İbrahim Kahveci
Serbest piyasa bir denge kavramı üzerinde çalışır. Mesela bir ürün aynı yerde uzun süre farklı fiyatlardan işlem göremez.
Daha düşük fiyatla satılan yere talep artar veya oradaki fiyat yükselir; ya da yüksek fiyatlı yere talep azaldığı için oradaki fiyat düşer.
Uzun vadede bir denge söz konusudur.
Mesela faiz bir yerde yüzde 7,60 iken, diğer yerde yüzde 12,0’nin üzerine çıkmışsa orada bir dengesizlik vardır.
Ya da piyasada döviz kıtlığı varken döviz fiyatlarının değerinde bir artış beklenebilir.
Kısaca bir serbest piyasa vardır ve dengeleri gözetir.
Bu dengeyi de çıkarların maksimize edilmeye çalışılması sağlar.
Elbette bunlar serbest piyasa için söz konudur.
Ama bir de ser’p’est piyasa vardır. Yani sertleşmiş -gerilmiş piyasa diyorum buna.
Mesela şu anda kısa vadeli tahvil faizi yüzde 9,96 ve uzun vadeli tahvil faizi ise yüzde 12,75. Ama aynı ülkemizde Merkez Bankası 08 Temmuz günü itibari ile bankaları yüzde 7,60 faizden 174 milyar 267 milyon lira fonlamış görülüyor.
Ülkemize yabancı para gelmediği gibi ilk 4 ayda 25 milyar doların üzerinde rezerv kaybı yaşadık. Diğer yandan ise vatandaşlar ve özel kurumlar hala döviz varlıklarını artırmaya çalışıyor. Çünkü özel sektörün dış borç ödemeleri için döviz lazım.
Ama döviz piyasası gayet dengede seyrediyor. Dolar/TL adeta 6,85 seviyelerine kilitlenmiş durumda. Dolar/TL’de yakalanan istikrar dolar/euro paritesinde yakalanamamış gözüküyor.
Tabii bunlar cuma namazı anında kısa bir dalgalanma haricinde oluyor. Geçen hafta Cuma namazı esnasında biz bu dengeyi kısa bir aralık kaybettik; o kadar yani.
PARA NASIL KAZANILIR?
Bir kişi ya da bir ülke nasıl para kazanabilir?
Çalışmadan, üretmeden para kazanabilir mi?
Aslında işin en basit yolu matbaa yolu ile para kazanmaktır. Matbaada parayı basarsınız ve Millete dağıtırsınız, olur biter.
Her taraf güllük gülistanlık olur. İnsanlar emek harcamadan bir refaha erişirler. Ülkede adeta bahar havası eser.
Mesela 2017 yılında Kredi Garanti Fonu aracılığı ile para basmak yerine parasal genişleme sağladık. Hatta yüzde 7,4 gibi bir GSYH büyümesi de elde ettik. Ne güzeldi ama...
Şimdi daha sert oynuyoruz. Hem kredi genişlemesi hem de fiziki para basıyoruz.
Borsa uçmaya başlamış. Bakan bey TL’nin değerini eskiden dolar ile kıyaslıyordu; şimdi borsa ile kıyaslıyor. TL’ye yatıran kazanmış...
Ama borsada.
Yakında TL’nin değerini hisse bazında da açıklamaya başlarsak hiç şaşmamak lazım.
Parasal genişlemenin, yani karşılıksız paranın ne ifade ettiğini iktisat bilimi açıklıyor elbette.
O nedenle kazanmadığımız paranın karşılığını elbette ödeyeceğiz. Ülke olarak ödeyeceğiz tabii ki; ya da bir başka ifade ile çok dolaylı vergi olarak ödeyeceğiz.
Nasıl ki, 2017 parasal genişlemenin faturasını ödedik, bunu da ödeyeceğiz.
Acaba bu sefer hangi dış güçler ya da iç güçler diye düşman ilan edeceğiz; seyredip bakalım.
DENGE Mİ DENGESİZLİK Mİ?
Bugün ülkemizde bir piyasa var elbette. Özellikle finansal piyasalar üzerinde ciddi bir kontrol veya otokontrol ağır basıyor.
Bankaların ne kadar serbest çalıştığı sorgulanıyor. Piyasa fiyatlarının ne kadar dengeli oluştuğu sorgulanıyor. Ama en önemlisi verilerin ne kadar güvenli olduğu da sorgulanıyor.
Bu ortamlar öyle hoş ortamlar değildir. Biz buna benzer 2000 yılında bir denge kurmaya çalışmıştık. Bugün adeta her yeri kontrol ederek bir başka denge kurmaya çalışıyoruz.
Ama unutmayalım ki, piyasalar suni dengelerle uzun süre yaşamazlar.
Unutmayalım ki, deniz nasıl verdiğini geri alırsa, piyasalar da kendi dengesini orta-uzun vadede alacaktır.
Siyasetin gücüne uzun süre boyun eğmiş bir serbest piyasa görülmemiştir. Ama ser’p’est piyasalarda zaten kriz de görülmemiştir.
Yazarlar
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
14.07.2025
10.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
30.06.2025
24.06.2025
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025