Halil BERKTAY
21. yüzyılın başlarını bir âcil durum ortamında geçirdik. Varolan demokrasiyi korumak, askerî vesayetten kurtarmak ve milim milim geliştirmek için hep olağanüstü şeyler yapmak gerekti. Hâlâ da bu havadan çıktığımız; adım başı yeni bir krizle karşılaşmayacağımıza, demokrasinin artık normal işleyeceğine güven duyduğumuz söylenemez.
“Kanunlara uygun yaşama”yı kabul etmek
Oysa NYRB cilt LX no 1’deki Lincoln filmi eleştirisinde Bromwich’in son parmak bastığı nokta, demokrasinin sıradan olması gerektiği (ve Spielberg’in de tarihî gerçeklik açısından tek tük hatâlarıyla birlikte, sonuçta bu mesajı iyi verdiği). Ocak 1863’teki Özgürlük Beyannamesi’yle (Emancipation Proclamation) Konfederasyon eyaletlerindeki bütün kölelerin derhal âzâd edilmiş sayılması, diyor, olağanüstü bir âcil durum önlemiydi. Oysa bu kötülüğün kökünü Anayasa çerçevesinde kazıyacak kalıcı bir kural gerekliydi. Başkanın iki yıl sonra, Ocak 1865’teki çabası buradan kaynaklanıyordu. “Lincoln filminin açık seçik belirttiği gibi, demokrasi varlık nedenini âcil eylemlerde değil, zor ve alelâde bir iş olarak kanun çıkarmada ve kanunlara uygun yaşamayı kabul eden insanların günlük benimseyişinde bulur.” Onun için David Bromwich dönüp dolaşıp, Spielberg’in yer yer dikkati dağıtan süslemelerine karşın, Lincoln’ın son tahlilde “onurlu” bir film olduğuna hükmediyor.
Bu satırları okuduğumda, beni ilk ağızda “kanunlara uygun yaşamayı kabul eden insanların günlük benimseyişi” ifadesi çarptı. Türkiye’de böyle bir kabul var mı acaba? Ya da ne kadar var? Atatürkçü ve ulusalcı diye tarif edilen kesimin demokrasiye inanmadığı açık. Zaten kendileri de söylüyor ve anketlere göre bu kitle yüzde 20’leri buluyor. Özellikle Deniz Baykal’ın liderliğindeki CHP, 2002-2012 arasının büyük bölümünü yeni bir askerî darbenin pususunda geçirdi ve oy oranı gene yüzde 20 dolayında. Marjinal “devrimci sol” da, Aydınlık’ı, İP’si, yeni TKP’si ve onlardan ancak biraz farklıBirgün’ü, eski Dev-Yol çevreleriyle, hukuk devleti uğruna, hukuk devleti içinde mücadele fikrinden özetle, Kanunların Ruhu’ndan çok uzak. Geçtiğimiz 27 yıl boyunca PKK’nın silâhlı mücadelesi, bizatihî demokrasinin reddi demekti. Kürt hareketinin bundan sonra ne yapacağını zaman gösterecek.
Öyle veya böyle; demokrasiden canı sıkılan ve adına ister darbe, ister devrim densin, hep krizler, âcil durumlar ve olağanüstü heyecanlar peşinde koşan, “bir sabah” Aurora’nın topları veya tank sesleri veya karakol baskını haberleriyle uyanmayı bekleyen bir insan türü, hâlâ hayli kalabalık bu ülkede.
Sıradan bilim, sıradan demokrasi
David Bromwich’in son paragrafı ikinci olarak bir başka sonu, Bertolt Brecht’in Galileo’nun Yaşamı’nı bitiriş tarzını çağrıştırdı. Ne tuhaf, unutuldu Brecht. Avrupa’dan çok daha fazla, bizde bir dönemin sol kültürüyle özdeşleşti; bir devrimci sanat ve kültür ikona’sı haline geldi. Önce, aşırı kullanım yoluyla harcandı. Sonra sol gidince, o da gitti sanki. Bu kadarını hak etmemişti sanırım.
Fakat her neyse. Nedir durum; Kilise’nin 1616’da Kopernik’i resmen mahkûm etmesiyle birlikte Galile de uyarılır ve bir süre geri çekilir, uslu durur. Derken, 1616’da kendisini korumuş olan Kardinal Barberini’nin 1623’te Papa (VIII. Urban) seçilmesiyle umutlanır ve Başlıca İki Dünya Sistemine İlişkin Diyalog’unu, Engizisyon’un izni ve Papalığın onayıyla yayınlar. Ardından durum tekrar değişir; Galile’nin aslında geçiştirilemeyecek kadar net ve köşeli şeyler söylediği, bu arada Papa ile de dalga geçtiği yorumları hâkim olur. 1632’de gene Roma’ya çağrılır, Engizisyona çıkar. “Çok kuvvetli sapkınlık şüphesi”yle mahkûm edilir; dünyanın güneş etrafında döndüğü görüşünü geri almaya zorlanır; ömür boyu ev hapsine çarptırılır; sadece Başlıca İki Dünya Sistemine İlişkin Diyalog değil, gelecekte yazabilecekleri dahil bütün eserlerinin basımı yasaklanır. İki yıl Siena’da ikamet ettikten sonra, 1634’te Floransa yakınlarında, Arcetri’deki villasına dönmesine izin verilir; 1638’de tamamen kör olur ve 1642’de burada ölür.
Brecht’in piyesinde, o son acılı, meşakkatli yıllarında, eski öğrencilerinden Andrea Galile’nin ziyaretine gelir. Hocasını bilim adına işkence tehdidine göğüs germemekle suçlar; dünyanın kahramanlara olan ihtiyacını vurgular. Galile’nin cevabı “Yazık, kahramanlara muhtaç olan ülkeye” şeklinde olur. Ayrılırken Andrea’ya, gizliden gizliye yazıp tamamladığı İki Yeni Bilim kitabını verir; dış dünyaya ulaştırmasını ister. Brecht, böyle sessiz kahramanlar da vardır mı diyor? Yoksa genel olarak kahramanlara olan ihtiyacı, insanlığın geriliğinin bir göstergesi mi sayıyor? Onu da biz düşünelim.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- PKK ve Türk solcuları (3) Silâh, savaş, “Önderlik
10.03.2025 - Yarısı biten sürecin kalan yarısına dair
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (2) “Adam öldürmeyi oyun mu sandın?”
8.03.2025 - PKK ve Türk solcuları (1) Silâh ve şiddet fetişizmiyle dolu otuz yıl
6.03.2025 - Trump’ın, yeni tip Hitler ve bilinçsiz Leninist olarak portresi
10.02.2025 - Bir demokrasi ve mücadele alanı olarak “ahlâklı denetim”
29.01.2025 - Eksik ve kaygılı bir devrimperestlik: Amerikan Devrimi
25.01.2025 - Marksizmden önce devrim, terör, diktatörlük
16.01.2025 - “Bir günde giriverdik demektir Şamı Şerif şehrine”
24.12.2024 - Kültür Bakanına birkaç soru
20.11.2024
Yazarlar
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
Palmiye yayınları
Palmiye yayınları olarak gazeteci, yazar, şair arkadaşlarımıza bir imkân sunuyoruz. Destekli yayıncılık kapsamında yazılarınızı kitaba dönüştürebiliriz. Siz yazın biz basalım yayınlayalım. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgi için lütfen iletişime geçiniz. İletişim bilgilerimiz: [email protected] https://www.facebook.com/palmiyeyayinlari Tel: 0555 2915061-0539 3602045