İlhami IŞIK
Siyasal iktidarlar, muhaliflerini etkisiz hale getirmek için orman kanunlarına başvuramazlar; ormanda kurt avlayan avcılar gibi tuzaklar kurarak muhalifleri ya da farklı inanç guruplarına ait bireyleri bertaraf etme lüksüne sahip değildirler. İnsanlar, vahşi hayvanlar gibi avlanamazlar. İnsan, haklarıyla insandır. İnsanı insan yapan hak sahibi olmasıdır. Hiçbir insan önce suç olarak tanımlanmamış bir şey yüzünden özgürlüğünden men edilemez. İnsanlar sırf doğal ve biyolojik olarak bir kimliğe sahip oldukları için suçlanamazlar. İnsanlar, şu veya bu inanca sahip oldukları için suçlanamazlar. İnsanlar bir toplum içinde bir düşünceye sahip oldukları için suçlanamazlar. Bütün insanlar bir türe bir cinsiyete mensupturlar, sırf bir cinse ait oldukları için suçlanmazlar. Kimlik, inanç, düşünce ve cinsiyet doğal, biyolojik ve kültürel varlık şekilleridir. Bunları suç saymak, ırkçılığın en ağır ve aşırı versiyonudur.
O nedenle, haksızlığa uğrayanın kimliği sorulmaz. Kimliğine bakıp, haksız ya da haklı hükmü kurulamaz. Bir hakkı ihlal etmişse, ancak o hak ihlalinden ötürü suçlanabilir.
O nedenle, haksızlığa uğrayanın inancı sorulmaz. Bir inanca sahip olmak suçlanmak nedeni değildir. Bir inanca sahip olmak haksızlık yapılmasını gerektirmez.
O nedenle, haksızlığa uğrayanın düşüncesi sorulmaz. Bir düşünceye sahip olmak suç değildir. Tam tersine düşüncesizlik ayıplanma nedeni olmadır.
O nedenle, haksızlığa uğrayanın cinsiyeti sorulmaz. İnsanlara cinsiyetlerine göre muamele yapılmaz. Cinsiyetçilik ırkçılığın zalim bir türüdür.
Suç ve ceza birlikte tanımlanır ve ilan edilir. Ne suçsuz ceza olabilir ne de cezasız suç. Demek ki bir şey suç sayılmadan önce, o şeyin suç olarak ilan edilmesi gerekir. Eğer önceden bir eylem ya da davranış suç olarak ilan edilmişse, o zaman orada önceden o suç üstünde bir mutabakat var demektir. Eğer önceden söz konusu şey suç olarak ilan edilmişse, o şeyin hükmü değiştirilemez. Devlet yönetmek mutabakatları yönetmek demektir. Mutabakatları yönetmek ise her şeyden önce iktidarda olanların hukuki sorumluluğudur. Eğer ortada meşru mutabakatlar varsa, o zaman devlet yönetimi orman yönetiminden ayrışır. Her şeyden önce ülke yönetimi orman yönetimine benzemez. Bir ülkenin yönetim biçiminde önceden üstünde mutabakata varılmış, ortak değerler, ortak kurallar ve hükmü açık yasal kanunlar var. Bu verili bir durumdur; yani iktidar olmadan önce de var olan, genel geçer normlar ve değerlerdir.
İktidarlar, siyasi ihtiyaçları için hukuku, siyasi bir vasıta haline getiremezler. Muhaliflerin siyasi görüşleri baz alınarak, suçlar ne artırılabilir ne de eksiltilebilir. Hukuk muhalifler için ‘’demoklesin’’ kılıcı haline getirilemez. Hukuk rehin alma aracı değildir. Hukuk tehdit ve şantaj yapmak için kullanılamaz.
Normal demokratik bir ülkede hiç kimsenin hakları ötekilerin iki dudağı arasında değildir. Normal demokratik bir ülkede hiç kimsenin himaye görmeye ihtiyacı yoktur. Ne ceza ile tehdit etmek ne de siyasal iktidarın kanatları altında himaye görmek, normal demokratik davranış kalıpları değildir. Hukuk, gücünü açık yasal ve meşru hükümlerden alır. Hukukun ayrıca bir güce, ayrıca bir meşruiyet dayanağına ihtiyacı yoktur. Bu manada hukuk kendi kendine yeterlidir.
Demokrasiler ormanlık alanlar değildir. İnsanlar kumpaslar ve kapanlarla avlanılan hayvanlar değildir. Haksızlığa uğrayan insan insanlığını kaybetmez. Tam tersine haksızlık yapan insanlığını kaybeder.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUMuhalefet barış sürecinde yer alacak mı? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGazze’nin tarihe düştüğü kayıt, dünyaya verdiği ders 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasCHP artık iktidar alternatifi mi 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKendi halkına cihad ilan etmiş bir Diyanet İşleri Başkanı 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURNetanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü? 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer Tahincioğluİnsanlığa karşı suç için “Hitler” kriteri: Bombayla öldürülen, yaralanan insanlar “mağdur” sayılmadı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERPatrona hediye gibi kanun, işçiye erteleme 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezKuznets Eğrisi Hipotezi ve Türkiye 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Türkiye’yi Sarsan Bir Yıl… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRHer yangın yeni ihale demek... Beslenme sırası felaket tüccarlarında: Tomruğa hücum! 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYeni çözüm süreci 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGECibuti Başkonsolosu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞ“Terörsüz Türkiye (!!!)” Komisyonu aritmetiği ve CHP 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilNeden gelişmiş bir ülke değiliz? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCan Atalay 'komisyon' üyesi olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuKomisyon ve SDG… 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDört Tarz-ı Siyaset 31.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZKomisyon kuruluyor sorular çoğalıyor 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİOrmanlarımızı kim mi yakıyor? 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKomisyon oturumları canlı yayınlansın 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUN“Siz de Çekoslovakyalılaştıramadıklarımızdan mısınız?” 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNSüveyde’den sonra: Eski çamlar bardak olurken… 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUYKU “ÖLÜMÜN OYUNBOZAN” KARDEŞİ. 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"İMRALI ADASI’NI BARIŞ ADASI YAPACAĞIZ"... 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkan‘III. Dünya Savaşı ihtimali 50/50’ 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR"Terörsüz Türkiye" süreci: Neden barışın vaatlerini değil de şiddetin risklerini önümüze koyuyorlar? 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUDünya değişiyor, Suriye’nin Türkiye politikası da mı değişiyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHüseyin için matem, Gazze için ağıt 25.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayReel sosyalizm neden çöktü? 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl Boraİhtiyatlı İyimserlik 24.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2025
1.07.2025
9.06.2025
18.05.2025
8.05.2025
28.04.2025
21.04.2025
13.04.2025
1.04.2025
16.03.2025