İlhami IŞIK
Birbirimizi sevmek için eşit olmamız gerekmiyor ama birbirimizle dost olabilmemiz için eşit olmamız şarttır. Biz kedimizi de severiz, arabamızı da. Sevgi ateşi yüksek bir duygudur, kişiler arasında bir ayırım yapmaz. İçindeki sevgi yoğunluğu ile ateşi nispeten düşük olan ''dostluk'', eşitliğe dayalı karşılıklı bir hayranlığa dayanır. Bu iki insani duygunun ortak paydası ahlaktır. Yüce ruhlu insanların üstünde oturduğu zemin ahlaktan başka da bir şey değil. Bu yanıyla ahlak bir duygudaşlık kapasitesi gerektirir.
Aslında, doğal olanla insani olan, maddi olanla anlamlı olan arasındaki en güçlü bağlantı ahlakın kendisidir. Tabiri caizse, ahlaki varlığımız, maddi somut doğamızın, anlam ve değerle buluştuğu bağlamdır. Eğer bu temel saptamalar doğruysa -ki doğrudur- salt birlikte doğmuş olduğumuz ''insani bedenlerimiz'' sayesinde hepimiz aslında evrensel varlıklarız.
Bu temel insani hakikatı, Batı, Aydınlanmacı felsefesiyle, uzun zaman önce, kültür ve siyaseti baz alarak bir ''düzmece evrensellik'' anlayışı icat etti. Beyaz ve Avrupa kökenli olan bu anlayış, özellikle kültürel farklılıkları ayrışmanın esas kaynağı haline getirdi. Kültürel olarak kendini en ''yüksek'', en ''yetenekli'' ve en ''zeki'' ilan eden Batı, herkesi ''uygarlaştırmak'' yalanıyla şiddeti meşru hale getirerek ''küresel kapsama alanını'' kendi lehine sürekli genişletti.
Batı'nın hayatta kalmaktan başka hiçbir isteği olmayan daha zayıf ve yoksul kültürlerden talebi, o gün de bu gün de şu oldu. ''Kültürel farklılıklarınızı silin, bize benzeyin; gelişmek için artık olduğunuz gibi olmayı geride bırakın''.
Yakın geçmişte bu düzmece evrenselciliğin adı George Bush'tu. Bu satırları yazdığım şu anda korkarım bu düzmece evrenselciliğin adı Donald Trump olmak üzere! Düpedüz yaygaracı bir ikiyüzlülük, yerini küstahlık derecesinde açıkça dışa vurulan bir çıkarcılığa bırakıyor.
Bugünlerde Amerika Birleşik Devletleri’nde yönetim, aşırılıkçıların ve ırkçı, yarı fanatik güçlerin eline teslim edilmek üzere. İlginçtir; bu durum ABD' de ''El Kaide ya da DEAŞ'ın''iktidarı ele geçirmek üzere darbe girişiminde bulunması nedeniyle de olmuyor! Bunun esas nedeni, aşırılıkçılığın ve saldırganlığın küresel boyutta egemen güç haline geldiği yeni bir evreye girilmiş olmasıdır.
Farklılıkları yok etmek işi şiddet içeren bir iştir ve bu işten dolayı kimlikleri tehlikeye giren de büyük ihtimalle artık aynı şekilde karşılık vereceklerdir. Şu anda Batı dünyasında pragmatik türdeki ahlaki gerekçelendirmeler pek revaçta. Mesela Küresel terörle mücadele, mesela ifade özgürlüğünü koruma, mesela mülteci sorununa çözüm adı altında dünyamız, pimi çekilmiş bir el bombasına dönüştürülüyor.
Kültürel çoğulculuğu kutsayan Batı'nın farklılıkları şiddetle giderme yoluna başvurması, bu anlamda, yaşadığı en büyük ahlaki krizidir.
15 Temmuz 2016’da Türkiye'de gerçekleştirilmek istenilen darbe esasen 1952 yılından bu yana NATO ittifakı içinde yer alan bir ülkede kalkışılan bir darbe girişimidir. Peki, Batı dünyası bu darbeye neden seyirci kaldı? Hatta kimi Batılı müttefiklerimiz bu darbe girişiminin içinde ciddi rollerinin olduğu biliniyor. Bu darbe girişiminin nasıl mümkün hale gelebildiğini sanırım daha uzun yıllar tartışacağız ama bunun hangi nedenlerden ötürü yapıldığının yanıtlarının aklı başında herkes için çok açık olması gerekir.
15 Temmuz darbe girişiminin gerçek nedeni, iddia edildiği gibi diktatörlüğe doğru bir gidiş değil, tam tersine Batı'ya bağımlılıktan vazgeçip kendi kendine yeterli bir toplum haline gelme kararı ve iradesidir.
Türkiye, Batı ile ya gerçek bir dayanışmanın eşit bir aktörü olacak ya da gönülsüz konsensüslere ve sahte müttefiklik konforundan kesin biçimde vazgeçecek. Orta yol yok. Orta yolcu olmakta bir erdem yoktur.
Kendi kendine yetme iradesi, belirli amaçlar için işbirliği içinde dayanışmalar yaratarak muteber yeni amaçlar üretebilir ve herkesi bu amaçlar etrafında yeniden birleştirebilir.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025