi muhabirinin çektiği ve yürüyüşün anlatıldığı bir kitapta yayınlandığını öğrendim.
Kılıçdaroğlu'nun izni olmadan yayınlanması ihtimal dışı olan fotoğrafta, garip olan, atleti değil, bunun paylaşılmasıydı.
Her gün biraz daha absürt saçmalıklara maruz kalırken, bu ortamda ruh sağlığımızın korunması, büyük bir başarı.
Bazı konular vardır. Üzerinde durulması, hakkında yorum yapılması bile komik kaçar.
Ancak, yüzyıldır çağdaşlaşmayı, kılık kıyafete indirgeyen, köşelerinde halkın çizgili pijamasıyla, kılıyla, tüyüyle uğraşanların sonunda böyle bir fotoğraf vermesi, kesinlikle konuşulmaya değer..
Bu nedir peki?
Halkı mı anlamış oldular, “ben de sizdenim” mi mesajı verdiler. Atlet “yerel-milli” giyeceğimiz de, bunu yeni mi keşfettiler!
Nasıl, bu kadar banal bir siyasetle muhatap oluyoruz diye sormanın anlamı yok. Ülkenin ana muhalefet partisinin zekası, düzeyi, öngörüsü, vizyonu, perspektifi bu kadar, buraya kadar.
Komik olan, Erdoğan'ın onların “müthiş” zekalarına gönderme yaparak, “Atatürk, böyle bir fotoğraf vermiş midir?” diye trajikomik hallerine ayna tutmaktı..
Zira; yıllardır Erdoğan'ın eşinin örtüsü, yemek yerkenki görüntüleri, Atatürk gibi kadınlarla dans etmeyip, alkol almayışı, kıyaslamalı fotoğraflarla sunulmadı mı?
Böyle haberlerin altında gerek sosyal medyada, gerek internet gazetelerindeki bu taifenin hakarete varan yorumları, “bidon kafalı, göbeğini kaşıyanların” liderinin de onlar gibi olacağını, ifade etmelerinin eskidiğini düşünmüyorsunuz herhalde…
Fakat, Erdoğan'ın bu ince göndermesine Kılıçdaroğlu tarafından verilen cevap, muhteşemdi!
“Biz gardrop Atatürkçüsü değiliz!” bunu duyunca,bir kez dahaErdoğan'ın bu ülkeye ne çok şey kattığını, ne çok ezberi bozduğunu ve bu cümleleri samimi dahi olunmasa onlara söyletebilmenin, takdire şayan olduğunu düşündüm.
Kitlesi, şimdi bu cümleyi içeriğinin ne olduğunu bilmeden söyleyip dursa da, olur ya; birinin de “demek ki biz yıllarca gardrop Atatürkçülüğü yapıyormuşuz!” deme ihtimali neden olmasın!
Bunlar bir tarafa; şimdi konunun diğer boyutuna gelelim. Kimse, bu fanila için gidip de CHP'ye oy vermez.
Anlamadıkları şey, halkın, sakil–eğreti olanla, samimi olanı ayırt edebilmesi. Kaldı ki; atlet giymekle halktan da olunmuyor.
Hadi, samimi bulunup bulunmasından da vazgeçtim; bir siyasetçi, hiçbir konuda çözüm getirmiyor ve alternatif üretmiyorsa, yün fanila da giyse, pamuklu da ve dahi patiskadan paçalı don giyse ne olur?
Murat Belge'nin sürekli yazılarında dile getirdiği “popülizm” budur. Sorunlara çözüm üretirken, benzer değerleri taşıyan ve sürekli daha iyisi için, kendisiyle yarışan, yer yer kendisine muhalefet eden, hatasını gören ve hatta ifade eden AK Parti hareketi değildir popülist olan.
Birçok yazımda söylediğim gibi; evet bir muhalefet sorunu ciddi oranda var, ancak aydın sorunu olduğu ve bu denli kalitesiz bir muhalefette de asıl payın aydınlarda olduğu ortada.
Elbette, iktidarlar eleştirilir ve eleştirilmeli de. Ancak, demokrasinin birinci ayağı iktidar değil muhalefettir. Çünkü, alternatifi olmayan bir iktidarın çalışmaları eksik-aksak da olsa, yine de tercih sebebi olabilir.
Yukarıda da belirttiğimgibi, iktidardayken kendisiyle yarışan ve kendisine muhalefet eden bir parti tarafından yönetiliyor olmak, bir şans olsa da nereye kadar. Nihayet iktidarlar da yorulabilir.
CHP, “Adalet Yürüyüşü”nden sonra, Çanakkale'de “Adalet Kurultayı” yaptı. Kılıçdaroğlu, çıktı kürsüye, yine bilindik şeyleri tekrarladı. Körler, sağırlar birbirini ağırlardan öteye gitmeyen kurultayda, “sabah akşam benim atletimle uğraşacağına…..”diye kurduğu cümlenin siyasete katkısı ne olacak acaba!
En komiği de Çanakkale'ye kurultay için gelen, Kayseri/Melikgazi teşkilatı üyelerinin asbest beyazı atletleriyle, bir ağacın altında ve yemek masası etrafında verdikleri pozdu. Üyeler, Kılıçdaroğlu'na destek için bunu yaptıklarını söylüyordu.
Ülkenin onca sorunu varken, “atletle uğraşan”iktidar, hedef şaşırtmak için bunu yapıyormuş!
Hani magazin dergilerinde, ailesinden, eşini çok sevdiğinden bahsederken, şuh pozlar veren aktrisler gibiler…Ve maalesef bunlar, kaynayan kazan Ortadoğu'ya sınır olan ülkemizin iktidara talip muhalefeti oluyor..
Polemikten, kaos ve kargaşadan medet uman Almanya'ya gidip, “Ülkemize turist yollamayın, can güvenliği yok” diyebilen ve sonra da aynı ülkeye dönebilecek kadar kendini güvende hisseden bir garip adam; ana muhalefet liderimiz…
Neyse efendim; seçim zamanı tüm vekil adaylarının atletli fotoğraflarına bakıp, şöyle kaynatılmış, sakız gibi bembeyaz olanı, ilk tercih nedenimiz olabilir!
Fesübhanellah!
Tam yazacağım; “bi'gülme tutuyor!”
Yazarlar
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.06.2018
3.02.2018
27.05.2018
21.05.2018
14.05.2018
29.04.2018
23.04.2018
15.04.2018
9.02.2018
2.02.2018