Hadi ULUENGİN
MODERN tarihin en büyük ve en pespaye yalanı olan komünizm yalnız siyasi ve iktisadi planda yenilgiye uğramadı. Bu kadarla kalsaydı, eh bir dereceye kadar affedilebilirdi.
Fakat aynı zamanda ve bilhassa i-n-s-a-n babında hezimete uğradı!
Geçtim o ağzından hiç düşürmediği “yeni insanı yaratmak” ideasını falan…
Tam tersine, ardında bıraktığı ruhi ve beşeri miras bütün köhne değerleriyle, bütün ilkel içgüdüleriyle ve bütün arkaik yansımalarıyla “eski insan”ın ta kendisi oldu.
Nitekim “Duvar”ın yıkılışından çeyrek asır sonra da Orta ve Doğu Avrupa eksenli olarak bugün sözkonusu hezimetin çok somut, çok güncel ve çok acıklı manzarasını seyrediyoruz.
***
ÇÜNKÜ bu hafta sonu Polonya’da, Çek Cumhuriyeti’nde ve Slovakya’da onbinlerce göstericinin katılımıyla “Suriyeli mültecileri istemezük” nümayişleri yapıldı.
Ana sloganı da “Müslümanların varlığı Avrupa medeniyeti öldürür” şiarı oluşturdu.
Sınırı dikenli telle çeviren ve Angela Merkel hoşgörülü bakıyor diye de Alman Şansölye’ye BaşbakanVictor Orban’ın ağzından beddua yağdıran Macaristan’ı zaten saymıyorum…
Öte yandan hem aynı tür gösteriler, hem de mültecilere saldırılar o Almanya’nın doğu cihetinde, yani eski komünist Almanya’da artık bir vakka-i adiyeye dönüştü. Eee?
***
E’Sİ şu ki, yahu yukarıdaki komünizmin yıkıldığı 1989 yılına kadar emperyalist Batı’yı sömürgecilikle ve ırkçılıkla suçlayan bütün bu ülke yönetimleri kendi yarattıkları “yeni insan”ın süper enternasyonalist ve ultra anti-ırkçı olduğuna dair bin bir nutuk atmıyorlar mıydı?
Yemin-i billah, sözümona “sosyalizmin” ora yurttaşlarını böylesine önyargı ve nefretlerden tamamen özgürleştirdiğini her yerde ve her zaman tekrarlamıyorlar mıydı?
O vakitler çok gitmişliğim var… Haniyse yirmi sene boyunca arada bir dolandım.
Kol kola girmiş ve biri beyaz, biri kara, biri sarı, biri de sarıklı olarak resmedilmiş; altına da dev harflerle “uluslararası dayanışma ve kardeşlik” şiarı yazılmış işçi ve köylü afişleri Doğu Berlin meydanlarında, Prag statlarında, Varşova kavşaklarında göz çıkartmıyor muydu?
Peki de bütün bunlara ne oldu?
***
EVET, ne oldu ve nasıl oluyor da, daha düne kadar ırkçılıktan, şovenizmden ve ötekileştirmeden arındığı iddia edilen o “yeni insan” bugün diğer Batı Avrupa yurttaşlarıyla asla kıyaslanamayacak bir nefret ekseninde “mülteci istemezük” diye sokaklara dökülüyor?
“Müslümanların varlığı Avrupa medeniyetinin ölümü demektir” sloganı hangi “sosyalist kültür ve terbiye”nin eğitim mirasına ve teorik kitabiyatına tekabül ediyor?
Hayır! Tabii ki bunların hiçbiri gökten zembille inmedi!
Çeyrek asır gibi kısacık, çok kısacık bir zaman diliminde ortaya çıkmadı!
***
ÖYLE, çünkü modern tarihin en büyük ve en dehşet yalanı olan komünizm enternasyonalist “yeni insanı” yarattığını iddia ederken de yine sunturlu yalan savuruyordu.
Yine sahtekârdı ve sahtekârlığı ölçüsünde de kof bir görüntünün arkasına saklanıyordu.
Zaten başta Moskova olmak üzere ellili yıllardan itibaren Doğu Avrupa üniversitelerinde öğrenime gitmiş Afrikalı ve Asyalı öğrencilerin yaşadığı ırkçı dışlama tanıklıkları ibadullahtır…
Sovyetik Orta Asya cumhuriyetleri yurttaşlarının Slav cumhuriyetlerde ne denli aşağılandığına dair de sayısız şahit vardır… Buna ora partilerinin yöneticileri bile dâhildir…
Hattâ ve hattâ, 1960’ta geri çekilene dek, burnundan kıl aldırmayan yine Slav uzmanların kızıl bir ÇHC’de bile nasıl büyüklük ve kibirlilik tasladığı bizzat Çin kaynaklarında mevcuttur…
Yani işin özü, eski komünist ülkelerden yükselen “mülteci istemezük” cazgırlığı aslında o komünist yalanın normal ve sıradan bir tezahürüdür ki, yoldaş, insani hezimetin muazzamdır.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015